Huzur

131 10 1
                                    



Gözlerimi açıp tavana baktığımda yıldızların artık parlamadığını fark etmiştim. Muhtemelen annem ya da babam gece gelip ışıkları kapatmışlardı. Ellerimi yorganımdan çıkartıp yattığım yerde gerinmeye başladım. Ardından yorganımı kenara atıp yataktan kalktım. Banyoya girdiğimde yüzümde bir gülümseme vardı. Sıcacık bir duş aldıktan sonra dolabımdan çıkarttığım açık mavi kot üzerine lila rengindeki tüylü kazağımı giydim. Ayağıma geçirdiğim beyaz-lila desenli çoraplar ile odamda dolaşmaya başladım. Önce yatağımı toplamış ardından da çantamı bu günün programına uygun olacak şekilde düzenlemiştim. Şarjdan çıkarttığım telefonumu masanın üzerinden alırken sandalyenin üzerindeki mavi sweat gözüme çarptı. Dolabımdan aldığım karton çantaya katlayıp koyduğum sweat ve sırt çantam ile aşağıya inmiştim. Mutfakta sohbet eden anne ve babama günaydın diyerek yerime geçip oturmuştum. Kahvaltı ederken, ayrı geçirdiğimiz anlarda neler yaptığımızı konuşuyorduk. Babam kahvaltısını bitirdiğinde ben de gruba, okula babamla gideceğimi yazıyordum. Masadan kalkıp annemi yanaklarından öpmüş ve montumu giymek için mutfaktan çıkmıştım. Sırt çantamı omzuma atmış diğer elimde ise karton çanta ile evden çıkmıştım. Babam ile okula gelene kadar kısa bir sohbet içerisine girmiş fakat okul kapısında durduğunda sohbetimiz de bitmişti. Sırt çantamı ve karton çantayı alıp arabadan inmiştim. Kaldırımda bana doğru yürüyen ikili ile moralimi bozamazdım. Onlara göz devireceğim sırada arkalarında olan ve bana kocaman gülümseyen Doruğu gördüm. Ona el salladığımda adımlarını hızlandırıp yanıma gelmişti.

'' Günaydın:)''

' Günaydın. Yeni mi geldin?'

'' Hıhı, babam bıraktı. ''

' Biliyorum grupta yazmışsın.'

'' Diğerleri nerede? ''

' Kızlar çoktan gelmiş, Barış ve Toprak da birazdan gelirler. '

'' Peki. Hadi bizde içeri geçelim.''


Doruğun koluna girip yürümeye başladım. Sınıfa çıktığımızda kızlar yanımıza gelmiş ve sohbet etmeye başlamıştık. Birkaç dakika sonra sınıfa giren Barış ve Toprak yerlerine geçmiş ve sohbete katılmışlardı. Hocanın sınıfa girmesi ile konuşmamız sonlanmış ve yerlerimize geçmiştik. Sessiz ve sorunsuz geçen iki ingilizce dersi ardından tenefüste Barış ile ders hakkında konuşuyorduk. Sarı saçının bir tutamı yüzüne düşünce geri ittirmişti. Fakat sonrasında daha büyük bir tutam yüzüne inmişti. Çantamın küçük gözünden çıkarttığım minik lastiği ona uzattığımda nasıl yapacağını bilmediğini söyledi. Bunun üzerine saçının yüzüne düşen tutamlarını elimle toplayıp lastikle bağlamıştım. Doruk ile Barışın haline gülerken gözlerim kahverengi ateş topları ile karşılaştı. Fakat bana değil doğruca Barışa bakıyordu. Dikkati üzerime çekmek amacı ile elimi Toprağın koluna koymuş '' Çok komik olmadı mı? '' demiştim. Bana çevrilen kahveler sıcaklığından bir şey kaybetmemişti. Gözlerindeki alevleri üzerimde hissettiğimde gülümsemem yok olmuştu ve elimi geri çekmiştim. Yutkunup önüme dönmüştüm. Diğerleri de susmuştu ve hoca sınıfa girmişti. Kazağımın kollarını çekiştirirken hoca da konuyu anlatmaya devam ediyordu. Dersin sonunda hoca diğer dersin boş olacağını söylemiş ve sınıftan çıkmıştı. Kızlar yanımıza gelip kantine inmeyi teklif etmişlerdi. Diğerleri de kabul edince her birlikte kantine inmiştik. Konuşulan konuya pek dahil olmuyor hatta masanın üzerinde birleştirdiğim ellerimden bakışlarımı ayırmıyordum. Diğerlerine sınıfta bir şey unuttuğumu söyleyip masadan kalkmıştım. Sınıfa girdiğimde melis ve uğuru görmüştüm. İkisi de bana bakınca sınıftan çıkmış ve lavaboya doğru yürümeye başlamıştım.

GECEYE DOKUNMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin