hayatının en güzel yemeği

100 16 10
                                    




Bugün Minho'nun yataktan en istekle kalktığı gündü. Hızlıca hazırlandı ve ağabeyine bir telefon açıp 5 dakika içerisinde Yeonseok'u almaya geleceğini söyledi. Hızlıca bir kahvaltı etti ve evden çıktı.

Yeonseok'u alıp parka gittiğinde onu burada görebileceğini umuyordu. Sonuçta köpekleri vardı, onları gezmeye çıkarmalıydı ve bu semtin en güzel, büyük parkı burasıydı. Yeonseok'la oynuyordu ama gözleri onu arıyordu.

Uzakta gördüğü manzara ile yüzüne bir gülümseme yerleşmişti.

Kot ceketi olağanüstü güzellikte miydi yoksa onda mı öyle görünüyordu?

Aman tanrım bu çocuk parlıyor muydu yoksa onu mu öyle görüyordu?

Minho kafasındaki düşüncelerin savaşıyla başa çıkmaya çalışırken Yeonseok gördüğü köpeklere doğru koşmaya başladı. Ve tabii ardından Minho da. Ama Minho ilk defa Yeonseok'un yaptığı bir şeye bu kadar sevinmişti.

Ufaklığın "Sevebilir miyim?" diye heyecanla sorduğu soru karşısında Kibum'dan gelen onay sesi Minho'nun içini ürpertmişti. Sesini ilk defa duydu ve tanrım, sadece bu sese bile aşık olabilirdi.

"Günaydın."

"Günaydın Minho."

Hayır ismi Kibum olan tanrı, gözlerime bakarak gülümseme. Burada bayılamam.

"Köpeklerin çok şirinler." Minho, Yeonseok gibi eğilip onları sevmeye başladı.

Hayır Minho, şirin olan sensin.

"Hey aslında, buraya yeni taşındım ve hala evimi yerleştiremediğim için yemek yapma fırsatım olmuyor. Öğle yemeği için bana güzel bir yer söylersen sana yemek ısmarlayabilirim."

Bu kocaman ve sıcacık gülümsemenle doğrudan gözlerime bakarken nasıl düşünebilmemi bekliyorsun Minho?

"Seni favori restoranıma götürebilirim ama bağımlı olacağın konusunda seni uyarmam gerek ."

"Onur duyarım." Kıkırtılarla cevap verirken bu yemeğin hayatının en güzel yemeği olacağına emindi. Ama sebebi birlikte yiyeceği kişiydi.




//bts  euphoria//





ethereal ● minkeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin