Arkadaşlar biliyorum uzunca bir süredir hikayeye devam edemedim. Bildiğiniz gibi bu sene üniversiteye hazırlanıyorum ve bir yandan da okul sınavlarım devam ediyor. Yaz tatilinde de bir türlü ilham perilerimi bulamamıştım ve sanırım bugün onlara rastladım. :) Belki birçoğunuz okuduğunuz bölümleri unuttunuz veya kitabımı okumayı bıraktınız. Fakat ben yeni başlamışlar , hiç bırakmamış ya da unutmamış olanlar için yazmaya başladığımı göstermek için tekrar aranızdayım. Umarım beğenirsiniz. Bölümü biraz kısa tuttum çünkü artık daha sık yazmayı planlıyorum. Bir de özellikle belirtmek istediğim bir şey var; kitabımdaki karakterlere ait sözler alıntı değildir. Hepsi kendi düşüncelerimdir. İyi okumalar dilerim... ^♥^
Ulaşamadıkların uğruna feda edeceklerini iyi düşün. Belki feda ettiklerin uğruna fedadır.
-Melin Sonsuz
-MELİN-
Serenay'ı bu durumdan kurtaracak olan bendim. Ondan ölesiye tiksinen ben.
Fakat asıl sorun bunu nasıl yapacağımdı. Şimdilik her ne kadar bana göre olmasa da şu teselli denen ama aslında karşındakini daraltmaktan başka bir şey olmayan şeyi yapmalıydım. Fakat ona sen halledersin, her şeyi akışına bırak ki taşlar yerine otursun gibi şeyler diyemezdim. Bu bencillik olurdu. Her zaman onun yanında olmak istiyorum. Her sıkıntıyı birlikte aşabiliriz. Ben bu düşüncelerle boğuşurken o dakikalardır elini yüzüne kapamış bir şekilde yanımda oturuyordu. Sanki sorunları çözmek için doğmuşçasına yerimden fırladım. Yüzüne kapadığı ellerini yavaşça kavrayıp avuçlarımın arasına alarak "Hadi kalk !" dedim ve onu ayağa kaldırdım. Henüz ellerini bırakmamışken " Bu sorunu birlikte halledebiliriz. Bu kadar kendine yüklenme." dedim. Hafif bir tebessüm edip alt dudağını dışarı doğru büktü.
"Buna inanabiliyor musun ?" dedi.
Ellerim ellerinden kayıp ayrılırken "Biraz klişe olucak ama inanmak başarmanın yarısıdır. Düşündüm de şu sıralar hacker bir kızla okulu alt üst etmenin yanında birisinin hayatını kurtarmak ve büyük pişmanlıkları önlemek gibi hobiler edinmek istersiniz bayım." dedim. Bunları söylerken oldukça ciddi bir tavır takınmıştım.
"İşte benim kızım !" dedi.
Boynunda olduğunu bilmediğim bir kolyeyi çıkarıp benim boynuma taktı. İpi oldukça genişti ve ucunda siyah bir zar vardı.
"Te - teş..." Teşekkür etmeme fırsat bile vermeden işaret parmağını dudaklarımın üstüne koydu.
"Bu zar bana hayatın tek kişilik bir oyun olduğunu ve hilelerle dolu olduğunu hatırlatır. Artık ona ihtiyacım yok." dedi ve elini dudaklarımdan çekti.
"Neden artık ona ihtiyacın yok ?" Bir yandan zarı inceliyordum.
"İleride anlarsın."
"Peki neden bana hediye ettin ?"
"Ahh Melin çok soru soruyorsun. Ver o zaman çöpe atayım." Elini kolyeyi ona vermemi beklermiş gibi uzattı. Alaycı bir bakışın ardından beni denediğini belli eder bir gülümseme kondurdu yüzüne. Bir an buna aldanıp kendimi tutamayarak telaşlandım.
"Hayır hayır bende kalabilir. Çok mu soru soruyorum gerçekten ?" Gülmeye başladı.
Havada duran elini gel dermişçesine savurup "Gel hadi zil çalmak üzere tuhaf yaratık." dedi.
Okula doğru yürümeye başladı ve bende kolyeyi formamın içine sokup ardından yürümeye başladım. Bu Berkin ne ilginç bir çocuktu. İleride anlarsın da ne demekti öyle. Ne demek istediğini ilk seferde anlamak zaten zordu. Aklımı karman çorman bir hale sokuyordu. Onu tüm karmaşıklığıyla seviyordum. Bunu artık anladığını da biliyordum. Beni denemesinin başka bir nedeni olamazdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker Kız ve Hilekar
Novela Juvenil"Seni her an ölecekmiş gibi hissettiren ve bir o kadar da yaşama bağlayan kişi, senin de bu hayatta kalbine gömüp sonsuza kadar orada yaşatmak istediğin kişiyse, aşk seni çoktan bulmuş demektir." -Melin "Yürüyüşü bile şuan kendime format atmama sebe...