Hellöğ...
Bu kitabın yeri bende çok ayrıydı. Bunsuz olmuyordu. Bende böyle bir şey düşündüm. Umarım destek olursunuz...
Keyifli okumalar...
Kaşlarım istemsizce kalkmış, gözlerim az biraz büyümüş ve yüzüm sanki 'Ben Habeş maymunuyum.' dermiş gibi Toprak'a bakıyordu.
Bu da ne demek oluyor?
-Siz kimsiniz de bana bağırıyorsunuz! Sizi üşenmeyeceğim, ve şikayet edeceğim!
Silkelenip kendime geldikten sonra kapıdan çıkmaya yeltenen hasta adama doğru koştum ve kolundan tuttum.
-Hey! Durun beyefendi. Lütfen hocamın kusuruna bak-
-Geç kız şuraya! Gitsin nereye şikayet ederse etsin!
-Bir sus be! Salak!
Adama dönüp devam ettim.
-Lütfen. Bakın, arkadaşın canı biraz sıkkın da... Onun kusuruna bakmayın.
Adam gözlerini koluna indirip bakınca hala elimin kolunda olduğunu fark etmemle çektim.
-Pekala. Sırf sizin güzel hatırınız için susacağım ama şimdi işim var, daha sonra tekrar rahatsızlığım için geleceğim.
-Tamam. Lütfen tekrardan kusura bakmayın. Geçmiş olsun.
-Teşekkür ederim hanımefendi. En güzel günler sizin olsun.
'Amin.' diye mırıldandıktan sonra hışımla israfa döndüm.
Ona dik dik baktıktan sonra parmağımı sallayarak konuşmaya başladım.
-Bana bak! Eğer bir daha böyle bir şey yaparsan... Seni vururum. Duydun mu beni!
Yan bir şekilde sırıttıktan sonra kollarını birbirine bağladı.
-Hmm...
Onun taklidi kaba bir şekilde yapıp sesini de taklit etmeye çalıştım.
-Hömm...
Bir kahkaha attıktan sonra önüme kadar gelip durdu.
-Seni neden ilgilendiriyor beni şikayet etmeleri?
-Ao!
Elimi ağzıma götürdükten sonra çektim ve tiki kız gibi konuşmaya başladım:
-Sanırım yakalandım? Şimdi ben kesin sana aşık falanımdır ha? Asla senin yüzünden tek tanık olacağım için ben de bir sürü uğraşmayacağım. Ya da asla seninle yaptığım bir anlaşma benim kurtuluş yolum değil ve senin başına bela açıldığı zaman benim de önüme taş koymuş olmayacaksın!
İlk başlarda yüzüne yayılan sırıtması git gide tam tersi yönde ilerlerken konuştu:
-Oha! Sakin ol güzelim. Tamam. Demedim bir şey.
-Deme bana! Hiçbir şey deme!
Yerime oturup bekledim.
Hala ayakta öylece beklediğini görmemle gözlerimi devirip konuştum.
-Hadisene!
Bir şey demeden koltuğa oturdu ve hastaları sırayla almaya devam etti.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
-Seni de bırakayım?
-İstemez.
Hala ona kızgın ve tripliydim. Bana abim bu kadar karışmıyorken -şu an için- onun böyle karışması sinirimi bozuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evde Mi Kaldım Ne? (Devam)
ComédieTam evleneceğim gün nişanlımın gay olduğunu öğrenmem ve kuzenimle kaçmasından sonra Dünya'nın en şanssız insanı olduğumu bir kez daha anladım. Ben İpek Bahtsız. Yanlış okumadınız evet Bahtsız. Soy adımın hakkını fazlası ile veriyorum. Hayat her zama...