Ay tarafından zarif bir şekilde aydınlatılan bedeni elindeki fotoğrafa odaklanmış, hevesli bir şekilde onu gözleriyle nerdeyse eziyordu. Bir şeyle mırıldanıyor, kendi kendine konuşuyordu.
Zarif, ince ve dünya üzerindeki tüm insanları baştan çıkaracak derecede kusursuz ve birbirini ahenkle takip eden damarlı eli arasında tuttuğu sigarasının etrafa yaydığı dumanın etkisiyle mayışmış bir şekilde fotoğrafa bakıyordu.
Demek aramıza yeni katılan uslu çocuk sensin Jeon diye geçirdi içinden.
Fotoğraftaki çocuk çok güzeldi güzelliğinde sanki tüm dünyanın saflığı, merhameti aynı zamanda şehveti ve şeytani istekleri gizliydi.
Çabuk pes eden birine benziyorsun Jungkook benimle baş edebileceğini sanmıyorum bebeğim diye devam etti elindeki sigaranın son tutamlarını ciğerleriyle kavuştururken.
Son derece sakin ve yavaş bir şekilde kalktı oturduğu yerden.
Elindeki fotoğrafı son kez inceledikten sonra astı diğer fotoğrafların yanına büyük bir koleksiyon bile yapabilirdi içindeki canavardan habersiz olan afetin fotoğraflarından.
Hayal dünyandan çık!! dedi kendi kendine senin tek amacın var o da fotoğraftaki erkek güzelini mahvetmek.
Başka bir şey istemeyi aklının ucundan bile geçirme tabiki de bay Jeon uslu bir çocuk olursa ben de onu uslu bir şekilde mahv edeceğim diye bitirdi insanı çileden çıkaran pembelerindeki şeytani gülüşle.
Sakin bir sabahtı her zamanki gibi kuşların insana huzur depolayan sesleri, yeni bir günü aydınlatan güneş ışıkları ve insanı güvende hiss ettiren gökyüzündeki bulutlar. Sıradan bir sabahtı normal bir insan için.
Ama Taehyung için öyle değildi. Uzun zamandır üzerinde çalıştığı fotoğraf sergisi nihayet bugün insanlara kapısını açıyordu.
Heyecanından dolayı geceyi zar zor geçirmiş, hata yapmamak için diyeceği sözleri belki milyon kere tekrar etmişdi.
Üzerindeki köprücük kemiklerini göz önüne seren bir o kadar da saçlarıyla uyumlu bir şekilde parlayan gri gömleği ve en az onun kadar bel kıvrımlarını ortaya çıkaran, baldırlarını sıkı bir şekilde kavrayan siyah deri pantolonu, patolonuna renk katan siyah ince kemeriyle insanları kendine aşık ediyor, her kesin hayranlıkla onu izlemesine neden oluyordu.
İnsanlar sergiyi değilde onu izlemeye gelmişti sanki gerçi sergideki bir çok fotoğraftan daha kusursuz ve mükemmel bir sanattı Kim Taehyung.
İnsanların meraklı sorularını cevaplıyor, onlara fotoğrafların ince detaylarını anlatıyordu.
Yalnız bir fotoğraf vardı ki herkesi kendine çeken ve her kesin ordaki kişinin kim olduğunu merak ettiği.
Ama yalnız o fotoğraf hakkındaki soruları cevaplamıyordu Taehyung.
Uzun süredir hiçbir yere gitmediği için bir az kafasını dağıtmak maksatıyla sergiye gelmişti.
Normalde sergileri pek sevmezdi, sıkıcı gelirdi ona. Ama bu sergi farklıydı Taehyung'un sergileri hiç bir zaman sıkıcı olmazdı.
Taehyung'u görünce hafif tebessüm etti ve geri kalan fotoğraflara bakmak için adımlarını diğer tarafa yönlendirdi.
Her kesin dikkatini çeken fotoğrafı daha yakından incelemek için daha da yaklaştı incelediği fotoğrafa.
Fotoğraftaki adamın kollarındaki sanki tüm kolunu saran yılan dövmesi ve Jiminle aynı olan bilekliğini gördüğü zaman kalın ve kıvrımlı dudakları şokla aralandı.
Fotoğraftaki kişinin Jungkook olması ihtimali aklına geldikçe sanki damarlarındaki kanı daha da hızlanıyor kalbi kulaklarında atıyordu.
Hızlı bir şekilde dışarı çıkıp arabasına atlaması saniyeler aldı. Son süratla eve doğru gidiyor arkadaşına soracağı soruyu düşünüyordu.
Kapının sesli bir şekilde açılmasıyla titredi tapılası ellerinde kitap olan çocuk.
Arkadaşının ona yönelttiği "Kim Taehyung diye birisini tanıyormusun?" sorusuyla kaşları çatıldı.
Kısa süreli düşünme turundan sonra öyle birini tanımadığını belirtti.
Duyduğu cevapla sakin bir şekilde nefes aldı küçük civcive benzeyen arkadaşı.
Neden böyle bir soru sorduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu ama şimdilik sorgulamamayı seçti.
Yoğun ve yorucu geçen bir sergiden sonra evinin en sevdiği köşesinde oturmuş manzarayı seyrediyordu. Bir kaç gün önce değiştiği saç stiline yeni yeni alışıyordu.
Gök yüzünün en güzel mavisine eşlik eden gözleri manzarada kayb oluyorken elleri gri tutamlarının arasında ahenkle süzülüyor insana hiç bıkmadan izleyebileceği bir görüntü sunuyordu.
Son günlerde aklındakileri toparlamaya çalışıyor ve çalıştığı kadarda başaramıyordu.
Bir kaç gündür izlediği çocuğu düşünüyor neden geçen gün onu Joker'den kurtardığını anlamaya çalışıyordu.
Üstelik Namjoon'un emri bile yoktu. Bunları düşünürken kulaklarını işgal eden kapının sesiyle daldığı fikir bataklığından kurtuldu.
Kapıyı açtığı an karşısında gördüğü kişiyle gülümsedi. Yine tam da ihtiyacı olduğu anda gelmişti arkadaşı.
Elindeki şarapları gösterip artık içeri alsan mı beni diye isyan eden arkadaşına tatlı bir şekilde kıkırdayıp onu içeri aldı.
Aklındakileri karşısında oturmuş beyaz tenli, saçını yeniden siyaha boyatmış kediyi andıran arkadaşına anlatıyor ondan fikir almak istercesine bakışlarını yolluyordu.
Her zaman onun fikirlerini önemserdi çünki çoğu zaman ne derse doğru çıkardı.
Ama bu defa Yoongi'nin dediği şeyler saçmaydı çünki o çocuktan hoşlanması mümkün değildi.
Uzun sohbetin ardından damarlarında dans eden kanlarına karışan alkolün etkisiyle uykunun huzurlu kollarına bıraktılar kendilerini.
Kulaklarını dolduran kapı zilinin sesiyle sanki kafasında uzun süredir filler tepişiyormuş gibi hiss ettiği beynine aldırmadan uykulu bir şekilde kapıyı açtı.
Tam hiç kimse yok diye kapıyı kapatacağı sırada ayaklarının yanında yere yatırılmış cesedi görünce gözleri şok etkisiyle açıldı.
Ona bunu kim yapmıştı?
************************************
Kapının önüne bırakılan cesat sizce kime ait olabilir?
Taehyung neden Jungkook'u Jokerden kurtarmiş olabilir?
Düşüncelerinizi ve tahminlerinizi bizlerle paylaşınız 💜
Vote vermeyi unutmayınız lütfen 🙌
Taekook ile kalın 🌈

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FANTASTİC / TAEKOOK
Fanfiction"Aniden sen geldin ve mahfettin beni. Ben böyle güzel bir hata hiç görmemiştim." Yazarlar: @xafrodite_world @spacetaekk_ /Taekook/ Başlama tarihi:25.10.19 Bitiş Tarihi: