4.1

3.5K 48 5
                                    

- 1 Ay Sonra -

"Ally, uyan artık!"

"Uyandım, şimdi üzerimde tepinmeyi keser misin Cass?"

"Ah, tabii."

Okula geç kalıyorduk ama Allison hâlâ uyanmamıştı. Okulların kapanmasına bir ay vardı ve üniversite hazırlıklarını şimdiden yapmaya başlamıştık.

Geçtiğimiz bir ayda Rose ve ailesi tekrar Fransa'ya taşınmışlardı ve Cameron kendisine bir sevgili yapmıştı. Hayatımız azda olsa düzene girebilmişti. Ama kötü yönden benim baş dönmelerim artmıştı ve Ben beni doktora götürmeye ısrar ettiği için yarın hastaneden bir randevu almıştık.

İlişkimiz sorunsuz ilerliyordu ve Ben'i hâlâ çok seviyordum. Arada ufak tartışmalarımız dışımda bir problemimiz yoktu.

Allison ve Jackson'a gelecek olursak geçen hafta ayrılmışlardı. Nedenini bilmesemde Allison kendini depresyona sokmuştu ve son bir haftadır onun yüzünden sürekli okula geç kalıyorduk.

Allison'un hazırlanmasını beklerken Benjamin'e yine geç kalacağımızı belirten bir mesaj yazdım ve beklemeye başladım.

*

- Ertesi gün -

Benjamin'in arabasına bindiğimde dudağına kısa bir öpücük kondurdum. Aradan bir gün geçmesine rağmen onu özlemiştim.

"Günaydın güzelim." dedi gülümserken. Gülümsemesinin burukluğundan endişeli olduğunu anlayabiliyordum. Hastanede yapılacak olan muanemden kötü bir sonuç çıkmasından korkuyordu, bende öyle.

Onu az da olsa neşelendirebilmek için konuyu değiştirdim.

"Günaydın. Hastaneden sonra kahvaltı yapmaya gidelim, çok açım."

"Olur, gideriz." dedi ve önüne dönüp arabayı sürmeye başladı.

*

Kan sonuçlarını beklerken içimde kötü bir his vardı. Sonunda doktor bizi çağırdığında odanın içine girdik. Benjamin elimi güven verir gibi sımsıkı tutuyordu ama içten içe onun da endişeli olduğunu hissedebiliyordum.

"Bayan Porter, lütfen oturun."

Dediğini yaptım. Ellerimin titremesini engellemek için iki bacağımın arasına sıkıştırdım. Benjamin arkamda, ayakta durmuştu.

"Öncelikle, belirli aralıklarla alınmış ilaçlar tarafından zehirlenenmişsiniz. Şuanlık için çok kritik olmasa da, eğer bu durum biraz daha ilerleseymiş organ iflasına kadar gidecekmiş. Kullandığınız bir ilaç var mı?"

"Hayır." dedim hemen. Kullandığım bir ilaç yoktu. Beni zehirleyecek herhangi bir şey tüketmemiştim.

"Yediğiniz yemekler peki?"

"Hep okulda veya evde yemek yiyorum."

Doktor derin bir nefes alıp verdi. "Bakın Bayan Porter, bu vakalarda genelde kişileri kasten zehirlerler. Bu yüzden yediğiniz yemekleri lütfen plastik bir ambalajın içine koyup bana en kısa zamanda getirmenizi istiyorum. Eğer kasten zehirleme gibi bir durum söz konusuysa adli bir işlem başlatılacaktır. Vücudunuzda ki zehiri atmaya ise hemen başlamalıyız. Hemşire size gerekli talimatları verecektir. Şimdilik geçmiş olsun."

"Teşekkür ederiz." dedi arkamda duran Benjamin. Benim kadar o da şaşırmış olmalıydı.

*

Arabaya geri bindiğimizde saatin üç olduğunu gördüm. Neredeyse altı saattir hastanedeydik ve açlıktan ölmek üzereydim. Üzerimde bir yorgunluk vardı çünkü fiziksel olarak üç saatlik zor bir süreç geçirmiştim. Zehrin panzehirini kolay bulduklarına şükrediyordum.

Benjamin sabahtan beri su ister misin? ya da iyi misin? cümleleri dışında hiç konuşmamıştı. Şimdi ne yapacağımız hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Emliyet kemerini takacağım sırada Benjamin aniden bana dönerek beni kendisine çekti ve sıkıca sarıldı. Şaşkınlıkla ellerimi boynuna doladığım sırada gözyaşlarım sanki bunu bekliyormuş gibi akmaya başlamıştı.

"Ne olursa olsun," dedi Benjamin. "Ben her zaman senin yanında olacağım Cass, seni seviyorum."

***

baby want u || +18 Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin