13: Daha Gaddar

849 93 126
                                    

Ölüler ordusu tepeye çıkmadan kısa bir süre önce, Scorpius olaylardan daha yeni haberdar olduğunda, sarışın genç çocuk, yatağına uzanmış, elindeki not defterine ağzı açılmış bir halde, hayretle bakıyordu. Okuduklarının, Regulus'un ona anlattıklarının, gerçek olmadığını düşünmek istiyordu ve bu gerçeklik, aklını başından alıyordu. Başta dili tutulmuştu, bir şey söyleyemedi. Sonra güç duyulan bir ses yüksekliğiyle "Baba!" diye seslendi Draco'ya. 

Scorpius kaza geçirdiğinden beri Draco da oğlunun yanından bir an olsun ayrılmaz olmuştu ama artık yorgundu ve yorgun olması sebebiyle uykusu da ağır ve derindi. Scorpius'un yatağına yakın bir konumda, penceresinin önündeki üçlü kanepeye uzanmış ve yorgunluktan orada sızmıştı. Scorpius onu uyandırabilmek için bir kez daha seslendi ama sesi bu sefer daha yüksek çıkmıştı. Kendini duyurana kadar birkaç kez art arda "Baba!.. Baba!.. Baba!.." diye tekrar etti.

Gözlerini zar zor açan Draco, hemen doğruldu ve anında oğlunun başına geçti "N-ne oldu, Scorp? İyi misin? canın mı acıyor?" Scorpius başını iki yana salladı "Ben iyiyim, baba ama büyücü dünyası hiç iyi değil. Beni dinle; Bakanlık'a gidip, Barty Crouch Junior'ın antik büyüler kullanarak Lord Voldemort'u dirilteceğini hatta çoktan diriltmiş olabileceğini söylemen gerekiyor. Hemen, acele et!" 

Draco, Scorpius'un yanına oturup, elini oğlunun yanağına koydu "Scorp... Sen de biliyorsun ki acı çekmeni engellemek için sana çok ağır ilaçlar vermem gerekiyor. Okulda olanların seni fazlasıyla endişelendirdiğini tahmin edebiliyorum ama Barty Crouch Junior'ın bir şey yaptığı ya da yapacağı yok. Herkesin gözü geçmişten gelenlerin üzerinde. Tüm bunlar kafanın içinde oluyor."

Scorpius "Hayır!" diyerek itiraz etti "Ben neler olduğunu ve neyin gerçek, neyin kafamın bir oyunu olduğunu çok iyi biliyorum." Not defterini açtı "Bunu bana bizzat Regulus Black yazdı. Onun bundan haberdar olması çok doğal çünkü geçmişten gelenler buraya ilk adımlarını attıklarında o ve Barty yakın arkadaşlardı. Zamanında çoğu şeyi beraber planlamışlar ama sonra Regulus geri çekildi ve bizim tarafımıza geçti." 

"Bu-bunu ne olur ne olmaz, değerlendirsinler diye Bakanlık'a götüreceğim." dedi Draco, Scorpius da hem anladım dercesine hem de teşekkür edercesine başını salladı. Draco not defterini cebine tıkıştırdı, Scorpius'a da uyuması için bir bahane uydurarak iksir verdi çünkü oğlunun o yokken, o haliyle kalkıp, bu işlere dahil olmasından korktu.

Onu alnından öpüp, üzerini örttükten sonra Scorpius'un odasından çıktı. Tam alt kattaki şöminelerden birini kullanmak için merdivenlerden iniyordu ki karşısında gördüğü bir grup büyücü yüzünden olduğu yerde kalakaldı. Aslında çok da insana benzedikleri söylenemezdi ama ellerindeki asa sayesinde büyücü olduklarını anlayabildi. Saçları yoktu, ayakları çıplaktı ve üstlerine simsiyah bir tül giymiş gibi görünüyorlardı.

"Malfoy!" dedi en öndeki, pis pis gülümserken "Seni görmek ne hoş! Oğlun da buralardaysa, ona da bir selam vermek isterim." Draco asasını çekti "Siz kimsiniz ve evime nasıl girdiniz?" Az önce konuşan adam etrafına bir bakındıktan sonra gözlerini Draco'ya dikerek omuz silkti "Böylesine görkemli bir evin hiçbir güvenlik önlemi olmaması doğrusu bizi de şaşırttı. Gelelim ilk soruna. Bizim kim olduğumuzun bir önemi yok. Biz bir hainin ve onun oğlunun işini bitirmek için gönderildik. Şu ismi bilirsin: Karanlık Lord. İşte, bizi o gönderdi." 

Draco savaşmaya hazır bir şekilde asasını onlara doğrultunca, ölülerin kahkahaları antreyi inletti. En öndeki adam tekrar konuştu "Komik olma, Malfoy! Kendini rezil ediyorsun. Hepimiz Karanlık Lord'un yolunda canımızı verdik ve senin gibi bir büyücü şimdi bize engel olacak, öyle mi?" Yanındakine komut verdi "Bitir işini, Rosier. Lordumuzu daha fazla bekletmek istemiyorum." Rosier'ın asasından çıkan yeşil lanet, Draco'nun göğsüne isabet etti ve Draco hemen orada can verdi.

Geçmişten Gelen | Next Gen + MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin