8: Ölümlü Dünyamızda Size İhtiyacımız Var

1.3K 118 79
                                    

Ödül odasında geçen gecenin ertesi günü, öğle saatlerinde Regulus yüzünde suratının yarısı kadar bir bezle yatağında yatıyordu. Bezi çekerek burnunu Barty'ye gösterdi "Sence kırılmış mıdır?" Barty omuz silkip, dudak büktü "Bilmiyorum... Eskiden nasılsa öyle görünüyor. Yine de bunu o Potter'a ödetiriz! Sana ne diye saldırdı demiştin?"

Regulus dikleşerek "Malfoy yüzünden." diye yanıtladı "Dün akşam Scorpius beni bulabilmek için camdan dışarı çıkınca ayağı kayıp düşmüş." Haberi yeni almış olan Barty gözlerini patlattı "Ölmüş mü peki?" Regulus başını iki yana salladı "Ölse daha iyi... Feci şekilde sakatlanmış. Madam Longbottom yetersiz kalınca, St.Mungo'ya sevk etmişler."

Barty bu konuda memnun olmuştu "En azından planımızı uygularken bizi yakalayabilecek ya da bize muhalefet olacak kişi sayısı azalmış oldu." Regulus sessiz kalınca, Barty devam etti "Yine de Potter'a haddini bildirmeliyiz." Regulus bezgin bezgin iç çekti "Boş versene! Sen Albus'u dövsen, James Sirius seni döver. Sonra sen James Sirius'u, Remus seni. Böyle böyle hiç kimse bir yere varamadan devam eder."

"Bu seferlik sen nasıl istersen öyle olsun ama bir daha ikimizden birine bulaşacak olurlarsa, onların canına okurum haberin olsun." Regulus'un sessizliğinden sıkılınca ona cebinden bir kağıt çıkardı "Al bakalım, sana ders getirdim." Regulus kağıdı alırken "İyi çalış." diye ekledi.

Kağıda hızlıca bir göz atan Regulus bön bön arkadaşının suratına baktı "Çok komiksin, Barty! Bu ne şimdi?" Barty heyecanla "Yunan alfabesi!" diye bağırdı "Daha doğrusu antik Yunan alfabesi. Şimdi konuşulan Yunanca ile eskisi bayağı farklıymış sanırım. Karanlık Lord'u diriltecek büyü antik Yunanca dilinde yazılmış bir ayin büyüsü. Hades'in kitabını okuyabilmek için harfleri tanımak zorundasın."

Regulus harflere baktı. Sadece ilk beş harfi görmüştü ki daha şimdiden çok karışık bulmuştu. Harflerden sonra tonlamalar diye bir kısım vardı. Oraya gelene kadar kafasının patlayacağını düşünmüştü. Kağıdı katlayarak cebine koyduktan sonra başını dikleştirdi "Ayin büyüsünü nasıl alacağız? Kütüphaneci şüphelenecektir.

Barty cebinden Hades'in kitabından kopardığı parçayı çıkararak Regulus'a uzattı. Regulus ayine bir göz gezdirdi. Kafası artık daha da karışıktı "Bunu okuyabilirsem, kendimi Yunan ilan ederim." Barty güldü "Neyse ki çok uzun bir ayin değil. Kağıtta yazanlar şunun gibi bir şeydi: Yeraltı dünyasının ruhu, bu kısmı unuttum. Ölümlü dünyamızda size ihtiyacımız var falan filan. Gelip kendinizi gösterin de bilmem ne... Hatırlamıyorum çok."

Regulus güldü "Çalışırken onu yüksek sesle okumaya çalışmamda sakınca var mı sence?" Barty kayıtsızca "Hayır, yok." diye yanıtladı "Yok çünkü ayinin işe yaraması için kan dökülmesi gerekiyor." Regulus'un ağzı şaşkınlıkla açıldı, dehşete düşmüştü "Ne! Kan mı?" Barty işaret parmağını dudağına götürerek "Şhh!" diye uyardı onu "Kan dediysem de kimseyi öldürecek değiliz. Bırakalım o işi Karanlık Lord halletsin. Senin ayini tamamlaman için minicik bir kesik atman yeterli olacaktır. Sonra Karanlık Lord senin kanınla yeniden doğacak." Regulus usulca "Sadece minik bir kesik." diye tekrarladı "Bana ayinin diğer ayrıntılarından da bahsetsene."

Onlar ayin hakkında konuşup, heyecanla Voldemort'u diriltme planları yaparken, Albus üst katlarda panik atak geçiriyordu. Kardeşleri, Çapulcular ve Lily Evans yanındaydı. "Albus!" dedi Lily Evans, anaç bir tavırla "Lütfen artık sakinleşir misin? Scorpius iyi, Madam Longbottom öyle söyledi, sen de duydun." James gülerek "Ayrıca, Regulus'u da yumrukladığına göre artık sakinleşmek zorundasın." dedi. 

Sirius bir an ne yapsa bilemedi ama en nihayetinde güldü "Regulus'u mu yumrukladın?" Albus elinin tersiyle gözyaşlarını silerken, burnunu çekti ve başıyla Sirius'un dediğini onayladı. James Sirius kolunu kardeşinin omzuna atınca Albus başını ona yasladı.

İkisinin sevimli halleri Lily Evans'ın dikkatini çekince, kız "Hadi biz çıkalım, beyler." dedi, Çapulcuları dürterek. Onlar çıkınca Albus ve James Sirius baş başa kaldılar. James Sirius, kardeşinin uzanmasına yardım etti "İntikamını aldın, Al. Her ne kadar gıcığın teki olsa da Regulus'u öldüremezsin." Üzerini örttü "İyice dinlen ve unutma ki Scorpius gayet iyi. Noel tatilinin sonunda burada olacak.

"Ama canı yanıyordur. O benim en iyi arkadaşım. Bu kadar acı çekmesine dayanamam." James Sirius "Hadi ama!" diye böğürdü "Draco Malfoy hayatta onun acı çekmesine izin vermez... Şimdi, sen de acı çekmeye son ver artık."

"Onu öldürmeyeceğim, James ama kıçını sağlam tekmeleyeceğime söz veriyorum." James Sirius avuç içiyle çocuğun suratını kapadıktan sonra elini geri çekti "Seni seviyorum... Hepimiz seni seviyoruz, Al." Çocuk tam gidiyordu ki Albus onu yakaladı "Lütfen bari sen yanımda kal!" 

Albus akşama kadar hastane kanadında kaldı ve James Sirius da ona refakatçi oldu. Onlar gayet iyi anlaşırken, zindanlarda başka bir ağabey- kardeş kavga ediyordu.

"Onları nasıl arkanda bırakırsın?" diye başlamıştı Sirius. Regulus nefretle onu süzdü "Onlar benim arkadaşım değil! Onları mı umursayacağımı sandınız?" Sirius ciddi misin dercesine elini alnına vurdu "James de Sümsükus'a bayılmıyor ama Remus'un yanına gitmesine asla izin vermezdi... Vermedi de!" Regulus kollarını bağladı "Onları bıraktığımda yukarıda güvendelerdi. Ayrıca, ben yardım çağırmak için gitmiştim. Sonradan peşime takılıp, çatıdan düşen Malfoy. Bu tamamen onun hatası iken neden hepiniz bir anda bana yüklenir oldunuz?"

"Albus bu şekilde anlattı. Onları bırakıp, gitmişsin birden bire. Sonra da Scorpius peşine takılınca düşmüş." Regulus dik dik ona bakmayı sürdürdü "Olay çarpıtılarak anlatıldığında bile kendimi suçlu göremedim." Barty bir anda Regulus'un arkasında belirdi "Onu rahat bırak!" 

"Bu seni hiç ilgilendirmez!" diye diklendi Sirius, Barty'ye. Regulus tek kelime daha edememişti ki ikisinin göğsü birbirine değmişti ve dişler sıkılmıştı "Onu rahat bırakın! İkimizi rahat bırakın!" diye hırladı Barty. Yumruğunu sıkmıştı ve her an darbe indirmek için sabırsızlıkla bekliyordu.

"Ben Regulus ile konuştuğumu sanıyordum." diye karşılık verdi Sirius, sanki ona sen kimsin ki, dercesine "Şimdi, geri çık, Barbartemius!"

Barty dudağının kenarından sinsi sinsi sırıttı "Siz fazla oldunuz ama!" Kafasını Sirius'un burnuna geçirdiği gibi Sirius geri fırladı ve hemen asasını çekerek düello etmeye başladılar. regulus önce onları sözle durdurmaya çalıştı ama baktı ikisi de onu dinlemiyor, iç çekerek asasını çıkarıp düelloya dahil oldu. Asasını ağabeyine doğrulttuğu gibi bağırdı "Petrificus Totalus!" Sirius önce kaskatı kesildi, sonra da sırtüstü yere yıkıldı.

Asasını cübbesinin iç cebine kaldıran Regulus göz altından ağabeyine baktı "Sen ve iğrenç Çırpılar'ın peşimi bırakın artık!" Barty güldü "Onlar Çapulcu." Regulus omuz silkti "Ben kendi koyduğum ismi daha çok sevmiştim."

Kafasını geri çekerek ilerledi "Hadi, Barty. Gidelim buradan." Sirius'un burnuna tüm gücüyle tekme atınca tak sesi duyuldu. Bir anda Sirius'un burnundan kan boşandı. Regulus nefretle sırıtıyordu "Seni kan kaybından ölmeden önce bulmaları için dua et, Sirius!" 

Geçmişten Gelen | Next Gen + MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin