İKİNCİ BÖLÜM; TEKRAR MERHABA ATEŞ PARÇASI

166 15 17
                                    








    Yüzyıllar önce, yeryüzü destansı bir aşka şahit oldu. Bu aşkın sonucun da hem yeryüzünden hem de yerin altından silinen tek bir kişi olmuştu. Güzelliği ile tüm gözleri kendine mühürleyen, kalbinin iyiliği meleksi kanında dolaşan o kişi, ateş tanrıçasıydı.

  Ateş tanrıçası hamileliğinin ilerleyen ayların da kocasının tekrar yeni bir evlilik yaptığını öğrendiğin de, kalbinde oluşan kötülüğe engel olamadı. Bir kızları olacaktı. Bunun ne demek olduğunun farkındaydı. Biricik kızı Tishis'i korumak uğruna kendi canından vazgeçmişti. Ateş tanrıçasının bu hayatında ki tek pişmanlığı deniz tanrısı Poseidon'a olan aşkıydı. Ondan bir çocuk dünyaya getirmek, kalbinde ki en büyük mutluluktu bir zamanlar.

  Ama doğacak olan çocukları, eşsiz bir varlık olacaktı. Ateş tanrıçasının melek kanı ve deniz tanrısının şeytani kanından meydana gelecek ve hem saf melek hem de saf şeytan kanı taşıdığın da, tüm meleklerin ve iblislerin sonu olabilecek derece de güçlere sahip olacaktı. Onu saf melek kanı olan annesi dünyaya getirecekti. Dokuz ay o taşıyacaktı rahminde. Bu yüzden, ateş tanrıçası kızı daha rahmindeyken, kimsenin göze alamayacağı bir işe kalkıştı. Onu arayan tanrılar bulamayacaklardı. Zaten başka seçeneği de yoktu. Ya kızını onlara verecek, onların elinde ki piyonları olacaktı, ya da kendi dünyasından vazgeçecekti. Ve ateş tanrıçası zoru başardı. Yeryüzü tanrıçası Gaya'dan yardım istemişti. Bu yardım uğruna, ateş tanrıçası melekler tarafından yok edildi.

  Gaya'nın Tithis'i kurtarma şekli, en zeki tanrıların bile aklına gelmezdi.

  Tithis dünyaya ikinci kez gelecekti. Bunu, yalnızca saf melek kanından gelen bir kadın yapabilirdi.

   Gaya ateş tanrıçasının bebeğinin öldüğüne tüm tanrılar âlemine inandırdı. Ve karşılığın da büyük bir bedel ödemek sureti ile iblis ırkı ile bir anlaşma yaptı.

   Ve sonun da Tithis dokuz yüz yıl sonra tekrar dünyaya geldi. Hem de bir fani anneden...

   O fani kadın, melekler meclisinden sürülmüş bir annenin kızıydı. Melekler meclisinden sürülmüştü çünkü bir faniden bebek dünyaya getirmişti. İşte bu yüzden Tithis dokuz yüz yıl boyunca dünyaya tekrar gelmek için bekledi.

  Tithis'i dünyaya getiren kadın İmera, saf kanlı bir melekti. Hem de faniydi. Melek tanrılarının annesine olan öfkesinden dolayı onlardan yardım isteyememişti lakin iblis ırkından bir büyücü ile anlaşma yapmıştı.

  Sonun da oda anne olabilecekti. Rahmin de taşıdığı bebeğini iblisler göndermişti ona. Lakin melek kanından olan İmera rahmindeki bebeğini kendi canından bile çok sevmişti. Bu yüzden melek ırkı ile bir anlaşma yaptı. Tüm dünyayı, insanları, hayvanları, hatta bitkileri bile öldürebilecek olan iblislerin ırkına son verebilirdi. Kızı Tisa ile...

   Tisa, belli bir yaşa kadar annesiyle birlikte fani hayatı sürecekti. Ta ki, iblisler tekrar ayaklanana dek. İblisler yeryüzüne çıkmaya başladıklarında, savaş çıkacaktı. Bu savaşı tek bir kişi kurtarabilirdi. Tıpkı kader mızrağını da tek bir kişinin kullanabileceği gibi. İblisleri tüm dünya üzerinden yalnızca kendi kanlarından olan bir tür silebilirdi. Hem melek kanı hem de iblis kanı lazımdı...

  Melek ırkı İmera'ya yardım etmişti evet, ama karşılığın da çok büyük bir savaşçı ele geçirmişlerdi. Kaderin mızrağını yalnızca saf melek kanı ve saf iblis kanı olan bir savaşçı kullanabilirdi.

KADERİN MIZRAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin