kai soobin'e, soobin yeonjun'a, yeonjun beomgyu'ya, beomgyu taehyun'a aşıktı. bu aşk beşgeni onları birbirine bağlarken aynı zamanda aralarındaki rekabeti arttırıyordu.
texting | 300719 - 151021
soobin: bu emoji bana bir yerden tanıdık geliyor...
beomgyu çevrimdışı
yeonjun: yok artık bu oluyor olamaz
taehyun: belki artık oluyordur :D
***
soobin: lan niye kaçtın
beomgyu çevrimiçi
beomgyu: BİLMİYORUM HEYECANLANDIM BEN YAVŞAMA EMOJİSİ ATTI BANA
soobin: he kxjkdkskdksksk e iyi yapmış
beomgyu: farkında mısın bilmiyorum ama taehyun'da bir gariplik var kamptan beri bana garip davranıyor
soobin: nasıl garip
beomgyu: bana uzun uzun bakıyor ne zaman onunla konuşsam gülümsüyor garip hissediyorum
soobin: bence akışına bırak bir şey diyeceğim
beomgyu: ne diyeceksin
soobin: öğle arasında müzik odasına gelsene
beomgyu: niye ki
soobin: şey müzik hocası gitar tellerini değiştirmemi istedi ve tek başıma sıkılırım o yüzden müzik odasına gel
beomgyu: peki madem zaten daehwi de chaeryeong ve ryujin'i ayartıp okula gelmedi hep birlikte kaçmışlar tek kaldım sınıfta
soobin: agugugu yerim seni hyungun seninle ilgilenecek merak etme
beomgyu: sadece üç ay büyüksün benden...
soobin: sonuç olarak senden önceki yıl doğdum :D
beomgyu: -.-
***
Beomgyu sıkıcı bir felsefe dersinden sonra oyalanmadan çıkmıştı sınıftan. Ders o kadar sıkıcıydı ki hala esneyip duruyordu. Kesinlikle uyuması lazımdı.
Gözlerini ovalarken merdivenlerden inmiş, merdivenlere oldukça yakın olan müzik odasına ilerlemişti. Halsizce kapıyı açtığında Taehyun'u içerde görünce birden canlanmıştı.
"Senin ne işin var burada?" Şaşkınca söylerken içeri girip kapıyı kapatmıştı. Taehyun yaslandığı piyanodan doğruldu ve yüzünde hafif bir tebessümle Beomgyu'ya doğru adımlar attı.
"Ama Soobin-" Cümlesini tamamlayamadan kafasına dank etmişti. Soobin ve Taehyun kendisine kumpas kurmuştu. O da aptal gibi inanmıştı. Tanrı aşkına müzik hocasının Soobin'den gitar tellerini değiştirmesini istemesi yalanına nasıl şüphesizce inanabilirdi ki?
"Beni buraya çağıran sendin yani?" Beomgyu boğazını temizledikten sonra sordu. Taehyun neden onunla gizli bir konuşma yapacaktı ki? Acaba planı mı öğrenmişti? Paniklemeye başlamıştı ama belli etmemeye çalışıyordu.
"Evet, bir şey var çünkü." Taehyun Beomgyu'ya doğru adımlar atmaya başlamıştı tekrar. Beomgyu gerginlikle geri geri gidiyordu. Ancak çok sürmemişti ilerleyişi. Bacakları piyanoya çarpınca durmak zorunda kalmıştı. Beomgyu fazlasıyla paniklemişti. Bu yüzden sesini yükseltmekten geri durmadı.
"Ne? Ne var?" Taehyun sırıtarak gözlerini kıstı ve etkileyici bir sesle mırıldandı.
"Emin olmalıyım sadece." Ancak Beomgyu onun ne dediğini anlayamamıştı.
"Ne de-" Tabii ki lafını yarım kesenin Taehyun'un dudakları olmasını hiç beklemiyordu. Şokla gözlerini büyütürken ellerinin titrediğine yemin edebilirdi. Taehyun'un kendisini öpmesi imkansızdı. Rüyada gibi hissediyordu. Rüyada olduğuna emin olmak için kendisini cimciklerken canının acımasıyla Taehyun'un dudaklarına inledi. Fakat Taehyun bunu yanlış anlayıp Beomgyu'nun yanağını kavradı daha rahat öpmek için. Beomgyu ise kalp krizi geçirecek gibi hissediyordu.
Aniden ellerini geriye attığında piyanonun tuşlarına basmıştı. Çıkan tiz sesle Taehyun geri çekilmişti ancak hala oldukça yakındı. Gülümseyerek mırıldandı.
"Eminim artık. Ben-" Onun lafını yarım kesen ise Beomgyu'nun attığı tokattı. Zaten sonra da Taehyun'u itip müzik odasından kaçmıştı.
