mumbo jumbo

997 84 97
                                    

korsanın annesine göre jaemin'in böyle acılar içinde kıvranıyor olması ve beş dakika aralıklarla kusmaya başlaması normal bir şeydi. sürecin bir parçasıydı, iki güne bir bebek yapmak istiyorsa sonuçlarına katlanması gerekti.
ancak jaemin bir kere daha kustuğunda dudaklarından akan kan, kocasını iyice paniklettirmiş ve genç adam çılgınlar gibi bağırmaya başlamıştı.

"bu da mı normal anne!"

"belki de sadec-"

"kes sesini!"

genç adam telaşla eşinin kolunu kavrayıp dudaklarını silerken etrafına bakınıyor ve bir çare arıyordu.

"hyung, bir şeyler yap."

"bilmiyorum lucas, üzgünüm ama bunun ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok. yediği birşeyler dokunmuş olabilir mi?"

"sadece balık yemişti."

"belki de başka bir şeyden zehirlendi."

"jaemin, başka bir şey yedin mi?"

cılız beden, cevap bile veremeyecek bir haldeydi bu yüzden yalnızca başını olumsuz manada sallamış ve ellerini sıkıca karnının etrafına sarmıştı.

güzel prens, korku dolu gözlerle kanlar içindeki yatağı ve durumu her an daha da kötüye giden bedeni izlerken titrek bir sesle kaptana seslendi.
"johnny"

korsan açıkça sinirlenmiş gibiydi,
"jaehyun senin burada ne işin var, hemen odaya dön. ben gelene kadar da-"

"sanırım ona ne olduğunu biliyorum."

bir anda odadaki bütün gözler prense çevrilmiş ve genç adam çekingen bir şekilde konuşmasını devam ettirmişti.
"büyüye benziyor."

lucas normal zamanlarda jaehyun'a bir pislik gibi davranıyor olsa da, belki ki şimdi yardımın kimden geldiğini umursamıyordu.
"nereden biliyorsun?"

"emin değilim ama-"

"kısa kes!"

"babama da aynısı olmuştu, şifacımız eski bir düşmanının ona büyü yaptırdığını söylemişti."

johnny, lucas'ın sert ifadesi ve öfkeli tavırları yüzünden olduğu yerde yardım dilenir gibi kendisini izleyen eşinin yanına ilerlerken ne yapacağını bilemez haldeydi,
"sonra ne oldu peki güzelim, hatırlayabiliyor musun?"

"evet, odayı arayıp küçük bir torba bulmuşlardı. şifacının dediğine göre içinde babamın saç telleri ve birkaç başka şey varmış. o torbayı yaktıkları zaman babam düzelmişti."

lucas anında eşini kolundan tutarak ayağa kaldırmış ve kenardaki bir sandalyeye oturmasını sağladıktan sonra yatağın her tarafını aramaya başlamıştı. darmadağın saçları ve aceleci tavırları yüzünden oldukça ürkütücü görünüyordu.
neyse ki tamda jaemin olduğu yere yığılıp kaldığı esnada küçük paketi bulabilmişlerdi. genç adam içinde ne olduğuna bakmaya bile tenezzül etmeden, masanın üzerindeki kandil yardımıyla paketin kadife kumaşını tutuşturmuştu.  

sıradışı bir şeyler olduğu o denli belliydi ki, basit bir kumaş gibi yanarak kül olmak yerine minik paket adeta rengarenk fişekler saçarak patlamıştı. bu sırada, prensin görebildiği kadarıyla johnny tek bir yere odaklanmıştı, kapının kenarından sıvışarak karanlığa karışan renjun'a...

______________

jaemin, lucas'ın yardımıyla örtüleri henüz değiştirilmiş temiz yatağın içine girerken hâlâ gülümsemeye çalışıyordu çünkü görünüşe bakılırsa kocasının sakinleşmeye niyeti yoktu.
genç adam adeta burnundan soluyor ve etrafındaki herşeye bayağı bir kabalıkla davranıyordu, kendisini yatağa uçurumdan aşağı bırakır gibi bırakması ise bardağı taşıran son damlaydı.

hoist the colours - johnjaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin