10: Regulus'un İtirafı

1.1K 110 35
                                    

"Barty beni hiç anlamıyorsun!" diye kükredi Regulus öfkeyle "Bunu yapamayız! Lütfen anla artık!" Barty ona dik dik baktı "Sebebini söylersen belki anlayabilirim ama o kanıbozuklardan biri aklını çelmişse ilk olarak onu gebertirim sonra da senin canına okurum." Regulus iç çekti "Hayır, ben sadece nasıl öldüğümü gördüm. Biliyorum ki eğer Karanlık Lord yeniden doğarsa beni sağ bırakmayacaktır."

Barty monoton bir ifadeyle ve rahatlıkla "Biz de Karanlık Lord'la pazarlık yaparız o zaman." dedi "Onu hayata döndüren kişi sen olursan tabii ki seni affeder... Her ne yaptıysan artık unutur... Savaşımıza da canla başla katılıp, sadakatini kanıtlarsan-"  

Regulus avuç içlerini yüzüne bastırıp bağırdı "Sen hiç Karanlık Lord'un birini affettiğini ya da birileriyle pazarlık ettiğini gördün mü?.. Beni kesin öldürür!" Barty konuşmadan önce boğazını temizleyerek sesinin daha gür çıkmasını sağladı "Bazı gayeler vardır ki uğruna herkes feda edilebilir. Saf büyücü dünyası da onlardan biri."

"Bu işte, buraya geldiğimizden beri yaptığımız her işte olduğumuz gibi yine beraberiz sanıyordum." Barty dalga geçer gibi "Ah, evet." dedi "Tabii ki tüm işlerimizde birlikteyiz. Birbirimizin iyiliğini düşünmemiz gerekir sonuçta ve ben senin iyiliğin için seni kurban etmeye hazırlanıyorum."

"Beni bilinçli olarak ölüme sürüklemende kendim için bir iyilik göremiyorum. Bu iyilik değil, körlük!" Barty ona yaklaşarak onu çenesinden tutup tehditkar bir şekilde sıktı "Al sana iyilik: Seni kanıbozuk birine dönüşmeden önce öldürteceğim. Sevgili anneciğin hayatta olsaydı bunun için eminim bana teşekkür ederdi."

"Senin gözün kör olmuş! Birini öldürmenin hiçbir iyi yanı yok... İnsanlar düşmanlarını öldürür." Barty kollarını birbirine bağlayarak başını dikleştirdi "Bak, Regulus. Sana bir şans sunmuştum ama madem benim arzuladığımı sen arzulamıyorsun ve beni bu işte yüzüstü bırakıyorsun, o zaman bu andan itibaren sen ve ben düşmanız. Söylemek istediğin, etmek istediğin başka hakaretlerin yoksa gidebilirsin."

Regulus bir hışımla Barty'nin yanından ayrıldı. Hem üzgün hem de sinirliydi. İki duygu içinde korkunç bir şekilde çarpışırken, yatakhanesine gidip yatağına oturdu. Biraz soluklanıp, duygularını bir nebze de olsa bastırdıktan sonra Albus'un eşyalarının arasından çapulcu haritasını alarak Sirius'un yerini tespit etti. James ve Remus ile aynı tuvalet kabinindeydi ama Regulus neden böyle bir şey gördüğünü sorgulayamadı.

Haritayı yerine geri koyduktan sonra aklına iki hafta önce Scorpius ile konuşmasına vesile olan not defter geldiğinde içinde küçük bir umut yeşerdi. Anında masanın başına geçerek defteri açtı ve Scorpius'un süslü, sevimli girişi bitmeden yazmaya başladı.

"Merhaba, Scorpius. Benim, Regulus. Yani aslında tahmin ediyor olmalısın. Şimdi, hiçbir şey yazma ve beni iyi dinle yani iyi oku. Seninle konuşmam gereken çok ama çok önemli bir şey var. Bunu diğerleriyle değil de seninle paylaşıyorum çünkü sen diğerlerinin aksine çok anlayışlı ve yapıcısın. Diğerleri kavga çıkarmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Sizinle mücadele etmekten çok sıkıldım ve üstelik şimdi sizlerle aynı taraftayım. Yani bu andan itibaren müttefikiz." 

"Gizemli konuşarak beni meraktan öldürmeye mi çalışıyorsun yoksa sahiden söylemek istediğin bir şey mi var?"

"Var... Hem de çok önemli bir şey... Barty bir kitap buldu. İçinde çok ama çok eski tılsım ve lanetler var. Büyülerin hepsi Antik Yunanca ya da Latince ama İngilizce açıklamaları da içerisinde. Ölü insanları hayata döndürecek bir tılsım buldu. Çok eski bir şey... Orta çağlarda ormanlarda saklanan cadıların kullandığı bir büyü. Şimdi Barty Antik Yunanca okumayı öğrenmeye çalışıyor."

"Gerçekten tüm kemiklerim kırıldığında bu kadar ağrı çekmedim. Mideme kramp girdi, Regulus. Söyle artık!"

"Pekala... Söylüyorum... Barty... Karanlık Lord'u yani Voldemort'u yeniden hayata döndürmeye çalışıyor."

"Ne? Ah hayır! Olamaz! Ona engel olmaya çalış ya da onu engelle. Bul bir yolunu işte!"

"Denemedim mi sanıyorsun? Beni dinlemedi bile. Bu yolda beni de feda etmeye razı... Ne yapacağımı bilmiyorum, Scorpius. Diğerlerine de söyleyemem ki bunu... Benimle... Zaten beni pek sevmiyorlar, bilirsin. Elim ayağım bağlı kaldı, anlayacağın."

"Elin ayağın bağlı falan değil, Black! SEN NE BİÇİM BİR SLYTHERIN'SİN! Bu kadar çabuk pes edemezsin! Şimdi, defterimi kapat ve derhal McGonagall'ın yanına git. Bana anlattığın her şeyi ona da anlat. Eğer onu bulamazsan müdür yardımcısını bul. Elbet birisi sana yardımcı olmak zorunda. Barty'nin sebep olacağı şey sadece senin sorunun değil, Regulus. Unutma... Bundan herkes bir bedel ödeyecek. Benim ailem bile."

"Bu arada, sen ne yapacaksın?"

"Babama haber vereceğim ki hemen Bakanlık'ı uyarsın. Şanslıyız ki Bakanlık'ta duyarlı insanlar var."

Geçmişten Gelen | Next Gen + MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin