4.BÖLÜM; Vulpes Part I

709 82 0
                                    




2 hafta önce ( Zack Hemsey- The Way) çalar.

Fırat gri Mustang'in içinde oturmaktadır. Arabasının farları kapalı zifiri karanlığın içinde, ıssız bir yerde park halindedir. Dışarıdan bakıldığında zar zor gözükür.

Fırat'ın önüne düşen saçları yüzünden yüzünün yarısı gözükmemektedir. Arabası gibi kendisi de hayalet gibidir. Gözlerini kırpmadan önüne bakar. Birkaç metre ötede bir araba vardır. Onun da farları kapalıdır ancak arabanın içindeki ışık açıktır. İçinde ne olduğu rahatlıkla gözükür. Arabanın içinde, şoför koltuğunda sevişen bir çift vardır. Kadının saçlarından ve yaptıklarından erkeğin üstünde olduğu rahatlıkla anlaşılabilir. Fırat dikkatlice onları izler. Birkaç dakika inceler. Çevresine bakınır. Arabanın hemen dibinde, yolun bitişiğindeki şarampole bakar. Tekrardan gözlerini arabanın içindeki çifte çevirir. Çiftin sevişmesi gittikçe ateşlenmiştir. O sırada yağmur yağmaya başlar. Fırat torpido gözüne yönelir. Açar kapağı, içinde deri eldivenleri çıkarır. Hızlıca giyer. Bir kez daha atar elini torpido gözüne. Bu kez kılıfında duran bir bıçak çıkarır. Kılıfını büyük bir dikkatle çıkarır. Gtinden üretilmiş bıçağı bir süre inceler. Sonra dikkatini tekrardan sevişen çifte verir. Sert bir şekilde bıçağı kavrar. Hızlı ama bir o kadarda sessiz bir biçimde arabadan iner. Yavaşça arabanın kapısını kapatır. Sonra bıçağı paltosunun içine gizler ve gözlerini çifte diker. Bir süre bekler. Fark edilip, fark edilmediğini anlamaya çalışır. Fark edilmediğini anlayınca ağır adımlarla arabaya yaklaşır. Yağmurun sesi Fırat'ın ayak seslerini gizler. İyice yaklaşmıştır arabaya. Arka koltuğun kapısına kadar gelir. Hala fark edilmemiştir. Arabayı arkasına verir. Sağ eliyle paltosunda sakladığı bıçağı çıkarır. Önündeki araziye birkaç saniye baktıktan sonra hızlı bir şekilde şoför koltuğundaki cama doğru savurur bıçağını. O sırada kadının çığlıkları duyulur. Kadının çığlıklarıyla camın kırılma sesi karışır. Fırat hızlıca arabaya döner. Aynı hızda kapı koluna yönelir. İçeridekiler ne olduğunu anlamadan açar kapıyı. Sol eliyle kızın saçlarını kavrar, sağ elindeki bıçağı ise adamın çenesinin altından saplar. Bunu gören kız adamın üstünden kalkmaya, koşmaya çalışır. Fırat bıçağı adamın çenesinde bırakır. Kadının saçlarından çekerek kendisine yaklaştırır. Boğazından sıkarak arabadan dışarı çıkartır. Kız çırpınarak kaçmaya çalışır. Fırat kızın yüzünü arabaya çevirir. Saçlarından tutarak kafasını arabaya çarptırır. Kız sersemler. Bu sefer daha hızlı bir şekilde vurdurur kafasını. Kızın burnundan kanlar fışkırır. Fırat bir kez daha yapışır kızın boğazına. Şarampolden aşağıya atar kızı. Kız yuvarlanarak çimlerin arasına düşer. Fırat koltukta oturan adama yönelir. Adam kanlar içinde Fırat'ı izler. Ucu ağzının içinden çıkan bıçak yüzünden konuşamaz ama yalvardığı gözlerinden bellidir. Fırat bir süre adamı izler. Daha sonra sol ayağıyla adamın vücuduna bastırır. İki eliyle çenesindeki bıçağı kavrar. Bütün gücüyle bıçağı çeker. Adamın çığlıkları yankılanır. Bıçak çenesini ikiye bölerek çıkar. Adamın kanları ön cama boydan aşağı kaplar. Oracıkta ölür. Fırat hiç vakit kaybetmeden kadına yönelir. Kadın yarı çıplak halde sürüne sürüne kanlar içinde ilerlemeye çalışır. Fırat şarampolden aşağı iner. Ağır adımlarla kızın peşinden gider. Çok geçmeden kadına yetişir. Kadın tam gücünü toplamış ayağı kalkacakken Fırat ayağıyla kadının sırtına bastırır. Kadın çaresizce yere yapışır. Kadın imdat diye bağırmaya başlar. Fırat bu seferde kadının başına bastırır. Kadının sesi kesilir. Fırat kadının önüne geçer. Kadın Fırat'ın ayakkabılarıyla burun burunadır. Fırat eğilir. Kadını yüzüne çevirir. Kadın Fırat'ı görünce feryat figan ağlamaya başlar. Fırat elleriyle ağzını kapatır ve lafa girer: 

(Müzik biter)

-Sen çok güzelsin. Keşke elimden bir şey gelseydi. Hem arkadaşın için, hem de senin için. Biliyorum sizin için çok erken. Ne kadar yazık ki güzel şeyler bir bir kayıp gidiyor elimden, sizler gibi. Cennete inanır mısın bilmem ama ben inanıyorum. Sanırım senin gibi güzel şeylerinde layık olduğu yer orası. Umarım beni affedersin de seni orada görebilirim. Araba da oturan kişi sevgilin sanırım. Umarım orada devam edersiniz güzel şeyler yapmaya. Ama şimdilik elimden bir şey gelmiyor. Özür dilerim. 

Der ve elindeki bıçağı kızın çenesinin altına saplar. Bütün gücüyle bıçağı geri çeker. Yağmur damlaları gökten yere inerken, kan damlaları göğe yükselir. Havada çarpışırlar. 

(Jenerik girer) 

Fırat önceden uyanmış Eftalya'yı izler. Dışarıdan odalarına giren beyaz beyaz güneş ışıkları yüzlerini aydınlatır. Sanki cennete bir yatakta yatıyorlarmış gibi bembeyazdır oda. Yavaşa Eftalya'nın yüzünü okşamaya başlar Fırat. Yüzünde hafif bir tebessüm ve gözlerinde aşk vardır. Büyük bir hayranlıkla izler Eftalya'yı. O kızıl saçları bütün yatağı kaplamış ve üstüne örttüğü beyaz yorgan güneş ışıklarıyla birleşince melek gibi gözükür Fırat'ın gözüne.

Bir süre sonra gülümsemeye başlar Eftalya. Yüzünü okşayan Fırat'ın elini alır dudağına götürür. Bir öpücük kondurur eline. Açar gözlerini. Karşısında kendisini hayranlıkla izleyen Fırat'ı görür. Aynı hayran bakışlar vardır Eftalya'nın gözlerinde. Gülümseyerek sorar Fırat'a:

-Niye böyle yapıyorsun?

-Ne yapıyorum?

-Böyle işte.

-Söylesene, beni izlemek çok mu güzel?

-Cık. Konuşmuyorken daha güzelsin, tadını çıkarıyorum.

-Aaa... pisliğe bak. Daha da konuşmam o zaman.

-Valla mı? Bana uyar.

Eftaya hafif bir şekilde vurur Fırat'a. Fırat gülmeye başlar. Bir süre bekledikten sonra, Eftalya da dayanamaz gülmeye başlar. İkisi bir süre gülüşürler Eftalya Fırat'ın dudağına bir buse kondurduktan sonra:

-Beni hiç bırakmasana sen.

-Bu ne kadar konuştuğuna bağlı.

-Ya hayır.

-Ne oldu?

-Cidden diyorum Fırat. Sen beni bırakma. Hem de hiç bırakma. Ben seninle tekrardan nefes almayı öğrendim. Ya ne bileyim işte. Benim hayatım sana bağlı anlıyor musun? Sen gidersen, kalbim sökülür, ben olamam Fırat. Eğer beni bırakırsan, bende kendimi kaybederim.

-Ne olursa olsun mu?

-Sen yanımda dur, elimden tut, ben gelirim.

Fırat, Eftalya'nın bu sözlerinden sonra içten bir şekilde sarılır. Aynı içtenlikle karşılık verir Eftalya. İkisi bir süre sarıldıktan sonra, Fırat:

-Bak ne diyeceğim. Bütün bu kargaşa, olaylar bittikten sonra gidelim.

-Nasıl yani?

-Gidelim işte başka bir ülkeye, buradan olabildikçe uzak bir yere. Her şeyi geride bırakıp yeni bir başlangıç yapalım. 

-Amerika? (Alaycı bir tavırla)

-Çok sıradan.

-Sen ciddisin.

-Evet.

-Bilemedim ki. Yani böyle birden nereden çıktı bu?

-Sen gideceğimiz yeri söyle. Oraya gidince anlatacağım nereden çıktığını. 

-Bir şey mi oldu?

-Hayır. Her şeyden uzakta ve seninle olmak istiyorum. Yoruldum.

-Anladım. 

Eftalya gözlerini kapar, bir süre bekler. Yüzünde tatlı bir gülümseme oluşur. Gözlerini açar ve:

-Paris! 

-Fransa.

-Evet Fransa. Gözlerimi kapattım ve bizi Paris sokaklarında el ele yürürken gördüm. 

-Güzel. Çok güzel. Anlaştık o zaman. 

-Anlaştık tabi, anca 50 yaşında (gülerek).

-O işler belli olmaz. 

-Kandırma kendini Fırat.

Der ve yataktan kalkıp üstünü giyinmeye başlar. 

(Sahne değişir)
4. Bölüm devam edecek...
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınız :)

AVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin