jaemin temkinli adımlarla kocasının abisi olan güçlü korsanın odasına girdiğinde yatağın üzerinde hareketsizce uzanan bedeni görmek, tüylerini diken diken etmişti. onu öldürmediklerini biliyordu ancak yine de prens öylesine hareketsiz bir şekilde uzanıyordu ki, nana bir an aklına dolan kötü fikirlere engel olamamıştı. boğazını temizleyip yataktaki bedenin ilgisini çekmek için kapıya bir kaç kez vurmuş ve karşılığında hiçbir yaşam belirtisi göremediğinde korkak adımlarla yatağa yaklaşmaya başlamıştı ki, prens artık bu gemideki kimseye güvenmediği için üzerindeki örtüyü başının üzerine dek çekmişti.
jaemin yatağın kenarına oturup saçlarını düzelttikten sonra prensi ürkütmemek için alçak bir sesle konuşmaya başladı,
"üzerini giyinip kutlama için dışarıya çıkman gerekiyor.""..."
jaemin yatakta uzanan bu bedene gerçekten acıyordu, evinden ve ailesinden çok uzaklardaydı üstelik kötü muamele görüyordu.
nana kendi halinde oğluyla ilgilenirken johnny odasına girmiş ve jaehyunu akşamki eğlencede korsan arkadaşlarına göstereceğini söyleyerek ona güzel kıyafetler bulmasını rica etmişti oysa prens gerçekten de eğlenceye katılacak hali varmış gibi görünmüyordu.
nana eğer onu bir an önce hazırlamazsa johnnyden azar işiteceğini bildiği için elini yavaşça yorgana uzatmış ve şansını yeniden denemişti,
"jaehyun, johnny seni arkadaşlarına göstermek istiyor. hazırlanmalısın.""..."
"bak bu yaptığı benim de hoşuma gitmiyor, inan bana barbarlık yaptığının farkındayım ama eğer itaat etmezsen daha çok sinirlenecektir bu da her şeyi daha beter hale getirir."
yorgan biraz kıpırdamış ve nana en sonunda güzelliğiyle ünlü prensi görebilmişti. belli ki yalan söylemiyorlardı, bembeyaz teni, kiraz gibi dudakları ve sık saçlarıyla prens adeta güzellik kavramının karşılığı gibiydi. yaşlı gözlerini hafifçe koluna silip neredeyse fısıltı kadar kısık bir sesle cevap vermişti,
"kıyafetim yok benim."nana, zavallı prensin moralini biraz olsun yerine getirebilmek için gülümseyerek konuşmaya başladı,
"sorun değil, johnny bu yüzden bana söyledi zaten. ben bir şeyler bulup sana uygun hale getirebilirim, dikiş konusunda iyiyimdir."prens gerçekten şaşkın ve ilgisi uyanmış görünüyordu,
"elbise dikmeyi veya tamir etmeyi biliyor musun?""evet, istersen sana da öğretebilirim. bu gemide bir ailem var ama kocam karaya gittiği zaman çok fazla boş vaktim oluyor. ben de işe yarar bir şeylerle vakit geçiriyorum işte."
jaehyun dikkatli gözlerle nanayı izliyor, belli ki ona güvenip güvenemeyeceğini anlamaya çalışıyordu.
en sonunda jaeminin zararsız olduğuna karar vermiş ve mırıldanmıştı,
"arkanı döner misin, kıyafetlerim yok da...""pekala, sen üzerine johnny'nin dolabından bir şeyler geçiriver. ben beklerim."
nana bir süre arkasını dönüp genç prensin üzerini giyinmesini beklemeye başlamış ancak tam da ne renk bir kıyafet dikmesi gerektiğini düşünürken, ensesine inen sert darbeyle neye uğradığını şaşırarak yere yığılmıştı.
gözlerinin önü hafifçe kararıyor, bilincinin kapanmaması için düşünmeye çalıştığı onca şeye rağmen bedeni ona ihanet ediyordu.
hafif bir uykuya dalmadan önce hayal meyal prensin sesini duyduğunu sanmıştı,
"özür dilerim."_______________
johnny bu akşam prensin şerefine düzenlediği parti için bütün dostlarını, düşmanlarını çağırmıştı. güzel prensi kamarasından çıkıp geldiğinde, bütün rakiplerinin gözlerinde yer edinecek kıskançlığı görmek için sabırsızlanıyordu.
keyifle gülümserken elini boynuna sıkıca sarmış, zar zor yürüyerek yanlarına doğru gelen nanayı görmek masa düzenine karar vermeye çalışmasına ara vermesine sebep oldu.
henüz johnny'nin bir şey söylemesine kalmadan lucas hızla eşinin yanına koşmuş ve endişeli bir şekilde konuşmaya başlamıştı,
"bebeğim sorun ne, başına ne oldu yoksa-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hoist the colours - johnjae
Fantasy"şimdi beni iyi dinle seni küçük pislik, bütün hayatımı senin gibi bir lanet olasıyı arayarak geçirdim, oturup süt banyonu bitirmeni bekleyecek değilim!"