yarı tanışma

224 9 0
                                    



Yüzüme vuran güneş ışığı ile gülümseyip yattığım yerde doğruldum. Yatakta otururken etrafa bakındım. Çantam masanın yanında hiç açılmamış bir şekilde duruyordu. Perdenin aralığından odaya güneş ışıkları geliyordu. Yataktan kalkıp banyoya girdim, elimi ve yüzümü yıkadıktan sonra odadan çıkıp mutfağa girdim. Annem kahvaltı hazırlıyordu, babam ise elinde duran kağıtlara bakıyordu. Geldiğimi fark edince ikisi de bana baktı. Günaydın diyerek yerime oturdum. Sessiz bir kahvaltıdan sonra odama çıkıp üzerimi giyindim. Gerekli şeyleri çantama koyup aşağıya indim. Annemin ısrarı üzerine ceketlerimden birini aldım.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Çantamı bisikletimin sepetine koyup okula doğru yol aldım. On beş dakika sonunda okul kapısından girmiştim. Çantamı sepetten alıp bisikletimi kilitledim. Dersin başlamasına biraz vakit vardı. Çantamı tek omzuma takıp bahçedeki insanlarından arasından boş gördüğüm bir bank'a yöneldim. Bank'a birkaç adım kala iki kişi benden önce oturdu. Neredeyse aynı boylarda açık tenli iki çocuk oturdukları zaman saçı dalgalı olan bana baktı. Zoraki bir gülümseme yüzümde belirdi. Arkamı dönüp başka yöne doğru ilerlemeye başladım. Telefonumun bildirim sesi ile irkildim. Cebimden telefonumu alıp gelen  mesaja baktım, mesajı sileceğim zaman biri aradı ve yanlışlıkla açtım. Ses çıkartmadan ekrana öylece baktım. isim yazmıyordu, sadece numara vardı. Zaten isim yazmasına gerek de yoktu numara bildiğim ve hala zihnimden silemediğim sayılar dizisiydi. Telefonu kulağıma götürüp dinlemeye başladım. Ama karşıdan ses gelmiyordu. Bir dakika sonunda derin bir iç çekiş doldu kulaklarıma. Ne o konuşuyordu ne de ben. En sonunda bir cümle kurdu. Uzun zaman sonra duyduğum ses kulaklarımı, zihnimi hatta bedenimi titretmişti. Kalbim bir an hızlı atmaya başladı. Ama nedeni onu özlemem değildi. Nedeni ağlayacak olmamdı. Çoktan gözüm kızarmaya başlamıştı belki de. Derin nefeslerimin ardından telefonu kapatmıştım. Söylediği söz hala zihnimin duvarlarına çarpıyor bedenimi titretiyordu. Duvardan destek aldığım zaman bedenimin titremesine bir miktar engel olmuştum. 


muhtemelen açtığımı fark etmemişti ve kendi kendine konuşuyordu. Telefonum tekrar çalmaya başladığı zaman aynı numara vardı ekranda. Ellerim titremişti bu yüzden de telefonum yere düşmüştü. Yerde ekranı bana doğru duran telefona baktım. Yavaşça yere eğildim. Tekrar dengemi kaybettiğimde çoktan yerde oturuyordum. Telefon hala çalıyordu. Yanağımdan süzülen tek damla çenemde durmuştu. Zaman geçiyordu. Saniyeler, dakikalar belki de saatler. Telefon çalıyor çalıyor çalıyor ve susuyordu. Ardından tekrar çalıyor çalıyor çalıyor ve yine susuyordu. Ben ise yerde dizlerimin üzerinde duruyor ve telefonun ekranına bakıyordum. Hipnoz olmuş gibiydim. Gözümde aynı numara zihnimde aynı cümle dönüp duruyordu adeta. 


Orada ne kadar öylece durdum bilmiyorum. Çalan zil sesi kendime gelmemi sağladı. Etrafta kimse yoktu, zaten burası da okulun arka tarafı filandı herhalde. Telefonumu elime alıp tamamen kapattım. Üzerimi temizleyip okulun içine girdim. Öğrenciler sınıfa girmek yerine sınıflardan çıkıyorlardı. Ne yani bir ders boyunca oradamıydım. Ciğerlerimi hava ile doldurup derin bir nefes verdim. Üç kat merdiveni çıkıp sınıfa girdim. Dünkü sırama geçip oturdum. Dersin ne olduğundan bile bihaberken öylece oturdum. Tekrar zil çaldığı zaman içeri giren bayan hoca tahtaya çizdiği şekillerden fizikçi olduğunu açık bir şekilde belli etmişti. Çantamdan defterimi ve kalemlerimi çıkartıp dersi dinlemeye başladım. Bu konuyu bildiğim için pek de zor gelmemişti. Dersin bitimini haber veren zil okul duvarlarında yankılandı. Hoca sınıftan çıkarken bende telefonumu açmakla meşguldüm. Rehberden annemi bulup aradım.

GECEYE DOKUNMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin