Bölüm-2

10 3 0
                                    

Onu uyurken görmek daha iyiydi. En azından daha az korkutucu oluyordu. Onu uyandırmak istedim ama kızacağını düşünüp biraz daha bekledim. Bir süre sonra içeri hemşire girdi. Serumumu değiştirirken bir kaç şey söyledi.
Hemşire: Daha iyi misin?
— Evet teşekkür ederim
Hemşire: Sevgiliniz çok korktu ilk geldiğinizde bir sürü sorular sormuştu
İlk başta komiğime gitmişti fakat ne demişti o sevgili mi ha?
— Sevgili?
Hemşire: Sevgiliniz. İlk geldiğinde o sevgili olduğunuzu söylemişti.
— Ha şey peki teşekkürler
Hemşire: Rica ederim serum 30 dakika sonra biter o zaman çıkabilirsiniz ama doktorun yanına uğrayıp rapor sonuçlarını almayı unutmayın.
— Peki teşekkürler
Hemşire: Geçmiş olsun!
— Saolun
Hemşire odadan çıktıktan sonra gözüm müdür Kang'a gitti.
— Aishh! Nasıl sevgili olduğumuzu söyleyebilir ki!!! Cidden hıh!
M.Kang: Eğer sevgilim demeseydim beni burada tutmayacaklardı ben de durumumu merak edecektim ve saat başı gelip duracaktım saat başı gelmektense burada beklemeyi daha mantıklı buldum.
— Şey ne zamandan beri uyanıksınız?
M.Kang: Dakika saymıyorum kusura bakma ama hemşire ile konuştuklarınızı duydum
— Peki!
M.Kang: Dışarı gidip doktordan raporları alacağım burada bekle bir yere kaybolma.
— Ben de gelmek istiyorum
M.Kang: Hayır!
— Ne için burada olduğumu bilmeye hakkım var?!
M.Kang: Olduğun yerde kal ne olduğunu öğrenip geleceğim ve sana da anlatacağım anladın mı?
— Anladım
M.Kang: Ne anladın?
Dalga geçiyor aklınca küstah herif!!
— Hıh? Ha şey siz doktora gidip ne olduğunu öğreneceksiniz ve daha sonra gelip bana anlatacaksınız.
M.Kang: İyi bari en azından anlayabiliyorsun
Bir şey söylememe izin vermeden odadan dışarı çıktı. Üff cidden insanı deli etmeye çalışıyor. Hayır anlamıyorum neden bu kadar kaba olmak zorundaki acaba gerçek hayattında da yani ofis dışında arkadaşları ile bu kadar kaba mıdır?  Sanmıyorum ya öyle değildir yani arkadaşlarına karşı iyidir herhalde.
Üfff aşırı aşırı aşırı ama aşırı çok çok çok sıkıldım yaaa 25 dakikadır odada duruyorum ve yaptığım şey duvara bakmak. Ne zaman gelecek bu küstah! İyi insan lafın üstüne gelir diyeceğim fakat iyi olmadığı aşikar.
Hemşire: Serumunuzu çıkartmaya geldim
— Ha teşekkür ederim
Yanlış tahmin! Haylada gelemedi ne zaman gelecek ve ben ne zaman gideceğim. Alt tarafı yemek yemediğim için serumla gıda takviyesi yapmış oldular bunu ne kadar uzun açıklayabilir ki. Bu kadar gecikmemesi gerekiyordu.
5/10 dakika sonra kapı tık tıklandı ve açıldı. Müdür Kang sonunda gelebilmişti odanın yolunu mu kaybetmişti acaba? Hhhıh gerçekten komik bir düşünce olurdu.
— Neden bu kadar geciktiniz??
M.Kang: Doktorun önemli işleri vardı bu nedenle raporları geç aldım.
— Peki nedenmiş burada bulunmamın sebebi (kendini halsiz hissetmen asıl kendini neden halsiz hissettiğini sorsan daha iyi olacaktır)
İlk başta biraz duraksadı sanırım aklında cümleleri toparlıyordu daha sonra beni bekletmeden cümlesine geçti
M.Kang: Yemek yemediğin için sürekli aç geziniyorsun!
— Yani kötü bir hastalığım yokmuş
M.Kang: Evet!
— Peki teşekkür ederim beni beklediğiniz için artık gitmeliyim eve iyi günler
M.Kang: Hey Hey hey! Nereye gidiyorsun ya 
Ben dedim bu küstah bencil işte anlamıyor hiçbir şeyi
— Nasıl yani?
M.Kang: Şey ben seni o kadar burada bekledim
— Yani? (O dedi sanki bekle diye)
Bazen iç sesime katılıyorum gerçekten aferin bazen işe yarıyorsun (tabi len ne sandın) benim gibi bir insanın içinden bu çıkmaz ya.
M.Kang: Bana borçlusun (la kız ne etti)
— Ne yapmamı istersiniz müdür Kang (sen de hemen kabul et aferin) kızım adam başımda beklemiş o kadar haklı (mantıklı ee ne istiyor?)
M.Kang: Öncelikle beni takip et!
— Ha?
M.Kang: İstediğim her şeyi yapmak zorundasın (kim dedi?? Ay bir de ayaklarını yıkatıyormuş sana ne gülerim kız sksksk)
— Hmm peki?
Sanki ben istemiştim ondan saat 4'e kadar beni beklemesini bana gece iş vermeseydi bunların hiçbiri olmayacaktı. Müdür Kang her zaman kendi istediğini yapar tabi...
...Hastanenin otoparkına inip müdür Kang'ın arabasına binmiştik. Müdür Kang arabayı çalıştırıp otoparktan çıktı. Yarım saat süren yolculuğumuzun arasında vardığımız bölge yeşilliklerin arasında bir yerdi. Orman gibi değildi fakat şehirden uzakta olduğu için her yer bomboştu ağaçlar beyaz bir ev ve aydınlanan gökyüzü evin altına doğru da bir deniz vardı ama aşağılarda bir yerde kalıyordu ev sanki bir dağın üstüne kurulmuştu. Araba sesi yok kuşların o güzel sesi var. Her yer çim kokuyor ağaçlar var her yerde. Çok sessizdi her yer. Havada yoğun bir sis var geç bir saatte bu kadar yüksek bir yerde olduğumuz için kaynaklanıyordu. Araba gittikçe arkamda kalmaya başlamıştı. Müdür Kang ı takip ediyordum evin içine doğru ilerliyordu. Evin kapısından içeri girince ben de onun arkasından ilerleyip son bir kez arkamda kalan güzelliğe bakıp kapıyı kapattım.

697 Kelime Yarın yeni bölüm gelicek lütfen beğenip beğenmediğiniz yerleri yazın hikayeyi sizinle birlikte ilerletmek istiyorum.

Senin İçin Yaşıyorum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin