tanıdık bir yabancı

1.1K 103 160
                                    

küçük kayık, sakin dalgaların arasında yavaş yavaş ilerlerken güzel prens, hayran gözlerle etrafı izliyor ve bazen de zarif ellerini denize uzatıp tuzla suyun içinde gezdiriyordu. johnny, eşini şefkatli gözlerle izleyip bir çocukla konuşuyormuş gibi tatlı bir şekilde sormuştu,
"hoşuna mı gitti?"

"evet, çok güzel. adaya ulaşmamıza ne kadar kaldı?"

korsan adı gibi bildiği suları kararlı gözlerle izliyordu,
"az kaldı, sıkıldın mı?"

"hayır ama sen yoruldun."

johnny arasıra kayığın daha hızlı gitmesi için kürek çekiyordu ve belli ki düşünceli eşi onun için endişeleniyordu.

"yorulmadım, alışkınım ben."

güzel çocuk gözlerini kapatıp başını güneşe doğru çevirmiş ve korsanın gözlerinin kamaşmasına sebep olmuştu, sabah güneşi yanaklarına, saçlarına ve ıslak dudaklarına vuruyor, sanki yeterince yıkıcı bir güzelliği yokmuş gibi prensi iyiden iyiye kusursuz hale getiriyordu.

johnny gittikçe yaklaşan küçük adayı görmese prensten uzakta kalmaya daha fazla dayanamayacak ve kürekleri bırakıp sevdiği bedene sıkıca sarılacaktı. ancak karaya gittikçe yaklaşıyorlardı ve heyecanlanmaya başlamıştı, eşinin adayı beğenmeme ihtimali onu korkutuyordu, böyle duygular hissetmeyeli uzun zaman olmuştu.

jaehyuna dönüp mırıldandı,

"arkanı dön güzelim, manzarayı görmeni istemiyorum. karaya ulaştığımızda ben yürümene yardım ederim."

"ama çok merak ederim."

"göstereceğim, arkanı dön hadi."

prens uslu bir şekilde arkasını dönüp artık eskisi kadar derin olmayan suya, pantolonun paçalarını katlayarak ayaklarını daldırıp kendi kendine eski bir şarkı mırıldanmaya başladı. korsan bir süre sonra duraksayıp sığ suya inerek kayığın ucuna, eşinin yanına yürümüştü.
jaehyun'u elinden tutarak suya inmesine yardımcı olmuş ve elleri ile gözünü kapatmadan önce güzel çocuğun alnına küçük bir öpücük kondurmuştu.

"dikkat et güzelim, ellerimi sakın bırakma."

"su çok güzel."

"istersen akşamüzeri gireriz."

"isterim."

korsan bir süre yürümesine yardımcı olduktan sonra güzel çocuğun kulağına doğru fısıldamıştı,
"şimdi gözlerini açabilirsin."

prens gözlerini heyecan içinde açar açmaz gördüğü manzara ile neye uğradığını şaşırdı, johnny ona gizli bir ada bildiğini söylediğinde böyle bir yere gelecekleri aklının ucundan bile geçmemişti. sık yapraklı ağaçların içinde, kumsalın yakınlarında şık bir ahşap ev vardı ve oldukça yeni görünüyordu. etrafta egzotik kuş sesleri yankılanıyordu ve adanın içinden gelen seslere bakılırsa, burada bir de şelale vardı. oysa jaehyun çadırda uyumak zorunda kalacaklarını düşünmüştü. gözleri hayranlıkla büyürken sesinin titremesine engel olamamıştı,
"j-johnny burası çok güzel, cennet gibi."

"seni nereye götüreceğimi sanmıştın sevgilim?"

"bilmem, kumsalda uyuruz sanmıştım."

"seni kumsalda uyutacağımı düşündün mü gerçekten?"

"bu evi buraya sen mi yaptırdın?"

"evet, inan bana kazandığım parayı nasıl harcamam gerektiğini bilirim."

"ve sanırım burada bir şelale var."

hoist the colours - johnjaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin