BİRİNCİ BÖLÜM; SEN BENİ GÖRÜYOR MUSUN?

193 15 22
                                    

  

     İlk bölüm, keyifli okumalar dilerim. Bol yorum ve oylar isterim ❤











  Son baharın hırçın havası, gökyüzünün kasveti, yeller estiren rüzgâr bile Tisa'yı sahil kenarına gitmekten alıkoyamamıştı. İnatçılığı ağır basan karakteri, annesinin onu azarlamasına boyun eğememiş şimdi ise kuru bulabildiği kumların üzerin de oturmuş bir türlü bitiremediği resmini tamamlamaya çalışıyordu.

  Dalgaları seyre daldığın da kulaklığından gelen müzik bir an da sesini kaybetmişti. Kapüşonlu hırkasının cebine elini atıp kulaklığını çıkardı. Eline değen ıslaklığa kaşlarını çattığın da yüzüne damlayan su damlaları ile başını yukarıya kaldırdı. Arkasın da dikilmiş, izinsizce çizmeye devam ettiği resmine bakan kişi ile yüzünü ve saçlarını kapatan hırkasının kapüşonunu çıkarıp kızgınlıkla başın da dikilen kişiye saldırgan bakışlar atarak ayağa kalktı. Hangi salak bile isteye onu ıslatırdı?

  "Islanmak isteseydim ben de suya girerdim."

  Genç adam büyük bir şaşkınlık ile yerinden kıpırdayamıyor, hatta nefes dahi alamıyordu. Karşısında ki kıza baktığın da hayatın da ilk defa böyle bir fani gördüğüne yemin edebirlirdi.    

  Adeta ateş kızılı uzun bukle saçları, rüzgârın istikametine doğru dans ediyor, okyanusun en derinliklerini andıran mavi gözleri kızgın bir yanardağ misali parlıyordu. Okyanusu andıran mavi hareler... Tıpkı evi gibiydi. Okyanus gibi. Karşısında ki kıza bir adım daha adımladığın da onun özel alanına girmiş bulundu.

  Tisa karşısında ki kişinin kesinlikle sorunlu bir tip olduğunu düşündüğünden geriye doğru adımlamaya başladı. Ayakları suya değdiğin de, bedenin de oluşan farklılıktan bir haberdi. Lakin karşısında ki adam nutku tutulmuş bir şekilde, ona bakıyordu.

  Tisa'nın ayakları suya değdiğin de ateş kırmızısı saçları, lacivert ve kırmızının en can alıcı tonu ile dans etmeye başlamıştı.

Bunu yalnızca onlar fark edebilirdi. Onun gibiler...

Ayakları ıslanan Tisa sinirle söylenmeye başladı.

  "Sana ıslanmak istemediğimi söylemiştim ahmak."

Tekrar kumların üzerine çıkan Tisa sinirle yerde ki resim kalemlerini ve tuvalini toplarken yanına gelen bedeni fark edip ona doğru döndü.

  "Yanlış kişiye çatıyorsun. Hiç havam da değilim. Gidip başka kızlara asıl. Şimdi ise" halen yanı başında dikilen bedene bakarak ayağa kalkıp tehdit edici biçim de cümlesin tamamladı.   "Defolup gitsen iyi edersin."

Tisa tanımadığı tuhaf kişiyi gerisin de bırakırken kendi kendine söyleniyordu. "Annemi dinleyip gelmemeliydim. Ah kötü karma."

Adımları sert bir şekilde kolundan tutulması ile durduruldu. Geriye döndüğün de içinden buraya geldiği için lanetler okumaya çoktan başlamıştı.

Tuhaf yabancıya baktığın da, onun bakışlarını kolunu tutan elindeydi. Hızla kolunu kendine çekerek bedenini ondan kurtardı.

"Bak bir sapık ile uğraşamam. Defol git dediği-" genç adam hızla Tisa'nın sözünü kesti. Parmağını kendi bedenine doğrultarak ona baktı.

  "Sen beni görüyor musun?"

  Genç adamın gerçektende nutku tutulmuştu. Bu ateş parçası faninin onu görebilmesi imkânsızdı. Asırlardır onları görebilen bir fani dahi olmamıştı. Ayrıca karşısında ki kızın ayakları suya değdiğin de renk değiştiren saçları, güneş yanılmasından ibaret değildi. Henüz karaya çıkalı birkaç saat olmuştu. Güneş onda bu etkiyi yaratamazdı.

KADERİN MIZRAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin