23

787 71 79
                                    

"Bu işte bir terslik var." dedi Zenitsu elini çenesine koyarak. Arkadaşlarını önüne toplamış, sınıfın içinde tur atarak yaşananları sorguluyordu. "Ders boyunca bir kez bile olsun bana bağırmadı. Kimseye kızmadı. En önemlisi sıkça gülümsedi. Ona soruyu anlamadığımı söyleyince başımı okşayıp soruyu bana özel olarak anlattı. Normalde olsa benim mal olduğumu söyleyip anlatırdı ama bir ağabey edasıyla yaklaştı. Gerçekten şüphelendirici."

"Ağabeyim hakkında düzgün konuş çakma sarışın."

"Bay Shinazugawa'yı böyle görmek beni mutlu ediyor. Ortaokuldan beri sinir problemleri yaşıyor ve onu ilk defa bu kadar uysal görüyorum."

Kanao ders notlarını tamamladıktan sonra "Fark ettiniz mi, Bay Shinazugawa rüzgar desenli takılar takıyordu. Daha önce hiç bunları kullanmamıştı. Büyük ihtimalle değer verdiği birisi doğum gününde ona hediye etmiştir." dedi.

"Değer verdiği birisi mi? Genya, sen mi verdin?" diye sordu Tanjiro.

Genya, Kanao'nun dediklerine şaşırmış ve haklı bulmuştu. "Hayır, ben ona başka bir şey verdim. Kim verdi ki? Hemen bulmam gerekiyor o kişiyi."

"Belki de sevgilisi vermiştir. Gerçi o canavarla sevgili olabilecek birisini tanımıyorum." Zenitsu, arkadaşını daha da sinir etmek amacıyla beş kez kolunu dürttü.

"Sus be! Benim ağabeyim dünyanın en nazik insanıdır. Sevgilisi yok çünkü o eşsiz. Ona denk birisi henüz dünyaya gelmedi."

Tanjiro kavgayı ayırdı. Bugün oldukça karmaşık bir ortamı vardı sınıfın. Sanemi ve Kyojuro için yapılan yemekleri çalmaya çalışan İnosuke, İnosuke'yi durduran Aoi, Sanemi hakkında kavga eden Zenitsu ile Genya sınıfın havasını geriyordu ve son olarak da kendi hallerinde takılan Rui, Kanao ve Muichiro sağ olsun sınıfın normalde olacak gerginliğini biraz da olsa indiriyorlardı. Bazen ortaya arkadaşlarını düşünmeye sürekleten sorular sorup susuyorlardı. Bu süre zarfında sınıf birkaç saniyeliğine sessizleşiyor, yan sınıftaki 3. sınıflar -özellikle Murata- sonunda durgunlaştıkları için Tanrı'ya şükrediyorlardı. Gerçi birkaç saniye sonra gürültüye devam ediyorlardı.

"Ben Bayan Kanroji'nin yanına gidiyorum. Sonra görüşürüz." Tanjiro'nun dedikleri kargaşa içinde pek duyulmasa da aldırmadı.

***

"Doğum günün kutlu olsun Shinazugawa!"

Öğretmenler odasındaki birkaç kişi dışında herkes büyük bir neşeyle Sanemi'ye sarıldılar. Sanemi neye uğradığını şaşırmıştı ve birçok kişi üstüne atladığı için yere düşmüştü.

Yoriichi, Sanemi'yi kalabalığın içinden kurtardı. Ayağa kalkması için elini uzattı ve meslektaşlarına biraz sakin olmalarını söyledi. "İyi misin Shinazugawa?"

"Evet, sağ ol." diye mırıldandı Sanemi. Yoriichi ile konuşmuşluğu yoktu neredeyse. Ayrıca o genellikle kimseye karışmayan, oldukça sessiz bir tipti. Bu yüzden ondan böyle bir hamle beklemiyordu.

Yoriichi'nin ifadesiz yüzü Sanemi'nin sözlerini duymasıyla tebessüme dönüştü. Bu yalnızca Sanemi için değil odada bulunan herkes için yeni bir şeydi.

Michikatsu ikizine göz devirip elindeki hediyeyi Sanemi'ye verdi sonra da odadan çıktı. Böyle ortamlarda kalmaya pek alışık değildi anlaşılan.

Michikatsu'nun çıkmasıyla odaya Tanjiro girdi. Mitsuri, küpeli öğrencisini görünce koşar adımlarla hemen yanına geçti. Gururlu bir yüz ifadesiyle -ki bu ifadesi onu oldukça tatlı yapıyor- elini Tanjiro'nun omzuna koydu.

"Umarım Tanjiro'nun katılmasında bir sakınca görmüyorsunuzdur." olabildiğince nazik bir ses tonunda konuştu Mitsuri.

"Ne sakıncası canım, hem elindeki tepsiye bakacak olursak sevgili öğretmeni için bir şeyler hazırlamış. Örtüyü açsan iyi olacak, onun altında ne var merak ediyoruz Kamado." dedi Shinobu.

"Evet! Bu Bayan Kanroji ile benim Bay Shinazugawa'ya hediyemiz. Bay Shinazugawa, umarım afiyetle yersiniz."

Tanjiro örtüyü kaldırınca Sanemi dehşete düşmüştü. Ohagiler... ohagileri çok seviyordu ama bunu herkesten gizliyordu. Kamado Tanjiro nasıl olduysa öğretmeninin bu sırrını öğrenmişti.

Obanai şaşırmıştı. Kaç yıllık arkadaşlardı ama bunu bilmiyordu.

Mitsuri ise gururla Tanjiro'nun sırtına vurdu. Sanemi'nin beğeneceğinden o kadar çok emindi ki onun tepkisine bakmaya tenezzül etmedi.

Sanemi'nin suratında belirginleşen damarları fark eden Giyuu olaya el attı Sanemi'nin patlamasına izin vermeden. "Ohagi benim en sevdiğim tatlı. Biraz yiyebilir miyim?"

"Elbette Bay Tomioka, buyrun."

Diğer öğretmenler de gülüşerek birer birer ohagileri aldılar.

Ohagi, Sanemi'nin hayatında büyük bir yer kaplıyor aslında ama Sanemi bunu söylemeye utanıyor. Çünkü dışarıdan sert görünen birisiydi. Onun gibi birisinin ohagi yediği öğrenilirse itibarı zedelenirdi. Aslında hiç de zedelenmezdi ancak bunlar Sanemi'nin düşünceleriydi.

"Hey baksana Tomioka..."

Sanemi etrafına bakındı. Herkesin kendi halinde takıldığını gördü. Yine de olabildiğince sesini kısık tutarak "Teşekkürler, az önce yaptığın şey için." dedi.

---
son bölümü atalı 2 ay olmuş. vay be.
bu arada yakında yeni bir sanegiyuu yayımlayacağım. ilk 3 bölümü taslakta hazır. ilginizi çekerse bakabilirsiniz. normalde reklam falan pek yapmam ama kurgudan umutlarım var biraz. lvellcdlfkkxs

Grup |kny|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin