"(Y/N) uyan artık." Bıkkınlıkla yastığına sarılarak uyuyan (Y/N)'yi dürttüm. Neredeyse bir saattir onu uyandırmaya çalışıyordum.
"Mm~ ameliyata daha çok var..." Kahkaha atıp saçlarını yavaşça okşamaya başladım. Biliyorum, yorgundu. Günlerdir hatta belki de haftalardır düzgün uyuyamıyordu. Cerrahlık öyle hafife alınacak bir meslek değildi. Bunu en iyi o bilebilirdi.
"(Y/N) saat on bire geliyor." İşte bu sözüm onun korkuyla yerinden sıçramasına sebep olmuştu.
"Geç kaldım!"
"Hayır kalmadın. Hastaneye bugün öğleden sonra geleceğini bildirdim." (Y/N) rahatlamış bir şekilde yatağa tekrar uzandı.
"O halde sen buraları topla bende duş alıyorum. Sonra kahvaltıyı hallederiz." Şaşkınlıkla ona baktım. Yüzümdeki ifadeyi görünce gülmeye başladı. "Şaka yapıyorum hiçbir şeye dokunma." Gülümsedim ve başımı salladım.
Yarım saat sonra (Y/N) hazırlanıp aşağı inmişti. Geldiğinde kendisini takip etmemi işaret etti ve mutfağa yöneldi.
"Hayatında hiç kahvaltı hazırladın mı Todo-kun?" Başımı hayır anlamında salladım. "O halde bugün seni harika bir aşçı yapıyoruz." Güldü ve saçlarımı karıştırdı.
"Kahvaltı hazırlamak için aşçı olmak mı gerekiyormuş (Y/N)-chan?" Dudaklarını büzdü ve buzdolabından birkaç yumurta çıkardı. Onları bir kaba kırdıktan sonra telefonunu alıp bir şeyler yazdı. Kaşlarımı çatarak ne yazdığını görmek için yanına sokuldum. Ne yazdığını gördükten iki saniye sonra ise kahkahalarla gülmeye başladım.
"Beni aşçı yapmak isteyen kız internetten krep tariflerine bakıyor."
"Kes sesini Todo-kun." Gülmeye devam edip ekrana şaşkın bir ifadeyle bakmasını izledim. Sanırım biraz daha aç kalacaktık.
Neredeyse iki saat sonra kahvaltıyı bitirmiş evden hastaneye gitmek için çıkıyorduk. Arabaya bindiğimizde (Y/N) mutsuzca homurdandı.
"Annene karşı beni küçük düşürmek zorunda mıydın?"
"Yalnızca görüntülü arayıp senin harika yeteneklerini ona gösterdim." Bana ters ters baktı.
"Teşekkür ederim." Alayla gülüp arabayı çalıştırdım.
"Rica ederim."
Yirmi dakika sonra hastanenin önünde park ettik. (Y/N)'ye dönüp baktığımda gereğinden fazla gergin olduğunu farkettim. Derin bir nefes alarak elini tuttum.
"Neden gerginsin?" Elimi sıkıp bana bakmadan konuşmaya başladı.
"İçimde kötü bir his var." Biraz daha açık konuşması için ona beklentiyle baktım. "Airi... Hastaneyi benim için cehenneme çevirecek gibi geliyor. Kariyerimin son bulmasından korkuyorum. Cindy için endişeleniyorum. Ameliyatını yarın sabah yapacağız. Çok gerginim, korkuyorum, stresliyim ve her şey..." Parmağımı dudaklarına götürüp onu susturdum.
"Her şey harika olacak." Ona doğru biraz daha dönüp içinde acı ve korku duygularını barındıran tatlı gözlerine baktım. "Geçen gün hastanede bir çocuğa rastladım. On beş yaşlarındaydı sanırım. Bana tanıdığı muhteşem bir doktordan bahsediyordu. O doktor ona inanırsa her şeyin üstesinden geleceğini söylemiş. Çocukta inanmış. Ve her şeyi başardığını söylemiş. Hepsi o doktor sayesinde olmuş. Peki o doktor kim biliyor musun?" (Y/N) yanağından süzülen yaşı silerek gülümsedi. Onun gülümsediğini görünce mutluluğuma engel olamadım. "İşte o doktor şu an karşımda ağlayarak başaramayacağını söyleyen doktor. İnan bana o çocuk seni şu an görseydi, tanımazdı. Gel buraya." Uzanıp ona sıkıca sarıldım ve yavaşça fısıldadım. "Başaracaksın."
(Y/N)'nin gözünden:
Todoroki'yle arabadaki konuşmamızdan sonra biraz olsun rahatlamıştım. Hâlâ beni destekleyen ve seven birilerinin olduğunu bilmek güzel hissettiriyordu.
Hastaneye girdiğimizde Todoroki elimi bırakmamış sıkıca tutmaya devam etmişti.
"Annemi görmeye gideceğim, öğlen yemeğini dışarda yemeye gideceğiz, seni ararım." Başımı gülümseyerek salladım.
"Sonunda geldin (Y/N)..." Airi'yi duyunca içimde oluşan göz devirme isteğine engel olamamıştım. Ona dönüp alayıcı bir tavırla konuştum.
"Günaydın Airi. Hastaneye gelir gelmez ilk gördüğüm kişinin sen olması büyük bir şeref." Airi gözlerini devirip konuşmaya başladı.
"Seninle yalnız konuşmamız lazım. Oyuna sonra devam ederiz." Tereddütle Todoroki'ye baktım. Başını salladı ve güven veren bir sesle konuştu.
"Burada olacağım." Titreyen elimi cebime sokup başımı salladım ve Airi'yi takip ettim. Boş bir odaya girdiğimizde Airi elindeki dosyaları masaya bıraktı ve beni de şaşırtacak bir şekilde tedirgin bir ses tonuyla konuştu.
"Cindy'nin ameliyatını ben yapıyorum."
••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
Cindy'e şimdiden birer fatiha okuyalım arkadaşlar döslpdwldkksk
Neysee birkaç şey söyleyeceğim,
Biliyorum kırk yılda bir bölüm yazıp atmam çok sinir bozucu fakat inanın bana çok stresli ve yoğun bir dönemden geçiyorum. Artık o kadar çok stresliyim ki bir anda her şeyden vazgeçecek gibi oluyorum sonra da hemen toparlanıyorum. Neyseki bu aralar biraz daha düzeldim, iyiyim şimdi.
bu kitabı uzun tutmayacağım iki üç bölüm sonra final yaparım büyük ihtimalle o yüzden vakit bulduğum her an bölüm yazıp atarım (atmadı).
Neyse kendinize iyi bakın
Bb💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑻𝑯𝑬 𝑹𝑬𝑨𝑳 𝑯𝑬𝑹𝑶 ≫ 𝒕. 𝒔𝒉𝒐𝒕𝒐
Fanfiction"Doktorlar pelerinsiz kahramanlardır." • Shoto Todoroki x Reader [tamamlandı]