-6-

44 2 0
                                    

Sanırım artık bir işe girmem gerekiyordu. Fakat sorun şu ki, hangi iş? Aklıma ilk Serkan amcaya gitmek geldi. Önce kömür gözlüme mesaj çektim;
''Müsaitseniz size gelmek istiyorum'' dedim. Mesaj çok gecikmedi;
''Tabii ki sıra arkadaşım. İstediğin zaman rahatsız edebilirsin :)''Yüzümde gülümsemeye sebep oldu bu mesaj.
Ağzımı iki bisküvi attıktan sonra siyah ceketimi aldım ve çıktım. Yolda bir kaç yere eleman gerekiyor mu diye sordum fakat ne yazık ki olumlu sonuç alamadım. Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve zile bastım. Kapıyı kömür gözlüm açtı;
''Hoş geldin'' dedi gülümseyerek.
''Hoş buldum, sıra arkadaşım.'' dedim gülerek. Doğrusu aramızda bir esprinin olması hoşuma gidiyordu. Serkan amca hemen ayağa kalktı ve;
''Hoş geldin evlat'' dedi. Gülümseyerek.
''Hoş buldum ho... Serkan amca'' dedim. Doğrusu Serkan amca demek biraz garip geliyordu. Serkan amcada bunu anlamış olmalı ki;
''Hocam da diyebilirsin Fatih'' dedi gülümseyerek. Leyla teyzede elinde çaylarla geldi ve;
''Hoş geldin oğlum. Gel sık sık özletme kendini'' dedi.
''Hoş buldum Leyla teyze. Özletmem'' dedim.
Leyla teyzede çay servisini yaptıktan sonra koltuğa oturdu. Odada çıt çıkmıyordu. Bu sessizliği Serkan amca bozdu;
''Ee evlat aklına nereden esti de geldin bakalım'' dedi.
''Aslında Serkan amca'' dedim ve duraksadım. Aslında söylemek doğru mu bilemedim. Ama artık söylemek zorundaydım bir kere başlamıştım cümleye. ve devam ettim;
''Maddi olarak sorun çekiyorum ve bir işe başlamak istiyorum. Belki bana yardımcı olabilirsiniz diye size danışmak istedim.'' dedim.
Serkan amcanın elinin cebine gittiğini gördüm. Hemen eline uzandım ve;
''Serkan amca para istemiyorum lütfen. Sadece iş istiyorum'' dedim. Serkan amca elini cebinden çekti ve;
''Oğlum hem okul, hem iş nasıl yapacaksın? İzin ver yardımcı ola...'' derken sözünü kestim;
''Serkan amca, zaten bana çok yardımcı oluyorsunuz. Yanınızda kendimi huzurlu hissediyorum. Ama ben kendim çalışıp kazanmak istiyorum. Lütfen.'' dedim.
Serkan amcanın gözünden yaş geldiğini gördüm ama hiç çaktırmadı. Daha sonra;
''Gel, hemen çıkalım o zaman geç kalmadan'' dedi ve hızlıca kalktı. Yüzüme bakmıyordu. Sanırım üzüldüğünü anlamamam içimdi.Beni bir lokantaya getirdi. Lüks lokantaya benziyordu herkes şık giyinmişti. Altın kaplama duvarları vardı -Yani sanırım- İş yerinin sahibi Serkan amcayı görünce gömleğini ilikledi ve;
''Hoş geldiniz efendim'' dedi. Sanırım Serkan amca burada sevilen, sayılan biriydi. Serkan amca;
''Hoş buldum Kemal.'' dedi. Daha sonra devam etti;
 ''Yanımdaki gence iş arıyordum. Burada çalışabilir mi?'' dedi. Adam hızlıca cevapladı;
''Zevk duyarız efendim. Hemen başlayabilir. Bugünün parası maaşından eksilmez.'' dedi.
Hafif gülümsedim. Serkan amca;
''Güzel.'' dedikten sonra bana döndü ve;
''Hadi evlat ne duruyorsun üstünü giy.'' dedi hafif gülerek. Teşekkür ettikten sonra, hemen koştum ve hızlıca giyindim. O gün akşam 20.00'ye kadar çalıştım. Gün bitiminde Kemal ağabey çağırdı;
''Fatih. Seni gözüm çok fazla tuttu. Serkan ağabey zaten kolay kolay insan sevmez. Bugün kazandığın para...'' dedi ve cebinden iki yüz lira çıkardı;
''İşte.'' dedi. Aya vurursak altı bin ediyordu ayda. Çok fazla değil miydi? Aklımdaki soruyu sormadan alamazdım;
''Herkes bu kadar mı alıyor normalde?'' dedim. Kemal ağabey hızlı cevap veren bir adamdı;
''Evet, zaten etrafına bakarsan lüks bir yer olduğunu fark edersin diye düşünüyorum. Böyle bir yerde ucuza çalışman garip olmaz mıydı?'' dedi.
Doğrusu haklıydı. Gerçekten lüks bir yerdi. Aklıma takılan bir soru daha vardı. Yemek bana da mı paraylaydı? Kemal ağabeyden biraz çekiniyordum ama sanırım sormam lazımdı;
''Kemal ağabey şey diyecektim'' dedikten sonra biraz durakladım ve devam ettim;
''Yemek bana da paralı mı? Kemal abi belirgin şekilde gülümsedi ve;'
''Tabii ki de hayır. Aç çalışacak değilsin ya. Hangi yemeği istersen şefe söyle. Hemen yapacaktır.'' dedi. Gülümsedim ve;
''Teşekkürler Kemal ağabey. İyi akşamlar'' dedikten sonra eve doğru yola koyuldum.

Hayatıma giren kömür gözlü bir kız hayatımı baştan aşağı değiştirmişti. Bana yeni bir aile, yeni bir iş yaratmıştı. Ben ise ona her gün daha da aşık olmaya devam ediyordum. Ama ona artık söylemek istesem de nasıl söyleyecektim? Beni oğulları gibi gören aileye bunu nasıl yapacaktım. Nankörlük gibi geliyordu bana. Bunları en azından eve gidene kadar düşünmemeye karar verdim ve bir marketten yiyebileceğim bir kaç bir şey aldım. Eve geçtikten sonra ilk kez uykumun geldiğini fark ettim. Yemek yedikten sonra uzun zamandır süren uykusuzluğumu bitirdim...

Umutsuz Bir AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin