1

8.7K 471 349
                                    

Adım (Y/N). (Y/N) (L/N). Tokyo'nun en büyük ve en ihtişamlı hastanesinde ünlü bir doktorum. Küçükken ailem beni kahraman olabilmem için U.A.'ye göndermişti. Evet U.A.'yi güzel bir başarıyla tamamlamış, mezun olmuştum. Fakat kahraman olmamıştım.

En büyük hayalim doktor olup hasta çocukların hayatını kurtarmak ve onların hayallerini gerçekleştirmeleri için yardım etmekti. Peki ben hayalimi gerçekleştirdim mi? Evet. Küçük bir çocukken tek istediğim şey stetoskopu doktorların taktığı gibi kendi boynuma takıp öyle dolaşmaktı. Şimdi ise neredeyse her gün benimle röportaj yapılıyor her gün magazin ve televizyon haberlerine konu oluyordum. İstediğim şey para veya şöhret değildi. Ben yalnızca insanların hayatını kurtarıp yüzlerine bir gülümseme yerleştirmek ve hayallerine ulaşmalarını sağlamak istiyordum.

Özgünlüğüme gelirsek, şimdiye kadar ondan hiç bahsetmediğim için özgünlüksüz olduğumu düşündünüz. Değil mi? Gücüm, kontroldü. İnsanları ve özgünlüklerini kontrol edebiliyordum. Bu özgünlüğüm mesleğimde bazen bana çok yardımcı olabiliyordu.

Düşüncelerime dalıp gittiğim sırada arkamdan gelen hemşirenin kolumu dürtmesiyle neredeyse elimdeki kahve bardağını düşürüyordum. Hemşire özür dileyen bakışlarla bana bakıp hızlıca konuşmaya başladı.

"Doktor (Y/N), hastaneye yeni gelen hastalardan biri çok zorluk çıkarıyor yardımınız lazım." Hemşirenin aksine ben telaşlanmayarak ayağa kalkıp yürümeye başladım. Bir yandan da hemşireye sakin bir sesle kısa sorular yöneltiyordum.

"Hastanın adı ne ve kaç yaşında?" Hemşire elindeki dosyaya baktı.

"Adı Tsuyoshi ve on altı yaşında."

"Hastalığı ne?" Hemşire üzgün bir şekilde başını eğip konuştu.

"Beyninde tümör var." Durdum ve acı bir şekilde hemşireye baktım. Henüz çok gençti. Tsuyoshi'nin odasının önüne geldiğimizde durdum ve odaya girmeden önce derin bir nefes aldım. İçeri girdiğimde hasta yatağında oturan bir çocuğun, gözlerinde yaşlarla hemşireleri ittiğini gördüm. Hemşireler beni gördüklerinde yüzlerinde rahatlamış bir ifadeyle hastadan yavaşça uzaklaştılar. Sakince onlara baktım.

"Bizi biraz yalnız bırakır mısınız?" İki hemşire başını salladı ve hızla odadan çıktı. Sessizce çocuğa doğru yürüdüm ve yatağın yanındaki koltuğa oturdum. Çocuk şiddetli bir şekilde ağlamaya devam ediyordu. Gözlerinden süzülen yaş ve boğazından kaçan hıçkırıklar onun umudunu yitirmeye başladığını gösteriyor, her dakika artıyordu. Onu böyle görmek beni içten içe yıkıyor ve üzüyor olsada bunu belli etmemem gerekirdi. Nede olsa onlara ben umut veriyordum. Henüz gençti ve tehlikeli bir hastalığa yakalanmıştı. Bir süre ağlamayı kesmesini bekledim. Biraz sakinleştiğinde ona gülümseyerek baktım.

"Şimdi biraz daha iyi misin?" Tsuyoshi hiddetle bana baktı ve bağırdı.

"Sence nasıl iyi olabilirim! Kanserim ve öleceğim. Benden iyi olmayı beklemeyin." Durdu ve ağlamaya devam etti. "Tanrım, neden ben? Henüz yapmak istediklerimi yapamadım..." Dudaklarımı ısırıp yüzüme bir gülümseme yerleştirdikten sonra elini tuttum.

"Tsuyoshi... Bir hayalin var, değil mi?" Çocuk ağlayarak başını salladı. "Peki bana ne olduğunu söyler misin?" Çocuk tekrardan başını salladı.

"O-oyun tasarlıyorum ve son aşamasındayım. Bir ya da iki ay sonra çıkması gerekiyordu. Fakat ben... Ben oyun çıkmadan ölmekten k-korkuyorum." Cümlesini bitirince tekrardan hıçkırıp ağlamaya başlamıştı. Ben heyecanlı bir şekilde elini hafifçe sıkıp konuştum.

"Tsuyoshi bu muhteşem! Oyunun çıkınca onu bana da gösterebilir misin? Seninle oynamayı gerçekten çok isterim." Çocuk heyecanımı görünce sakinleşip bana şaşkınlıkla bakmıştı.

"P-peki ya oyun çıkmadan ölürsem?" Ona güven verici bir gülümsemeyle baktım.

"Neden öleceğine inanıyorsun Tsuyoshi? Kanser olman öleceğin anlamına gelmiyor ki. Bak! Bana hayalinden söz ederken gözlerin parlıyor. Oysaki hayallerimiz bizi hayata bağlayan şeyler değil mi? Ben yalnızca kendine inanmanı istiyorum Tsuyoshi." Duraksadım ve yaşlı gözlerle bana bakan çocuğa baktım. "İsminin anlamını biliyor musun?" Çocuk elini çekti.

"Evet. Annem Tsuyoshi'nin güçlü anlamına geldiğini söylemişti." Parlak bir şekilde gülümsedim.

"Bak gördün mü? İsmin gibi senin de güçlü olman lazım. İyileşebilirsin. Fakat yalnızca inanırsan." Tsuyoshi şaşkınlıkla bana baktı sonra acı bir şekilde gülümsedi.

"İnanırsam iyileşeceğimi mi söylüyorsun?" Mutlulukla başımı evet anlamında salladım. Tsuyoshi elinin tersiyle gözlerini sildi ve derin bir nefes aldı. "Sanırım sana inanmaktan başka bir çarem yok, doktor." Onun bu sözleri üzerine mutlulukla  gülümsedim.

"Bana güvenebilirsin! Şimdi dışarı çıkacağım ve hemşirelere kalan testleri yapmalarını söyleyeceğim." Ayağa kalktım ve cebimde bulduğum bir çikolatayı ona uzatıp fısıldadım. "Bunu hemşireler ve diğer doktorlar görmeden yesen iyi olur." Muzipçe sırıtarak ona göz kırptım. Ardından ona el sallayarak kapıya doğru yürüdüm. Odadan çıktığımda iki hemşire beni gergin bir şekilde bekliyordu. Çıktığımı gördüklerinde telaşla yanıma geldiler.

"Hasta sakinleşti mi?"

"Evet, ona bunu başarabileceğini ve inanması gerektiğini söyledim." Derin bir nefes alarak elimle önümdeki hemşirenin omzuma hafifçe vurdum. "Elinizden geleni yapın." Hemşire, sıcak bir gülümsemeyle başını salladı ve odaya girdi. Ben ise içimde rahatlamış ve mutlu bir hisle kahve almak için alt kata indim. Fakat alamadım.

Sabah olduğu gibi yine bir hemşire geldi ve yeni bir hastanın daha getirildiğini söyledi. Onunla ilgilenmem gerektiğini bildiğimden kahvemi yine bir masada bırakmış hemşireyle gitmiştim.

"Hastanın durumu ne?" Hemşire bir yandan nefes nefese koşarken bir yandan da elindeki dosyalarını karıştırıyordu.

"Hasta trafik kazası geçirmiş. Kadın kırk iki yaşında." Kaşlarımı çattım.

"Yanında biri var mıydı?" Hemşire hayır anlamında başını salladı.

"Tek başına hastaneden kaçıp taksiye binmiş. Dediklerine göre oğlunu görmek istiyormuş." Durdum ve hemşireye baktım.

"Hastanın adı ne?" Hemşire dosyalarına baktı.

"Rei Todoroki."

-

New fanfiction guys hehe
Biliyorum gözleriniz yaşardı çok aktifim bu sıralar hehsjsjxkskxs
Hiç türkçe 'Todoroki x Reader' kitabı görmediğimden ben yazayım dedim :3
İngilizcemi de geliştirirsem belki ingilizceye çeviripte yayınlarım
Umarım beğenirsiniz
Gudbay❤️

𝑻𝑯𝑬 𝑹𝑬𝑨𝑳 𝑯𝑬𝑹𝑶 ≫ 𝒕. 𝒔𝒉𝒐𝒕𝒐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin