25.Bölüm

1.5K 227 190
                                    


Asıl oğlunun CELLADI senmişsin..

Plaza

Ertesi Sabah

Rıza ve küçük Ela Yağızın dairesinin kapısından içeriye erkenden girer. Rıza, kızın üstünü çıkarmasına yardımcı olur "Siz odanıza geçin ben ortalığı toparlayacağım Ela kızım" der ve küçük kıza doğru sıcak gülümser. Ela'nın hala uykusu varken çocuğu getirmiştir. Küçük kız uyku sersemi merdivenlerden basamak, basamak çıkar esneyerek  "Beni niye getiydin uykum vay" derken, sesi boğuk çıkar.  Rıza, kızın arkasından bir kaç saniye bakar daha sonra mutfağa yönelir. Henüz ne Yağız nede Hazan uyanmamıştır.

~

Sinan daire

Yaklaşık bir saat sonra..

Ece, ağır bir uykudan sonra yavaştan gözlerini aralar. Eliyle başını ovuşturur "Ağğğğhhh, başım çatlıyor" derken, sesi boğuk ve giderek kısılır. Kız, yataktan hafif doğrulur yerdeki kıyafetler gözüne çarpar ve gözlerini şaşkınlıkla kocaman açar "Allah kahretsin, bu ne ya? " deyince, yatakta oturur pozisyona gelir. Sinan, yarım açık olan kapıyı ayağıyla iter "Günaydııın" derken, enerjisini sesiyle yansıtır. Elinde, kahvaltı tepsisiyle içeriye girer. Ece şaşırır, yorganın üst kısmını hafif kaldırır ve içine bakar "Allah seni kahretsin, üzerimde sadece iççamaşırım var. Bana ne yaptın?" deyince, öfkeden alev, alev yanan mavilerini Sinana kaldırır. Sinan, kaşlarını çatar "Önce günaydın denir ve eğer olduğun durumu soruyorsan da birşey olmadı ufaklık" derken, sesi imalı çıkar. Ece, yorganı üzerine doğru daha çok çeker "Ben ufaklık değilim! Nasıl olmadı be? " diye, öfkeli sesiyle sorar. Elinde tepsiyle ağaç olan Sinan, bıkkınca gözlerini devirir "Olmadı, seni soydum çünkü heryere ve benim bile üzerime kustun" deyince, elindeki tepsiyi Ece'ye doğru uzatır "Hadi birşeyler ye" derken, ses tonunda ayrı bir sevecenlik vardır. Ece, Sinan'ın kendisine doğru uzattığı tepsiyi elinin tersiyle ittirir "Ben yemem, senin elinden birşey ve hatta senin evindede kalmam" derken, sesi aynı öfkeyle çıkar. Ittirdiği tepsi yere düşünce, bunu gören Sinan öfkeyle ellerini yumruk yapıp sımsıkı sıkar ve gözlerini öfkeyle yumar "Sakin ol, sakin ol" diye içinden kendi, kendine telkin verir. Ece, hızını alamamıştır üstüne sardığı yorganla birlikte kalkıp adamı göğüsünden iter "Pislik!" der. Sinan, yerdeki kırılan bardak, düşen tepsiye ve etrafa saçılan kahvaltılıklara bakar geriye Eceye döner "Sana dokunmadım, ne bu öfke ama biliyormusun sana kalsa birşey olurdu. Ben pişman olacağın birşey yapmak istemedim" deyince, Ece adamı ikinci sefer iter "Ne o? Bana dokunmadın diye madalyonmu istiyorsun? Yada arkadaşın gibi tecavüzcü olmadığın için mi madalyon istiyorsun?" diye, öfkeli sesiyle sorar. Bu sefer Sinan kadının bileklerinden tutar "Bana bak, dün sana arkadaşımın ne kadar çaresiz olduğu anlattım. Adama hala tecavüzcü demekten vazgeç. Hem kendine geldiğine göre üzerini giyinip çıkarsın ufaklık.." derken, sesini yükseltir. Ece, adamdan bileklerini kurtarmak için sertçe çektirir. Öfkeden alev, alev yanan mavilerini adama diker " Ben ufaklık değilim! " deyince, işaret parmağını Sinanın üzerine tutar " Sakin bir daha karşıma çıkma sende senin o sapık arkadaşında.. " deyince, Sinan'ın yüzünde alaycı bir ifade belirir başını sallayarak " Şey, bu memlekette iş bulmak okadar kolay değil yanlız. Yağız'ın oradan çıkarsan bilemem yani belki bu sefer pavyona gerçekten düşersin " derken, sesi yüz ifadesini destekler ve kendini tutmayıp gülmeye başlar. Ece, işaret parmağıyla kapıyı gösterir  "Defooooool, giyinip defolup gideceğim " diye bağırır.

~

Hazan'ın ağzından

Plaza

ESARET🔗 (DÜZENLEMEDE) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin