4. BÖLÜM SONUN BAŞLANGICI

128 9 2
                                    





Yeryüzünde sele meydan olacak kadar hırçınca yağan yağmur, mevsim sonbahardan kışa geçtiği için değildi. Düzene tepkiydi. Birleşmemsi gereken el birleşmiş, kenetlenmemesi gereken gözler kenetlenmişti. Duyulmaması gereken tınılar duyulmuş, ruhani bir döngü oluşturmuştu. Bundan dolayıydı gökyüzünün yeryüzüne olan tepkisi.

  Uyuşmaya başlayan beyni ile oturduğu koltukta gözlerini kapının girişinde duran bavulun sahibine kenetlemişti Tisa. Azade'ye.

"Tanıştırmayı unuttum sizi, pardon" dedi İmera.

"Önemli değil İmera teyze."

  Tisa Azade'nin annesi ile olan tanışıklığına bir anlam ararken koltukta, yanın da oluşan ağırlık ile başını yanında ki boşluğa oturan kişiye döndürdü."Naber Tisa?" Luci, her zamanki gibi kibar gülümsemesi ile kıza bakarken içinden kahkaha atıyordu. Gözlerin de oluşan şok parıltıları onu güldürmüştü. Kendisi de Tisa'dan farksız değildi. Onu izlemek için geldikleri yeryüzün de, şimdi kızın evin de misafirlerdi. Azade'nin kararlarına akıl erdirmek gerçekten zordu. Başa gelen çekiliyordu maalesef. İtiraz etme hakkı yoktu. Görevin sorumlusu Azade'ydi nasıl olsa.  Sahi ne demişti? Onunla yaşayacağız.
Gözleri bavulunu bulurken gülümsemesi genişledi Luci'nin. 

Tanıştırma işini İmera'dan önce Debiran üstlendi. "Tisa bu iki genç benim yeğenlerim. Yanın da oturan Luci. " Luci kendinden bahsedildiğin de başını onaylarcasına sallayarak tebessüm etti.

  Debiran ayağa kalkarak halen salonun girişinde ayakta duran genç adamın omzuna koydu elini. "Bu yakışıklı da Azade." Azade. Azade. Zihnin de yankı yapan ismin sahibi doğrudan kendisine dikmiş olduğu bakışları ile ukalaca gülümsüyordu. Tisa'nın ne yapacağını merak ediyordu.

Tisa şoktan içine kaçtığını düşündüğü sesini sonun da bulduğun da " sizleri daha önce görmüş olabilir miyim?" derken tek kaşı ustaca sorgulayıcı ifadesi ile yukarıya kalkmış, şimdi oda kendini bilmiş bir şekilde tebessüm yerleştirmişti çehresine. Madem tanışmıyor gibi yapacaklardı, öyle olsundu. Zaten tanışıyor da sayılmazlardı.

"Tanışmış olsak unutacağımı sanmıyorum." Genç adam kıza ima ile gülümseyerek kendisini boş olan koltuklardan birine bıraktı. Hava da elle tutulacak vaziyette ki gerginliği en derinlerin de hisseden İmera olmuştu. Çünkü, her ne kadar fani olsa da gökyüzünün tanrısından gelen genleri durumu beyan ediyordu.

İmera'nın "gelin size odalarınızı göstereyim gençler" demesiyle birlikte Tisa'nın gün için de bilmem kaçıncı kaş çatması gerçekleşti.

Bu iki tuhaf evlerine ne bok yemeye gelmişlerdi ki?

Bavullarını alan iki genç adam İmera'nın peşinden merdivenlerden evin ikinci katına ilerlerken Tisa onların arkasından bakakaldı.  Kızın haline bakan Debiran bir açıklama yapmak için boğazını temizledi.

"Yeğenlerim bir süreliğine siz de misafir olacaklar Tisacım. Şaşırdığına göre annen sana durumu anlatmamış olmalı. Azade bu yıl ki sörf yarışında yarışmacı olarak şehrinize gelecekti. Annen de eviniz de misafir etmek için çok ısrar etti. Daha önce yeğenlerim gelip annen ile tanıştılar ama sen evde yoktun. Umarım seni rahatsız etmiyordur bu durum."

Olumsuz anlam da başını sallamakla yetinerek oturduğu yerden kalkarak mutfağa ilerledi genç kız. Bir bardak soğuk su içerek mutfak sandalyesine çökerek ağrımaya başlayan başını ellerinin arasına alarak ovalamaya başladı. Yavaşça hızını arttıran ağrıya anlam veremezken işittiği ses ile başını mutfak kapısına çevirdi.

"Başın ağrıyor olmalı."

Azade sandalye de oturan kızın tam karşısına geçtiğinde nazikçe gülümseyerek elini uzattı. "Şimdi, bana sol elini uzatır mısın?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 05, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KADERİN MIZRAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin