4: Doğrular

2.3K 209 106
                                    

Ertesi sabah Scorpius çalan ilk alarmın sesiyle uyanarak yatağında gerindi ve hemen Albus'u kontrol etti. Onun da yatağının perdeleri yavaşça açıldı ve şapşal şapşal yürüyerek Scorpius'un yanına gelip oturdu "Sence dün akşam... Gerçek miydi yoksa rüya mı gördüm?" Scorpius kaşlarını kaldırdı, yüzüne çarpık ama sevimli bir gülümseme yerleştirdi "Çok istersenü bunu Regulus'un yatağının perdesini açarak kontrol edebiliriz."

"Abi lanetlenmek için çok uykum var ve acayip acıktım." dedi Albus ve hemen cübbesini üzerine geçirdi "Dün akşam sanki biraz geç döndün gibi geldi. Neredeydin ve ne oldu?" Scorpius göz ucuyla Regulus'un yatağına baktı "Derste anlatırım ya da daha sonra." Albus, Scorpius'un neyi ima ettiğini az çok anlayarak başını salladı ve elini saçlarına meraklı bir ifadeyle saçlarına götürüp başını kaşıdı "Onlar da bizimle derse girecekler miydi? McGonagall'ın konuşmasının bir kısmını kaçırmış olabilirim. Sürekli onları azarlayınca benlik bir şey yok diye düşünüp dinlemeyi kestim."

"Belli ki Profesör McGonagall özellikle James ile Sirius'un bir araya gelmesini pek istemiyor. Derslere katılacaklarını düşünüyorum." Albus giyindikten sonra yatakhane kapısına yöneldi "Sanırım Regulus'u uyandırman gerekecek." Scorpius nefretle ofladıktan sonra Regulus'un yatağına yönelip, onu dürttü "Uyanman gerekiyor, Black! Sabah oldu." Regulus tepki vermeyince, Scorpius onun nabzını kontrol etmek için bileğini tuttu ve tutmasıyla bırakması bir oldu. Onun bu hali Albus'a tuhaf gelmişti "Ölmüş mü?"

"Hayır-" Scorpius tam devam edecekti ki Barty Crouch Jr. bir hışımla yatakhaneye girdi. "Arkadaşını uyandır." dedi Scorpius, emreder gibi, dert bir tonlamayla "Sorumluluğunuz bende ve zaten işim başımdan aşkın. Şu en baştaki benim yatağım ve yatağın başında ders programımız var. Regulus ona baksın ve derse geç kalmasın. Sen de beşinci sınıflardan birinden alıver programını."

Albus'la Scorpius birlikte yatakhaneden çıkınca Albus ona sarıldı ve Scorpius ona tuhaf bir bakış attı "Bu ne içindi şimdi?" Albus bilmem dercesine dudak bükerken omuz silkti "Seni daha önce hiç bu kadar nefret dolu ve öfkeli görmemiştim ve bu yüzden ben de biraz sevgiye ihtiyacın olduğunu düşündüm." 

Scorpius ona tüm içtenliğiyle gülümsedikten sonra arkalarını defalarca kez kontrol ederek, akşam Sirius ile aralarında geçen konuşmayı anlattı. Anlatacakları bitince "İşin kötü tarafı." diye devam etti, bu sabaha dönerek "Regulus'u uyandırmak için kolunu tuttuğumda bileği sıyrıldı. O zaten çoktan onlardan biri olmuş. Sirius boşuna böyle aptalca bir plan yapmış. Kardeşi çoktan... İğrenç biri olmuş."

"Karanlık İşareti mi gördün yani kolunda?" diye fısıldadı Albus. Ve belli ki bu konu ilgisini aşırı çekmişti "Nasıl anladın ki sahiden o olduğunu?" Scorpius tüm rahatlığıyla "Tıpkı kitaplardaki çizimler gibiydi." diye yanıtladı "Kurukafanın ağzından çıkan, ağzı açık bir yılan. Bunda anlaşılmayacak bir şey yok. Bariz bir şekilde ortadaydı." Albus kaşlarını çattı "Scorpius, yanlışım varsa düzelt." Scorpius başını salladı "Tabii."

"Lafımı yanlış anlamanı istemem. Yani- Senin baban da bir Ölüm Yiyen'di ama biliyoruz ki Voldemort yenildikten sonra Karanlık işaret bir yara izine dönüştü. O zaman Regulus'un kolundaki neden hala bu kadar net?" Scorpius buna cevap veremedi ve sanki bir yumru yutmak zorunda kalmış gibi oldu "Sa-sanırım babana onun kim olduğunu sormalısın, Al. Sirius Black'in -vaftiz babası yani- kardeşi hakkında az çok bilgi sahibi olsa gerek." 

"Bir mektup yazdım bile." diye itiraf etti Albus "Yani dayanamadım ve ona 'Regulus Black kim' diye yazdım." Scorpius kollarını birbirine bağladı "Umarım ona sadece bilgi almak için yazmışsındır. Yoksa 'baba, inanabiliyor musun, annenle baban buradalar ve hatta Sirius ve Remus da, ah bir de hain Peter da burada' tarzında bir mektup yazsan hiç hoş olmazdı." Albus omuz silkti "Ne yapayım, dayanamadım işte oğlum!" 

Albus ve Scorpius kahvaltıya çıktığında Remus, Peter, James ve Sirius'un Gryffindor masasına kahvaltı yapmakta olduklarını fark ettiler. Onları gören Sirius el sallayınca, Lily Luna ağabeyine bakarak eliyle hareket yapıp, onları da yanlarına çağırdı. Albus ve Scorpius bakıştılar ve en sonunda Gryffindor masasında oturmaya karar kıldılar.

"Bu harikaymış!" dedi Lily Luna, Lily Evans'a sarılırken "Onları hiç tanıyamayacağımı düşünüyordum." Albus ciddileşti "Onlara anlattınız mı? Yani 31 Ekim 1981 gecesini ya da Esrar Dairesi olayını ya da 2 Mayıs 1998'i falan. Hepsini mi?" Sirius acı acı gülerek "Evet, evet," dedi "hepimiz yaşlanamadan ölüyoruz. Hem de Çapulcu Haritası'nda adlarımızın yazılışının ters sırasıyla." Albus "Ama neden anlattınız?" diye bağırınca James Sirius vurdumduymaz bir tavırla omuz silkti "Zaten buradan gidecekleri zaman hafızaları silinecek." Remus onları duymamış gibi, "Ben en çok metamorphmagus bir oğlumun olduğu kısmı sevdim." deyince James ekledi "Ve karın."

"Ben hayatımdan nefret ettim." diye yorum yaptı Sirius, ciddi bir tavırla "Hem en iyi arkadaşım öldürülüyor hem de bundan ben suçlanıyorum. ON İKİ YIL Azkaban ne demek! Sonra da iki sene evde hapis derken, çok şükür ölüyorum da kurtuluyorum zaten. Benim alın yazımı kim yazmışsa, trajedi eklerken fazla kaçırmış... Acaba huysuz annem lanet falan mı yaptı bana?" Albus ve Scorpius, Sirius konuşurken göz ucuyla Peter'a baktılar. O hala oradaysa, onun hakkındaki gerçek henüz açıklanmamış demekti.

"Yirmi bir yaşında, arkanda bir bebek bırakarak ölmeyi denemek ister misin?" diye sordu James, arkadaşına meydan okurcasına. Sirius gözlerini devirdi "İnan bana, ölmek bile benim hayatımı yaşamaktan çok daha iyidir. Yani ölüsün, hissedemiyorsun hiçbir şeyi." James Sirius elini çenesine koydu "Ama o hayatı yaşarken umutların vardı. Her şey bitince vaftiz oğlunla birlikte huzur ve mutluluk içinde yaşamak istiyordun. Belki de bu umut sana yaşama sevinci ve isteği veriyordu."

Zilin çalmasına yakın Scorpius ayağa kalktı "Benim Regulus ve Barty'yi toplamam gerek." Arkasını döndüğünde onları göremedi "Onları daha az önce gördüğüme yemin edebilirim. Tanrım, nereye kayboldular?" diye söylendi yeniden "Ben sürekli peşlerinden mi koşacağım bunların?" Scorpius'un gerginliğini hisseden Albus da ayaklandı "Sana yardım etsem iyi olur."

Haritayı açarak yerlerini teslim ettiler. Regulus, Profesör McGonagall'ın odasındaydı ve Barty de odanın hemen önünde voltalar atıyordu. "McGonagall'ın yanındalar. Yani Regulus öyle. Barty odanın kapısında bekliyor." dedi Scorpius ve çantasını omzuna astı "Neyse, ben sınıfa gidiyorum. Onlar da gelirler herhalde. Derslere katılmalarını söylemiştim." Albus hemen Scorpius'un peşine takıldı ve sınıfa gittiler.

Ders boyunca Regulus ve Barty gelmediği için Scorpius bir türlü odaklanamıyordu. En sonunda Albus'tan haritayı alarak sıranın altında açtı. Profesör McGonagall'ın odası boştu ve Profesör McGonagall da bahçede Madam Hooch ile beraberdi. "Albus," diye fısıldadı Scorpius titrek bir sesle "Umarım Regulus ve Barty bir halt karıştırmıyorlardır." İki arkadaş, Regulus ya da Barty'yi bulmak için haritayı bölüştüler ve en sonunda ikisinin de Slytherin Ortak Salonu'nda olduğunu tespit edince, bir oh çekerek derse odaklandılar.

Harry'nin Albus'un mektubuna verdiği yanıt ancak ertesi gün akşam geldi. Tabii o zamana kadar Scorpius; Regulus ve Barty'yi derse katılmadıkları için bir güzel haşlamıştı ve sinirden kendisi hastane kanadını boylamıştı. Onu orada sürekli ziyaret eden Albus, baykuşhane nöbetlerinin ardından mektubunu almış arkadaşının yanına gelmişti. Scorpius biraz halsiz olduğu için mektubu Albus okudu:

"Sevgili Albus,
Okuldaki durumdan haberdarım, tüm Bakanlık haberdar ve itiraf etmeliyim ki kendimi biraz kötü hissettim. Hafıza silme bölümünden en iyi cadı ve büyücüler her an çağırılmak üzere tetikte bekliyorlar. Geri döndükleri zaman hiçbir şey hatırlamamalarını garanti etmek için onlara en güçlü hafıza büyülerini yapacaklar.
Bana Regulus Black'i sormuşsun. Sahiden ilginç biri, değil mi? Onunla hiç tanışmadım daha doğrusu tanışamadım. On sekiz yaşındayken yani ben daha doğmadan ölmüş ve seni temin ederim ki o iyi biri.
Şu an nasıl davrandığına dair bir fikrim yok ancak güven bana, o iyi biri. Vaktiyle sana ondan bahsetmeyi unuttuğum için üzgünüm. Zamanında Voldemort'a sabotaj girişiminde bulunmuş ve bu yolda canını feda etmiş bir büyücüdür o. İlk Hortkuluk'u bulan kişidir o.
Ancak Barty Crouch Jr. için ne yazık ki iyi konuşamayacağım. Ondan elinden geldiğince uzak durmaya çalış, kardeşlerini ve Scorpius'u da uyar hatta yapabilirsen Regulus'u da uzak tut. O kötü biri ve kötü biri olarak öldü.
Tüm bu yaşananlar dışında neler yaptığını merak ediyorum. Lütfen bana yaz.
Sevgiler, baban."

Albus hayretle mektubunu yüzünden indirdiğinde Scorpius'un da ağzı açık kalmıştı. İkisi derin bir nefes alarak aynı anda aynı şeyi söylediler: "İyi biriymiş!"

Geçmişten Gelen | Next Gen + MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin