"Neden kimse bir iz bulamıyor!? Neden oğllarıma bu denli acılar yaşattıran o hainin kimliğini bir türlü çözemiyoruz!?" Enji, karşısında utana sıkıla ona ellerinin boş olduğunu söyleyen dedektiflere bağırıyordu. Dedektifler, Eijirou ve Shoto'nun odalarını karış karış inceleseler de bir ize rastlayamamışlardı. Tuhaf olan şey ise tek bir görgü tanığının bile olmayışıydı. Her an bir hainle aynı suyu soluduğunu düşünen Enji, öfkesinin dinmek yerine arttığını hissetti.
"K-kralım, elimizden geleni yapıy-..."
"Elinizden geleni istemiyorum! Elinizden gelenin fazlasını istiyorum!" diye çıkıştı Enji öfkeyle. Karşısında korkudan titreyen iki dedektif, hep bir ağızdan "p-peki efendim." dedikten sonra kralın huzurundan çekilmek için izin istediler. Enji olumlu anlamda kafa sallayıp dedektifleri gönderdi. Sıkıntıyla iç çekerken prenses Ochaco, manevi babasına yaklaştı.
"Baba..." Enji prensese dönüp gülümsedi, kollarını açtığında prenses, babasını bekletmeyip iri gövdesini, cılız kollarının izin verdiği kadarıyla sarmaladı. "Güzel kızım." Ochaco babasının şefkatli kollarından ayrılıp yüzünde hafif oluşan samimi tebessümle krala baktı, tebessümü Enji'yi de etkilemiş olacak ki, o da gülümsedi.
"Baba, sana bir şey söylemeliyim..." Enji tek kaşını havaya kaldırıp "neymiş o?" diye sordu. Ochaco hafifçe pembeleşen yüzünü gizlemek adına zemine baktı ve "a-aşık..." dedikten sonra devamını getirebilmek adına yutkundu. "Oldum..." Enji bir anda hayrete düştü, bunca zamandır üç çocuğundan da bir itiraf duymayan adam, çocuklarının hepsinin bir anda aşık olmasına şaşırdı.
Hafifçe kıkırdayıp kızının kızaran yüzüne baktı. "Demek ki evlatlarım büyümüş..." diye mırıldanması, prensesin daha çok kızarmasına yol açtı. Aklına gelen isimle adeta parıldayan Enji, kızının gözlerine baktı. "Sanırım kim olduğunu tahmin edebiliyorum..." deyişi, prensesin kalp ritminin iki katı hıza erişmesini sağlamıştı. "K-kim?" Diye sordu kız ürkekçe.
Kral bilgiç duruşundan taviz vermeyerek dudaklarını araladı. "Humber'ların prensi, Humber Victor olmalı. Sonuçta çocukta her özellik var, aşık olman çok doğal..." diye ekledi. Ochaco'nun itiraz etmeye hazırlanırken takındığı yüz ifadesi Enji'yi korkuttu. Çünkü şuan için krallıkta, başka soylu yoktu. Kızının halktan birine aşık olma olasılığı onu yıkıyordu.
"B-ben... prens Humber'a aşık değilim baba. B-ben, halktan birine aşığım." Kralın yüzü öfkeyle gerildi. "Ne yazık ki kızım, aşkını kalbine gömemelisin." Ochaco da babasının öfkesiyle yarışırcasına bir ifade takınıp söylendi.
"Daha aşık olduğum kişinin kim olduğunu bile öğrenmedin!"
"Öğrenmeme gerek olacağını sanmıyorum..." Sakinliği Ochaco'yu git gide çileden çıkartırken, genç kız öfkeyle soludu.
"Abilerimin aşık olduğu kişiler deniz insanları bile değil! Neden sadece ben aşkımın peşinden gidemem!" Ochaco'nun öfkesi Enji'nin canını sıkıyordu.
"Shoto evinde, git ona bak bakalım hoşlandığı kişiyle olabiliyor mu?" Enji sakin davrandıkça çileden çıkan genç kız, yüksek bir ses tonu ile bağırmaya başladı.
"Bunu yapmaya hakkın yok! Bunu bize yapmaya hakkın yok! Sevdiğimiz insanlardan bizi uzak tutmaya hakkın yok!" Enji Ochaco'nun omuzlarından nazikçe tutup gözlerine baktı.
"Kızım, bunu ben de istemiyorum. Fakat, hiç bir krallıkta, halktan birisiyle evlenen soylu yok. Çünkü eğer öyle olursa, o krallığın gücü düşecektir. Soylular, krallığın elması gibidir. Daima parlamalılardır, halktan birisiyle evlenmenin yahut ilişki kurmanın hiç birimize bir faydası olmayacak. Kara insanları mevzusuna gelirsek de, Shoto zaten hamle yapamıyor, Berthe onun hamlelerini engelliyor. Eijirou'ya karışmıyorum çünkü eninde sonunda kara insanları karaya çıkacak, ben söylemesem bile..." Ochaco öfkeyle omuzlarını kurtarıp babasıyla arasına bir mesafe koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Prensi
Fantasy...::::TAMAMLANDI::::... BNHA karakterlerinden bazılarını kullandığım fantastik bir kitaptır. Bnha dünyasında geçmemektedir. Fantastik kitap okumayı seven herkes, izlemediyse bile okuyabilir..