Söz

290 28 81
                                    

Hadi oy verin de öyle başlayın :)

Keyifli okumalar
.
.
.
.

-Şikayet edeceğim seni! Şikayet!

-Şokoyot odocoğom sono! Çok korktum! Gerizekalı.

-Ne oluyor burda!?

Tanıdık sesin gelmesi ile gözlerimi kaydırdım ve en sevdiğim (!) müdürüme baktım.

İpek.

Efendim?

Geçmiş olsun.

Umarım...

-Bu kadının bana etmediği hakaret kalmadı! Şikayet edeceğim bu hastaneyi!

-Tamam, lütfen sakin olun hanımefendi. Gerekli işlemleri yaparız beraber.

-Müdürüm merhaba. Bir sorun mu var?

Bana anlamazca bakan gözlere, Oscarlık oyununumu oynamaya devam ettim.

-Ne o? Bana onca laf söyledin, şimdi de oyun mu oynuyorsun?

Sol elimle kulağımı tutup sağ elini havaya kaldırarak izin istercesine güya kuklağımdaki kulaklıkla konuştum:

-Burcu bir dakika bekle, seninle daha işimiz bitmedi!

Kadının kocaman açılan gözlerine karşın el hareketi çekme isteğime tövbe ettim.

Şşt! İpek, sen imanlı bir kızsın.

Yani en son öyleydi...

-Yalan... Yalan söylüyor!

-Pardon... Ama sizi şu an gerçekten anlamıyorum. Problem neydi tam olarak?

Kadın ağzını bir açıp bir kapatırken gelen kahkaha isteğimi de bastırdım.

Ne kadar da fedakar bir insanım ben ya...

Kıymetim bilinmiyor burda benim! Kıymetim bilinmiyor! Ah ah!

-Telefonda kimse yok! Buna eminim! Şimdi taktı onu da kulağına! Yalan söylüyor! Yemin ederim yalan söylüyor!

İçeriye bakan hastalarla birlikte gözüm oraya kaydı. Sevgili (!) müdürümüz de bunu fark edince kapıyı kapattı. Ama kapıyı kapatmadan hemen önce gelen cümle içimi sızlattı.

"Allah'ım iftiradan korusun."

Acaba bu da iftiraya giriyor mu ki?

-İpek, ver o telefonu.

-Pardon? Ama olayla hiçbir bağlantım bulunmamasına rağmen ne hakla?

Bana inanırcasına bakan müdüre en masum bakışımı yolladım.

Müdür kafeste!

-Tamam, eğer bunu kanıtlarsan işlem başlatılmayacak bile.

Tabi tabi, yeter ki siz isteyin.

Nazlı daha doğrusu düşünceli bakışlarımı ikisi arasında dolaştırırken, kadının son çırpınışlarndaydı.

-Ne demek işlem başlatılmayacak?

-Hiçbir kanıt yok? Ve karşı taraf iftiraya uğramış oluyor. Yani isterse sizden şikayetçi bile olabilir.

-Ne şikayeti ya? Haklı olan benim!

Aklına bir şey gelmişcesine gözlerini büyüttü ve heyecanla cümlesine başladı:

-Yaklaşık 5 dakikadır konuşması lazım o zaman. Siz geleli de 2 dakika falan geçmiştir sanırım? Bakın! Konuşma süresine bakın!

Evde Mi Kaldım Ne? (Devam)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin