Giyuu ne zamandan beri Sanemi'nin peşinden koştuğunu hatırlamıyordu. Terk edilmiş bir parkta durduğunda sonunda Sanemi'yi yakalayabilmişti.
"Sinirlendin mi yine?"
"Sinirli değilim."
Giyuu inanmadı. Sinirlenince her zaman belli olan damarları yine görünüyordu. Fakat bu sefer bir şeyler farklı gibiydi.
"Tomioka, kimseye bir şey söylemedin değil mi?"
"Söylemedim."
"İyi o zaman." sinirlerini dindirmeye çalıştı Sanemi. "Yanıma otur, sana söyleyeceklerim var."
"Bunu Kocho ve İguro biliyor. O yüzden senin de bilmen hakkın. Uzui ile aram kötü. Çünkü o benim kız kardeşimle sevgiliydi. Her şey güzeldi. Hatta Uzui'ye karşı sempatim bile vardı. Daha sonra ayrıldılar. Kız kardeşim onun yüzünden hastalandı. O pislik ne yaptı biliyor musun? Umrunda bile olmadı. Bir kez dahi halini sormadı. Sanki öyle biri var olmamış gibi davrandı. Kız kardeşimi bırakır bırakmaz hayatına devam etti. Onu silip attı. Kardeşimin ne kadar acı çektiğini görmedi ama ben hepsini gördüm Tomioka. Elimden hiçbir şey gelmedi. Kız kardeşim resmen gözlerimin önünde eriyordu ve ben çaresizdim. Öfkeliyim ama en çok da kendime."
Sanemi oturduğu banktan kalktı. "Bu kadar konuşma yeter. Okula geri dönüyorum. Sen de gel."
"Oh... endişelenme Shinazugawa. Bir arkadaşıma birkaç bahane söyledim. O da onları müdüre söyledi. Yani okula geri gitmene gerek yok. Aşırı sinirli görünüyorsun. En iyisi biraz dinlenmen."
"Bir arkadaş? Birkaç bahane? Bunların anlamı ne Tomioka?"
"Bu bir sır." diyerek gülümsedi Giyuu.
***
Öğrenciler grubu
Aoi: Bay Tomioka'nın da bugün okulda olmadığına inanamıyorum. Dört ders üst üste boş geçti. Resmen cennetteyiz.
İnosuke: Keşke bugün okula gitseymişim.
Rui: Yanlış hatırlamıyorsam ben Bay Tomioka'yı öğle arasından önce görmüştüm. Şaşırdım o yüzden biraz.
Tanjiro: Ben de gördüm.
Tanjiro: Gerçekten çok garip. Bay Shinazugawa'yı da bugün okulda görmüştüm. Acaba acil bir şey oldu?
Kanao: Ayrıca bugün sadece onların okuldan gitmesi de cidden şüphe çekici. Çünkü ikisinin de dersi varken okuldan gittiler. Dersi olup okuldan ayrılmayan başka öğretmenler de yok. Cidden kuşkulandırıcı.
Nezuko: Vay be...
Nezuko: Çok havalısın yahu kfkfovkdkdod
Zenitsu: Sen de öylesin Nezukocuğum~
Muichiro: Kaigaku sana iyi bir gözlemcisin demişti. Ama bu kadarını da beklemiyordum senden doğrusu Kanao. Gerçekten çok iyi bir gözlemcisin.
Kanao: Teşekkürler.
Nezuko: Bay Shinazugawa ve Bay Tomioka hakkında endişeliyim. Umarım kötü bir şey yoktur.
Kyojuro: SELAMLAR.
Tanjiro: HOŞ GELDİNN
Kyojuro: HOŞ BULDUM
Zenitsu: Benim aklıma takılan bir olay var Kyojuro. Sana sorabilir miyim?
Kyojuro: ELBETTE.
Zenitsu: Kaigaku salağı 1-2 saat önce Akaza adında birini ekledi gruba. Seni tanıdığından falan bahsetti. Ama o elemanın verdiği his hiç iyi hissettirmedi beni. Tam olarak neyin oluyor bu Akaza denen eleman?
Kyojuro: Pek önemli değil.
İnosuke: BÜYÜK HARFLER YAZILMAMIŞ???
İnosuke: ALEVLİ ELEMAN, O SENİ RAHATSIZ EDEN BİRİ Mİ YOKSA?
Kyojuro: O dövüş sanatı kulübünde, ben de kılıç ustasıyım ve kulübüm de ilgi alanımla alakalı. Bir gün dövüş sanatı kulübünden biri bana meydan okudu. Dövüş sanatları hakkında pek bir bilgim yoktu ama kabul ettim. Onu yendiğimi görünce Akaza sürekli kulübüne katılmam için elinden geleni yapıyor. O kulübün başkanı ve üyelerinden birini yendiğimi görünce etkilenmiş. İki gün önce sırf telefon numaramı bulunca telefon numaramı değiştirdim.
Kanao: Galiba gruptan çıkmadan önce senin telefon numaranı aldı.
Zenitsu: Mantıklı. Son söylediği cümlelere bakılırsa oldukça mümkün.
Zenitsu: Sanırım tekrardan telefon numaranı değiştirmen lazım Kyojuro.
Tanjiro: Keşke Kaigaku'ya grup yöneticiliği vermeseymişim. Özür dilerim ağabey!
Muichiro: Tanjiro niye camdan atlamaya çalışıyor?
Nezuko: CAMDAN MI ATLAMAYA ÇALIŞIYOR
Nezuko: TANJİRO HAYIR
Nezuko: İKİ DAKİKALIĞINA TUVALETE GİTMEK İSTEMİŞTİM SADECE.
Muichiro: Sorun yok Nezuko. Genya ve Zenitsu onu engelliyor.
Kyojuro: KAMADO TANJİRO, BENİM GÜZEL KARDEŞİM. BÖYLE DAVRANIŞLAR SERGİLEME. EN FAZLA YENİDEN TELEFON NUMARAMI DEĞİŞTİRİRİM, MÜHİM DEĞİL.
Rui: Bu sıcaklık...
Rui: Sen güneş misin?
Rui: Galiba tek bir güneşin olduğu bilgisi yalanmış.
