Yazarken baya eğlendim hehe~ iyi okumalar
Bol bol yorum yapın💜•
Todoroki ile uzaktan Airi'nin odasını gözetliyorduk. Bunu yapacağımıza inanamıyorum. Lanet olsun. Birden aklıma gelen parlak fikirle Todoroki'yi dürttüm.
"Aklıma bir fikir geldi!" Todoroki kaşlarını çattı ve alayıcı bir tavırla konuştu.
"Neymiş o başarısız olacak mükemmel fikir?" Ona ters ters bakıp koluna vurdum. Yüzünü buruşturdu. "Tamam ya, vurma. Ortamı yumuşatmaya çalışıyorum."
"Neden Airi'den anahtarı almaya çalışıyoruz ki? Direkt morga gidip Cindy'nin cesedini inceleyebiliriz." Todoroki'nin gözleri şaşkınlıka genişledi.
"İnceleyebilirsin. Ben hayatta morga gitmem. Hem senin oraya giriş yetkin var mı?" Gururla gülümsedim.
"Elbette var! Hemşireler ve doktorlar oraya rahatça girebilir." Todoroki tedirgin bir şekilde Airi'nin odasına baktı.
"Anahtarları denesek?"
"Ne anahtarı ya, uğraştırma beni. Airi'nin kokusunu dahi almak istemiyorken odasına gizlice giremem." Todoroki sesli bir şekilde nefes verdi.
"Tamam, akşam herkes gittikten sonra morga gidelim..." Sözünü kestim.
"Burası hastane, Todoroki. Bütün gece açık. Oturupta boşalmasını beklersek morga gideriz. Ama ölü olarak tabii."
"Sen ne kadar zekisin bugün. O halde Airi çıktıktan sonra gidelim. Hem göze batmamış oluruz." Fikrini onaylayıp başımı salladım. "Şimdilik dondurma yemeye gidelim mi?"
"Olur."
GECE 23:16
Bıkkınlıkla kendimi gizlediğim gazeteyi masaya bıraktım. "Bu kız bu gece hastanede yatmaya mı karar vermiş, anlamıyorum ki." Yüzümü buruşturup kol saatime baktım. "Bir saat önce çıkmış olması gerekiyordu."
Todoroki beni sakinleştirmeye çalıştı. "Çıkar birazdan." Airi'nin odasına baktı. "Hah, kapı açılıyor. Saklan!" Ben masadaki gazeteyi alıp onunla yüzümü saklarken, Todoroki şapkasını kafasına taktı. Ayağımla masanın altından ona tekme attım.
"Şapka takınca pek saklanmış olmuyorsun, Shoto." Sırıttı.
"Biliyorum." Airi bir elinde elinde telefonu diğer elinde arabasının anahtarı ile ıslık çalarak odasından çıktı ve çıkış kapısına doğru yürümeye başladı. Tabii buraya kısa bir bakış attı ve Todoroki'yi görünce gözlerini devirdi. O çıktıktan sonra Todoroki şapkasını çıkardı ve hızla oradan geçen birisinin kafasına taktı.
"Hediyem olsun. İmzalı." Ona bakıp kahkaha attım. Bazen çok tatlı olabiliyordu. Pardon, o her zaman öyleydi zaten.
İkimizde hızlı bir şekilde asansöre bindik ve morgun olduğu kata çıkmak için düğmeye bastık. Todoroki gerilmeye başlamıştı. "İhtiyacın olan her şeyi aldın mı?"
"Evet. Sen korkuyor musun?" Todoroki bakışlarını kaçırıp birkaç şey mırıldandı.
"Ölülerle dolu bir yere gidiyoruz, bu yeterince ürkütücü değil mi?"
"Diriden kork ölüden korkma. İşimizi halledip çıkacağız." Asansörün kapısı açılırken hızlıca yanağından öptüm ve asansörden çıktım.
Sessiz koridorlarda yürürken Todoroki huzursuz bir şekilde homurdanıyordu. "Airi'yi önce dondurup sonra da onu yakmak istiyorum. Sence de harika olmaz mıydı, (Y/N)?" Gülüp başımı salladım.
Morgun önüne geldiğimizde kapının yanındaki küçük ekrana şifreyi yazdım ve hızlı adımlarla içeriye girdim. Çok soğuktu. Todoroki üşüdüğümü farketmiş olmalıydı ki sol elini omzuma koyduğu anda ısı vücuduma yayılmıştı. Ona müteşekkir bir şekilde baktım ve yürümeye devam ettim.
Cindy'nin cesedini bulmamız yaklaşık yirmi dakikamızı almıştı. Önümde duran üstü örtülü küçük cesede bakarken gözlerim ister istemez dolmuştu.
"Henüz çok geç değil, anahtarları alabiliriz." Gözlerimi silip örtüyü kaldırdım. Buraya kadar gelmiştik sonunda. Hayatımda vazgeçmek diye bir kavram yoktu benim.
Cindy, sarı saçları dağınık bir şekilde orada yatıyordu. Yüzü iyice solmuştu ve dudakları morarmaya başlamıştı. Loş ışıkta yüz hatları çok belirgin değildi. İçim burkulmuştu. Önce uzanıp elini tuttum sonra ise cebimdeki bıçağı çıkardım. Göğsünü yarıp onu inceleyecektim. Tam bıçağın yerini ayarlamış ve Cindy'nin tenine hafifçe batırmışken, Todoroki eliyle gözlerini kapattı ve arkasını döndü.
"Ben bakamayacağım..." Hafifçe kıkırdadım ve Cindy'nin göğsünü yardım. Todoroki gibi iğreniyor veya korkmuyordum çünkü bu manzaralara alışmıştım artık. Bıçakla yardığım yere baktım. Kalbi gayet güzel bir şekilde yerleşmişti. Fakat ters giden neydi?Üstüme almış olduğum sorumlulukları bir kez daha hatırlayarak kalbi yavaşça yerinden çıkardım.
"Todoroki tut şunu." Todoroki elini gözlerinden yavaşça çekti. Fakat çeker çekmez de hemen geri koydu.
"Ben bakamayacağım dedim, (Y/N). Hem kalbi niye bana tutturuyorsun? Hemen şurada bayılmamı ve başına bir iş açmamı mı istiyorsun?"
"İyi be." Kalbi yandaki masada yavaşça bıraktım ve Cindy'nin vücudunu incelemek için tekrar önüme döndüm. "İşte burada. Şimdi daha iyi görünüyor." Todoroki gözlerini açmayarak konuştu.
"Ne buldun?" Yüzümü açtığım yarığa biraz daha yaklaştırdım ve mırıldandım.
"İç kanama geçirmiş. Ameliyat başta başarılı gitmişti, Cindy ameliyattan sonra yaşamıştı. Fakat farkedemedikleri bir sızıntı yüzünden iç kanama geçirmiş ve hayatını kaybetmişti." Kaşlarımı çatıp Todoroki'ye döndüm. "Eğer herhangi bir yetkili bunu öğrenirse, Airi'nin başı derde girer. Hele ki diploması yokken." Todoroki mutlulukla gözlerime baktı.
"Onu diplomasız alan babası da onunla beraber batar. Bu muhteşem!" Gözlerimi devirdim ve telefonumu çıkararak cesedin birkaç fotoğrafını çektim.
Her şeyi eski haline getirdikten sonra morgdan çıktık ve eve gelir gelir gelmez hemen duş alıp yemek yedik. Yemekten sonra Todoroki uykulu bir şekilde yanıma gelirken ben bilgisayarımı açıyordum.
"Uyumayacak mısın?" Başımı hayır anlamında salladım.
"Hayır, bu olay hakkında birkaç rapor hazırlamam lazım."
-
Niyeyse yazarken çok eğlendim döwpsöwlslwks her neyse karantina günleri nasıl gidiyor?^^
Ben çok sıkılıyorum ya dkwkdow ders çalışmak istiyorum fakat çalışamıyorum napıcam
Bu aradaaaa 'Dark Soul' diye yeni kurgu attım hp sevenler bakabilir tom riddle ile ilgili hehe:3
Yine çok konuştum kendinize iyi bakınn💜💜💜💜💜💜💜

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑻𝑯𝑬 𝑹𝑬𝑨𝑳 𝑯𝑬𝑹𝑶 ≫ 𝒕. 𝒔𝒉𝒐𝒕𝒐
Fanfiction"Doktorlar pelerinsiz kahramanlardır." • Shoto Todoroki x Reader [tamamlandı]