Aldığım abur cuburları da sepete attıktan sonra sadece kendim olduğum için daha fazla bir şey almadan kasaya yöneldim. Kasiyere gülümseyip aldığım şeyleri geçirmesini bekledim. Hepsini poşetledikten sonra kuranı hatim indirip poşetleri yüklendim. Söylene söylene eve yürümeye başladım.
Arkamdan kahka sesleri gelince aldırış etmeyip yola devam ettim. Tekrar gelince hem birazda dinlenmek için poşetleri yere bırakıp arkamı döndüm. Sırıtarak bakan bir araş hiç ama hiç beklemiyordum." Ne sırıtıyorsun be hayvan " diyip kaşlarımı çattım. Iki dakika da varlığı bile sınır ettirmesine yetiyordu. "Komik gözüküyorsun. " diyip ciddi haline tekrar büründü. Ağzımı açıp bir şey soylicekken söylemeyip kapattım. Daha fazla orda bulunmak istemediğim için poşetleri tekrar elime aldım.
Bir anda berk aklıma gelince gözlerim yine doldu. Sokak ortasında ağlayamazdım herhalde. Bir kaç adım daha atıp evin kapısına tekme attım. Napiyim yani elim dolu. Çok fazla sürmeden Aybüke kapıyı açtı. Birşey demeden mutfağa geçip poşetleri koydum. Galiba biraz içimi dökmek için oraya gitme vaktim geldi.
Tuğçe yanıma gelim sırtımı sıvazladı. "Iyimisin? " dedi en içten gülümsemesiyle. "Benim biraz isim var giyinip çıkıcam " deyip Tuğçenin kafasını sallamasiyla odama geçtim. Dolabimin kapağını açıp kıyafetlerimi aldım.
Kıyafetlerimize giyip saçımi rastgele bir topuz yaptım. Içim hem bir h
eyecan hemde bir korku vardı. O pisliğin bana dokunuşlarından sonra hiç-bir zaman nedense gitmeye cesaretim olmadi
Derin bir nefes verip odadan çıktım. Aybukeler mutfakta yemek yaptığını gördüm. Ses çıkartmadan gülümseyip evden çıktım. Adımlarım bir hızlanıp bir yavasliyordu. Bir yandan gitmek bir yandan geriye geriye gidiyordum. Mezarlığın önüne varınca gözlerim çoktan dolmuştu bile. İçeriye girip annemin mezarını buldum. Yavaşça yere oturdum. Galiba içimi sadece burda dökebilecektim. "Anne ben geldim seni çok ozledim. " diyip gözyaşlarımı kendi halimde salmasına izin verdim. "O-onun bana dokunuşları aklimdan hic çıkmıyor anne güçlü görünmekten yoruldum. Anne çok yoruldum. " diyip hıçkırdım. Içimde tuttuğum onca gözyaşını bugüne bırakmıştım. "Sen olsaydın bunlar olmazdı babam ,babam olurdu. Ama oda yok beni bir çocuk gibi görüyor sadece p-para verip işine bakıyor hoş nefret ediyorum ondan " diyip sonunda bağırdım. Bir hıçkırık daha kopardım.
Bir kere daha
Bir kere daha
Ne kadar zamandır burda olduğumu bilmiyordum ama gözlerimin şiştiğinin çok iyi anlayabiliyordum. Yavaşça yerden kalkıp yürümeye başladım. Zorlukla yürüyordum. Ona bile mecalim kalmamıştı. Mezarlıktan daha çıkmama varken yine bir tanıdık sima gördüm. Hep karşıma çıkmak zorundamiydi. Onu boşverip halada yavaş adımlarla yürümeye devam ettim.
Elimi duvara yaslayıp destek aldım. Bir anda havalanmakla başımı Arasın göğsünde buldum. Gözlerim daha fazla diretmeden karanlığa bıraktım.
*****
Bir geri adım daha atıp kaçmaya çalıştım. "Buraya gel minnağım " diyordu iğrenç sesiyle. Üstüme bir adım daha geldi ben bir adım daha kaçtım. Bir adım daha geldi. Köşeye sıkıştırmıştı. Elini belime koyup kendine çekti.Bir eliyle saçımi tarayıp dudaklarıma bakiyordu. Gözyaşlarım istemsizce akıyordu. Avazim çıktığı kadar bağırıyordum ama kimse duymuyordu. Elini saçlarımdan çekip yanagimi sevdi. Boynumu öpmeye başladı. "Bırak beni bırakk " diyordum kısık çıkan sesimle.
Belimdeki elini daha da sıklaştırdı. Canımı yakıyordu.
"BIRAKKK"*****
Bağırarak gözlerimi açtım. Kabusun sokuyla nefes nefese kalmıştım. Olduğum yerdeki odanın kapısı bodoslama açılınca yerimde sıçardım. Sahi ben nerdeydim? Siyahın hakim olduğu Bir yerdeydim. Odaya bodoslama dalan kişi ise Arasdi. Nedense bir anda ona sarıldım. Huzur veriyordu niye ki hayır güven de vermiyordu. Sarılmamın etkisiyle biraz şaşırsada ellerini belime yerleştirdi.
Yaklaşık beş dakikadır böyle kaldık. Kollarımı boynundan çekip başımı yere eğdim. "Ohoo bizim güçlü asi oldugunu sanan kızda gitmiş." Dedi gülerek. Yine beni sinir etmeyi becerdi ha helal olmasın. Sinirle ayağımı yere vurdum. "Beni evime bırak" dedim sinirle. Eliyle kapıyı gösterdi hiç beklemeden sinirle çıktım.
Evin önüne geldiğimiz de kemerimi çıkartıp kapının kulpuna gitti elim. Çektim ama açılmadı. Kilitli olduğunu anlayınca başımı arasa çevirdim. "Açarmısın şu kapıyı " dedim sakınce. Kızmaya gücüm bile kalmadi. "Bundan sonra sen ve kızlar yanımız da dolanicaksinız." Dedi net bir şekilde. Ne münasebet be. Kaşlarımı çattım. " Ne alaka hayır yok öyle bir şey " dedim kapının kilit açma düğmesine basıp. Kilidin açılma sesiyle kapıyı açtım. Tam çıkacakken kolumun tutulmasıyla inemedim. Sert bir şekilde tutuyordu bir an kopartıp veresim geldi. Yüzümü buruşturup inledim. Aras ise o ciddi tavrıyla bana bakıyordu. Kolunu çok hafif bir şekilde gevşetti. "İtiraz etme bizim yanimizda olacaksınız!" Dedi emir veren tonuyla kelimelerinin her birine vurgu yapıyordu.
"Tamam " diyip kolumu çektim. Arabadan inip evin kapısını tıklattım. Kızlar endişeyle bana baktılar. Bende hemen içeriye girdim. "Nerdeydin sen saat kaç oldu kızım niye şu telefonu açmıyorsun!" Dedi Aybüke bağırarak. "Anlat hadi bekliyoruz " dedi Tuğçe haklı oldukları için sesimj çıkartmadan kafami sallayıp koltuğa oturdum.
Olan biten herşeyi anlattım. Kızlar en çokta arasın dediği şeylere sinirli ve bir o kadarda saskinlardı. Ayağa kalkıp odama çıkmak için kıpırdandım. "Yarın daha yorucu olur bunlarla ben yatmaya çıkıyorum bebekler." Diyip ikisine de öpücük attım. "Tamam kuzzum " dedi Aybüke anne edasıyla gülerek odama yöneldim.
Hemen pijamalarımı bulup uzerime giydim. Telefonumu şarja takıp hızla yatağıma atladım. Bugün olanları düşündükçe aklıma Aras takıldı. Niye onun yanında takılıyoruz ki ? Düşüncelerimden sıyrılıp gözlerimi kapadım. Ve uyku...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLEJ BELASI
Teen FictionBu kitap belkiklasik gelicek evet yine kolej işte yine bir badboy yine bir masum kız falan diceksiniz. Öyle belki ama okumaktan da zarar gelmez. Kafa dağıtmak içinde yazıyorum biraz. Yaşadıklarımdan kurtulmak için...Belki tüm yaşadıklarımı unutur si...