-4-

56 5 0
                                    

Kömür gözlüm bugün okulda yoktu. Yanımda ki hem inek, hem de kömür gözlü kız yoktu. O saçlarını atışını izleyemiyordum. Zordu onsuz olmak. Peki ya ona bir şey olduysa? Ya okuldan ayrıldıysa? Bunları düşündükçe daha da kafayı yiyordum. Bunları düşünürken hoca geldi;

''Oğlum niye yazmıyorsun? Boşuna mı yazıyorum ben?

''''Hocam ben, ben...'' derken,

''Konuşma ben göreceğimi gördüm. Velini çağır konuşacağız.'' dedi.

 Daha kimse bilmiyordu yaşananları. Ağlamamak için kendimi zor tuttum.Eğer velimi çağırmazsam hoca disiplin verecekti. Bunu biliyordum çünkü önceden yapmıştı. Zil çaldığında özel konuşmak için yanına gittim;

''Hocam bakar mısınız?'' dedim.

''Ne vardı Fatih?''

''Hocam ben ailemi çağıramam çünkü o...'' derken sözümü kesti.

''Yeter Fatih. Bahanelerinden bıktım. Hep bir ba...''''

Hocam artık ailem yok!'' diye kestim sözünü.

''Yeter Fatih benimle müdürün odasına'' dedi. Bunu nasıl diyebiliyordu? Neden inanmıyordu?Hareket etmediğimi görünce;

''Yaylan'' dedi ve kulağımı tutarak koridorda sürükledi.
Gerçekten çok küçük düşürülmüştüm. En kötüsü de, anlatacak kimsem yoktu. Hem de hiç kimsem.

Müdürün odasına geldiğimizde hoca;

''Birileri ailesinin aranmasını istiyor sanırım hocam'' dedi.

Ben konuşmaya çalıştım ama hoca izin vermedi. Müdür;

''Bırak konuşsun. Dinlemek istiyorum'' dedi. Bu beni etkilemişti ama etkilenmeye vakit yoktu hemen konuşmaya başladım;

''Hocam annem bizi bıraktı ve evden kaçtı babamı ise uzun süredir görmedim eve gelmiyor. Kısaca artık ailem yok.''dedim.  Son cümleyi söylerken gözümden yaş aktığını hissettim.Hızlıca sildim. Hoca;

''Yalan söylüyor. Bunlar hep baha...'' derken müdür sözünü kesti ve;

''Ya doğruysa? Fatih'i bilirim. Eminim ki doğru söylüyor. Zaten şimdi aradığımızda her şeyi öğreneceğimize eminim.'' dedi. Gerçekten birinin değer vermesi hoşuma gitmişti. Müdüre büyük bir saygı beslemeye başlamıştım. Hoca yüzünü buruşturdu ve ''Haklısınız.'' dedi. Gülmemek için kendimi zor tutmuştum. Ama başardığımı düşünüyorum. Yani gülmedim.
Müdür aradı ve annem telefonu açtı. Doğrusu bu beni şaşırtmıştı. Müdür tam ağzını açtı ki, annem konuşmaya başladı. O kadar yüksek sesle konuşuyordu ki sesi bize kadar geliyordu ve sesini özlediğim annemin;

''Ben artık Fatih'in velisi değilim.'' dediğini duydum. Sonra müdür telefonu kulağından indirdi ve ''Üzgünüm evlat'' dedi. Göz yaşlarımı tutamadım ve ağlamaya başladım. O sırada müdürde üzülmüş olmalı ki ayağa kalktı ve kollarını açtı. O an o üzüntüyle müdüre sarıldım. Uzun uzun ağladım. Müdürümüzün o kadar anlayışlı olduğunu bilmiyordum. Daha önce hiç görmemiştim müdürü. Sınıfa döndüğümde gözyaşlarım artık akmıyordu.

 Hala kömür gözlümün, Melisa'nın yokluğunu hissediyordum.Eve döndüğümde ev hala aynı dağınıklıkta duruyordu. Artık aldığım şeyler doyurmuyor, para gittikçe azalıyordu. Bir işe girmem gerekiyordu ama hangi işe? Bunu sabah düşünmeye karar verdim ve yattım. Ama o kömür gözlüm hala uyutmamaya devam ediyordu beni. Nereden görmüştüm ben bunu?

Umutsuz Bir AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin