"Yeonjun! Uyan hadi, öğlen oldu."
Soobin çantasına kendisinin ve Yeonjun'un diş fırçasını koyarken seslenmişti. Ama boşunaydı. Yeonjun onu duymayı geç, yastığına daha çok gömülmüştü. Soobin derin bir nefes alarak çantayla uğraşmayı bıraktı ve komodinin üstündeki yarım bardak suyu eline aldı. Direkt olarak Yeonjun'un suratına suyu attığında Yeonjun panikle yerinde doğruldu.
"Soobin, ne yapıyorsun ya?" Soobin omzunu silkerek eşyalarını çantaya koymaya kaldığı yerden devam etti.
"Bin kere seslendim, uyanmadın." Yeonjun ona birkaç saniye bakıp nefesini bıraktı. Ardından yatakta dizlerinin üstünde ilerleyerek Soobin'e ulaştı. Kollarını beline sardıktan sonra boynunu öpmüştü.
"Öpseydin uyanırdım bence. Bir ara dene bunu." Soobin elindeki tişörtü onun koluna vurarak ittirmeye çalıştı.
"Yeonjun, ıslaksın. Beni de ıslatacaksın, kalk şuradan." Yeonjun omzunu silkip daha da sıkılaştırdı kollarını.
"Neden çanta hazırlıyorsun?" Soobin çantanın fermuarını kapattıktan sonra Yeonjun'a döndü.
"Birkaç gün orada kalacağız demiştik, hatırlamıyor musun?" Yeonjun kaşlarını kaldırarak baktığında Soobin konuşmaya devam etti. "Yeonjun, işten izin almadığını söyleme sakın."
Yeonjun gülümseyerek onun yanağına bir öpücük kondurdu.
"Tabii ki aldım hayatım." Soobin de ona gülümseyip kollarının arasından çıktı.
"Ben bize yiyecek bir şeyler hazırlayayım, sen de hazırlan artık." Soobin odadan çıkana kadar onun arkasından gülümseyen Yeonjun, kapı kapandığı gibi telefonuna sarılmıştı.
Soobin ve Yeonjun liseden mezun olalı 5 yıl olmuştu. Liseden sonra Soobin üniversitede hayalindeki gibi psikolojiyi tercih etmişti. Yeonjun ise modaya ilgi duymasından ötürü moda tasarımına yönelmişti. İkisi de aynı üniversiteyi tutturabilmişlerdi ancak üniversite şehrin öbür ucundaydı. Her gün bu kadar yolu gitmek yerine birlikte bir evde yaşama kararı aldılar. İlişkilerini ise ailelerine eve taşınmadan önce açıklamışlardı. Neyse ki aileleri ilişkileri hakkında anlayışlı davranmışlardı. Böylece Soobin ve Yeonjun, 5 yıl boyunca birlikte yaşadılar. Şu an ise Yeonjun, üniversite stajını yaptığı firmada moda tasarımcısı olarak çalışmaya başlamışken Soobin de psikoloji üzerine yüksek lisansını yapıyordu.
"Günaydın Bay Kim, umarım güzel bir gün geçiriyorsunuzdur." Yeonjun saygılı ve pozitif çıkan sesiyle müdürüyle konuşuyordu.
"Günaydın Yeonjun, teşekkür ederim. Umarım seninki de iyi geçiyordur." Bay Kim'in sevecen tavrıyla Yeonjun biraz daha rahatlamış hissetti. Onu bekletmeden cevap verdi.
"Teşekkürler efendim. Ben bir şey sormak için aramıştım sizi." Derin bir nefes aldı Yeonjun. "Acaba benim birkaç gün izin kullanmam mümkün müdür?"
"Kaç gün yani?"
"Üç gün... Veya dört gün." Bay Kim bir süre düşündükten sonra Yeonjun'a cevap verdi.
"Pekala, izinden sonra boşluğunu tamamlayabileceğini düşünüyorsan izin verebilirim." Yeonjun mutlulukla yumruğunu havaya kaldırdı.
"Hiç şüpheniz olmasın efendim. Çok teşekkür ederim."
Birbirlerine veda ettikten sonra telefonu kapattılar. Bir sorun çıkmadığı için Yeonjun mutlu olmuştu. Rahat bir nefes vererek hazırlanmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
la la land | txt ✓
Fanfictionkai soobin'e, soobin yeonjun'a, yeonjun beomgyu'ya, beomgyu taehyun'a aşıktı. bu aşk beşgeni onları birbirine bağlarken aynı zamanda aralarındaki rekabeti arttırıyordu. texting | 300719 - 151021