Yazarın Notu: -MELİN- ve -BERKİN- şeklinde yazdığım kısımlar hikaye onların bakış açısından devam ediyor demek. Uzunca bir aradan sonra unutmuş olabileceğiniz ihtimali için önceki bölümlere göz atmanızı tavsiye ederim.
"Ardındakini bilmek istiyorsan önündekini çözmelisin. Herşeyin bir sırası var."
-MELİN-
Islık çalıyor olması bende şüphe uyandırmıştı.
"Melin, sınıf kapınızın önünde ıslık çalan yeni çocuk mu?"
"Evet, bu o."
"Haklıymışsın, tam bir serseriye benziyor." dedi.
"Ben serseri demedim, sadece tüyler ürpertici."
"O halde gözümüz üzerinde olsun, seninle kim uğraşıyorsa karşısında ilk beni bulacak. Bunu sakın unutma."
Kendinden oldukça emin olarak söylediği serseri kelimesini telaffuz ederken "s" harfi ön dişlerinin arasından tiz bir şekilde çıkmıştı. Gözleriyle yeni çocuğu dikkatle süzüyor, ıslık çalmasından olduğu kadar görünüşünden de rahatsız olmuş bir tavırla alnını kurcalıyordu. Gerginliğim her saniye katlanıyor, beynimdeki sinapsların tıkandığını, yolculukları esnasında nöronların sıkışıp daraldığını hissediyordum. Böyle bir şeyi hissetmek mümkün görünmese de şuan kimse bana aksini iddia edemezdi. Vücudumu saran korkuyu belli ederek etrafımda değer verdiğim insanları da yıpratmak istemiyordum.
"Berkin, sakin ol. Bu iş yakında bitecek. Yani umarım." Söylediklerime kendim de inanmak ister gibi söylemiştim. Bitmesini istiyordum.
"Aslında şuan senden 200 katrilyon daha sakin olduğumu ve yüzünün yangın tüpünden daha kırmızı olduğunu bilmeni isterdim. Neyin var tuhaf yaratık?"
"Biliyorum be- ben sadece... Demek istediğim böyle anlarda fazla geriliyorum."
"Şuan okulda olmasak seni tüm benliğimle sarıp sarmalardım miniğim ama kimin umurunda ki?" dedi ve bana sıkıca sarıldı. Konuşup ona yapmamasını söyleyemedim. Çünkü şuan en çok ihtiyacım olan şey onun şefkatli kollarında her şeyden ve herkesten soyutlanmaktı. Onun sıcak kollarının ve eşsiz kokusunun içinde bir güvenlik duvarı örmesini izlemek istemiştim. İzlemekten çok bu anı yaşamak. Bu duvarı aşma izni olan da sadece bendim ve başkalarının düşüncelerinden korkarak ondan aniden uzaklaştım. O güvenlik duvarını kırdım. Onu kırdım. Ardımdan sadece "Melin!" diyerek seslenebildi. Bunu ben bile kendimden beklemiyordum.
Evet, başkalarının düşüncelerini bu kadar önemsemeseydim ona sarılmanın tadını çıkarabilirdim. Ona daha uzun sarılabilirdim. Fakat bu kadar cesur değildim. En azından kendimi bildiğim kadarıyla değildim. En ihtiyacım olduğu anda hiç beklemediğim bir yönde onu kırdım. Bir daha bana korkusuzca sarılamayacaktı bundan sonra belki, ama ya bizi görselerdi? Belki gören olmuştur bile.
Hızla sınıfa koştum. Teneffüs zili çaldı ve herkes içeri girdi. Bir kişi hariç. Yeni çocuk sırasında yoktu. Öğretmen de 5 dakika sonra içeri girmişti ve yoklama alınmaya başlandığı sırada kapıyı tıklamaya gerek görmeden birisi içeri daldı. Havasından bir şey kaybetmeden arkamdaki sıraya oturdu. Göz göze gelmemiştik.
"Bundan böyle benden sonra sınıfa gelen olursa yok yazacağım."
"Hocam, Baran yeni öğrenci." dedi biri. Kafamı henüz çevirmeden Serenay olduğunu anladım. Dönüp bakınca gözlerini kaçırdı.
"Demek öyle, o halde hoşgeldin. Lütfen buraya gel ve kendini bize takdim et." dedi edebiyat hocamız.
Kapüşonu hala başından çıkarmamış olacak ki hoca "Lütfen derse uygun davranış ve tutumda olunuz." dediğinde yanımdan geçerken kapüşonunu sağ eliyle geriye attı ve oturan hocanın yanında suratı bize dönük bir şekilde konuşmaya başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker Kız ve Hilekar
Fiksi Remaja"Seni her an ölecekmiş gibi hissettiren ve bir o kadar da yaşama bağlayan kişi, senin de bu hayatta kalbine gömüp sonsuza kadar orada yaşatmak istediğin kişiyse, aşk seni çoktan bulmuş demektir." -Melin "Yürüyüşü bile şuan kendime format atmama sebe...