-MELİN-
- Ya Gökhan dur. Çocukluk etmeyin şimdi herkesi etrafımıza toplayacaksınız. Sen de dahil hepimizin başı yanacak !
- Peki tamam Melin, ses etmeyeceğim ama bir şartım var.
- Neymiş o şart ?
- Bundan sonra soruları bana da vereceksiniz. Yoksa sınavlardan geçmenize izin verir miyim sanıyorsunuz. Ayrıca ikinizde çok dikkatsizsiniz. Ben ise tam bir gözlemciyim, her ayrıntıya dikkat ederim. Ben yokken yakalanmanız an meselesi. Bir de Berkin iyi bilir okulun en çalışkan öğrencisi benim.
-BERKİN-
Tüm planlarımıza onu da dahil etmek büyük risk. "Gökhan harbiden kaşınıyorsun!" diye bir çıkışta bulundum. Harbiden sinirlenmiştim ve onu dövmemek için yumruklarımı sıkmakla yetiniyordum.
- Peki ben Yağmur hocanın yanına gidiyorum. Kendinize hiç şans tanımadınız hadi eyvallah.
Gökhanı burda evire çevire dövmemek için zor duruyorum. Okulda olmasak sallamıştım şimdiye ağzının ortasına bir tane yumruk. Bekle sen elbet sana haddini göstericem.
-MELİN-
Berkin, Gökhanı kolundan tuttuğu gibi banka oturttu. Kavga çıkmasından çok korkuyordum. Birbirleriyle daha önceden de münakaşaya girmiş gibiler.
Ne alıp veremedikleri var acaba ?
Öğrenmem gereken şeyler listesine bunu da ekledim. Berkin söze girmeden hepimizin çıkarlarına göre bir öneri ortaya atmam gerekiyordu ve onların ikisininde omzundan tutarak
" Gökhan, bundan sonra sende bizdensin. Berkin, sende bu işe daha fazla karşı çıkma çünkü biliyorsun ki soruları çözmemize yardım edecek ve arkamızı kollayacak birine ihtiyacımız vardı. Gördüğün gibi bizim planlarımızı farkeden bir Gökhan oldu. Ona da ihtiyacımız var. Tamam mı beyler sorun çözüldü mü ?" diye sordum.
Her ikisi de bana şaşkın bir şekilde baktı. Gökhan tatmin olmuş bir ifadeyle bu söylediklerimi onayladı. Berkin de Gökhan'ın oturduğu bankın kenarına bir tekme salladı. Ayağı acımış olmalıydı ki birden dudaklarını büzdü. Fakat kendini bozmadan rüzgarda gözünün önüne gelen saçlarını kafasını yana atıp eliyle düzelterek hala Gökhan'a dik dik bakmaya devam etti.
- Ne bakıyorsun oğlum ?
- Hiç... bu daha iyi günlerin.
- Hadi beyler zil çaldı ayrılıyoruz. Siz aynı sınıfta mısınız ?
- Evet tuhaf yaratık.
- Kıza niye tuhaf yaratık diyorsun ? Düzgün konuş onunla.
- Oğlum sabrediyorum bak sinirimi tepeme çıkartma benim !
- Sorun yok Gökhan, bana öyle hitap etmesine alıştım artık.
- Aldın mı cevabını ibiş !
Berkin kulağıma "Hem ben sevdiğimden söylüyorum o lafı sana alınmıyorsun değil mi ?" dedi.
O anda soluğum kesildi. Sanırım o da benim gibi sevgisini iğneleyen sözlerle ifade ediyor. Bunu açıklaması kaybetmekten korktuğu anlamına mı geliyor acaba ?
Öyle umuyorum...
- Ne alınıcam ya inan ki hiç takmıyorum seni.
- Oldu o zaman hadi iyi dersler tuhaf yaratık.
Merdivenleri hep beraber çıktıktan sonra sınıfın kapısından girmeden 11-G'nin karşı sınıfımız olduğunu hatırlamamla sevinçten haykırmam bir oldu.
![](https://img.wattpad.com/cover/14475882-288-k616182.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker Kız ve Hilekar
Tienerfictie"Seni her an ölecekmiş gibi hissettiren ve bir o kadar da yaşama bağlayan kişi, senin de bu hayatta kalbine gömüp sonsuza kadar orada yaşatmak istediğin kişiyse, aşk seni çoktan bulmuş demektir." -Melin "Yürüyüşü bile şuan kendime format atmama sebe...