O olamazdı ! Hayır o olmamalıydı . Göz göze dahi gelmemem gerekiyordu . Bütün bu insanların tanıdık gelmesinin bir sebebi vardı .
Kim Ailesi . Kim Seo Jun ve ailesi ! Seo Jun da benim gibi şoka girdi . Çıkınca bağırmaya başladı ." Bu kızın burada ne işi var ! Kendi arkadaşın öldürdüğün yetmedi mi ? İnsanlara zarar verme artık ! Kız kardeşimden de benden de ailemden de hatta Seoul'daki herkesten uzak dur !"
Bo- Ra , Seo Jun'a engel oldu . O sırada onu benim kurtardığımı anlattı . Tabii herkes bana karşı nefret bakışları atıyordu. Ben mi vurmuştum . O gerizekalı şerefsiz vurdu . Ki bay ukala yanlış bir şey söyledi ! O ölmedi !
Hızlıca ayağa kalktım . Ve Seo Jun'un hemen önüne gittim . Bana küçümseyicisi bir şekilde bakıyordu ."Bilmiş olman gereken çok şey var . Ama bilmiyorsun ve bildiğini iddia ediyorsun ! Ama en önemlisi ne biliyor musun? Kalpsizliğin ! Mi-Sae daha ölmedi ! Ve umarım da bu odadaki herkes öldükten sonra ölür ."
Bunları söylerken yüzümün kızardığını hissetmedim . Bu olayda suçlu olan ben değildim . Bunu belki ilk defa kabul ediyorum ama . Ben değilim ! Hastaneden metroya bindim ve döndüm . Yolda gözlerim kapalı bir şekilde olan şeyleri düşünüyordum . O kadar çok olay olmuştu ki . Düşüncelerle beraber metrodan inip yurda yürüdüm . 7 kat yukarı çıktım . Çok yorgundum . Eğer yanımdaki çanta(lara) değer vermeseydim fırlatırdım . Ve kendimi yatağa atardım . Ranzalarda uyuyorduk . Üst kat Mi-Sae'nin di . O gittiğinden beri kimse kullanmıyordu . Ama üzerinde tek bir toz taneciği bile yoktu . Çünkü her gün nefes alabiliyorsam bu onun sayesindeydi . Saat normal şartlara göre erkendi (1.00 ) Ama çok uykum vardı . Gözlerim sanki dünyanın yükünü taşıyordu . O kadar ağırlaşmıştı ki . Uyuya kaldım . Sabah olunca herkes telaş içinde hazırlanıyordu . Üstümü değiştirdim . Saçımı taradım . Saatimi ve tokamı koluma taktım . Hırkamı belime bağladım ve çantamı aldım . Bisiklete binip pedalları çevirdim . Kuş gibi süzülüyormuş gibi hissettim . Geçen günlerin aksine bu gün her şey daha güzeldi . Tüm dertlerimi unutmuştum . Hafiftim ve mutluydum . Bisikletimin zinciri atana kadar . Hayır hâla mutluydum . Bisikletimi tutarak yürüyordum . Bisiklet tamircisi çıktı karşıma . Onu oraya bıraktım ve devam ettim . Saate baktım . Az kalmıştı . Güzel bir köprünün üstündeydim . Arabalar vardı . Çok şanssızlar . Güzel bir günde güzel bir havada her şeyim diye adlandırdıkları teneke yığınları bu güzel oksijeni almalarını engelliyordu . Tüm bu araba sesleri çok rahatsız ediciydi . Kulaklığımı ve daha önce 2. el mağazasından aldığım küçük MP3'ten müzik dinlemeye başladım .
Okula gittiğimde sırama oturdum . İlk dersin kitabını çıkaracaktım . Kitabı sıranın altından çekerken üstünde bir not fark ettim . Notun üstüne sayfayı kaplayacak şekilde bir ":(" çizilmişti .
"Üzgün yüz mü? Neden ? Bu ne ? Ne anlama geliyor ? Kim verdi ?"
Çok saçma gelmişti . Bunu kim bırakabilirdi ? Şaşırmıştım .
"Of ya neyse ne . Öğrenmem gereken bir şey olsaydı içimi kurcalayan bir merak duygusu olurdu ."
Kitabımı alacaktım . İlk önce çantama baktım . Çantamda değildi . Dolabındadır belki diye kalktım . Dolabımdan kitabımı aldım . O sırada Seo Jun ve arkadaşları sınıfa girdi . Başım öne eğik değildi . Bu gün tüm özgüvenim , cesaretim ve mutluluğum yerime gelmişti . Yanımdan geçerken o da ben de gülümsüyorduk . Birbirimize değildi . Zaten bu imkansızdı. Çünkü zaten bazen dövmek istiyordum . Bazen de öldürmek . Ama içimde ona karşı bile nefret duygusu yoktu . Sırama oturdum . Sun-Hi de gelip yanıma oturdu . Ve direk konuşmaya başladı .
"Günaydınn"
"Günaydınnn"
"Naber?"
"İyi senden ?"
"İyi. Bu ders boşmuş . Öğretmenler odasının önünden geçerken duydum . Bahçeye çıkalım mı ?"
"Olur . Ama yanıma bir kaç şey almam lazım. Bekler misin?"
"Almaa yaa . Oturup konuşalım. Hadiii !"
"Dur bekle geliyorum ."Bahçede ağaç bulup altına oturduk . Sun Hi biraz gergindi . Ben neyin var bakışları atıyordum . Ve dayanamayıp sordum .
"Sun-Hi neyin var ?"
"B-Benim mi ? A-a bi şeyim yok ."
"Söylemek istediğin bir şey varmış gibi duruyorsun."
"Aslında var . Ama nereden başlayacağım bilmiyorum . Mi-Sae ile ilgili ."
" Mi-Sae mi ? Ben sana ondan bahsetmemiştim. Sen nereden biliyorsun ?"
"Ben dün sana mesaj attıktan sonra annem hastanede çalıştığı için tur yapıyordu . Hastaların durumu iyi mi ve şikayetçi oldukları bir şey var mı diye . Mi-Sae'nin durumuyla ilgili . Sizin odaya girdik . Ama sana pek düşünmeden söylemedim . Beraber uyuyordunuz . Annem Mi-Sae'nin dosyasına baktı . Seni tanıdığımı ve dün olanları söylediğimde senin için bir şey yapmak istedi . Annemi belki tanıyorsundur. Kore'de Japonya'da Amerika'da ve diğer ülkelerde ünlü bir cerrah . Mi-Sae'yi senin izninle ameliyat etmesi gerekiyor . Detayları bilmiyorum . Ama bu akşam çıkışta benimle hastaneye gelir misin ?"Ne diyeceğimi bilmiyordum . Başka ne diyeceğimi bilmediğim için tamam anlamında kafamı salladım . O sırada bizim çeteden Yoon-Je yanımıza geldi . Elinde poşet vardı . Dayanamadım sordum ;
"O ne ? Ne var içinde ?"
"Ne olmasını istersin ?"Anlayacağı şekilde bakış attım . Anlamıştı ve gülmeye başladı . Sun-Hi anlamadığı için sordu
"İçinde ne var ?"
"İçinde çikolatalı süt var Sun-Hi . Ha-Eun bayılır . Bir keresinde Sadece okulda 8 kutu bitirdi ."
"İyi de çok fazla değil mi ?"
"O akşam kaç tane serum ve iğne yediğini sorabilirsin ."Çikolatalı süt istiyordum . Yoon-Jee ayağa kalktı ve "gel de al" bakışı attı . O koşuyordu ben kovalıyordum . Hava sıcaktı ve ara sıra esen hafif rüzgar saçlarımı dalgalandırıyordu . Ders boş olduğu için sınıftaki herkes dışarı çıkmıştı. Kızların bazıları voleybol oynuyordu , bazıları sohbet ediyordu ; erkekler futbol veya basketbol oynuyorlardı . O şurada ayağıma bir şey takıldı ve dengemi kaybedip düştüm . Topun geldiği tarafa baktığımda Seo Jun basketbol topunu yakalamaya çalışıyordu . O bana ben ona bakıyordum . Ayağı kalktım . 1.86 bir erkeğin yanında 1.69 dum . Ona bakmak için yukarı bakıyordum . Boynum ağrımıştı . O sırada bakışmamızı durduran bir şey oldu . O ani sesle şoka girmiştim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[𝕙𝕚𝕞 & 𝕚 - ~] ♡
Teen Fiction-"Ha-Eun"-: Düşsem, yaralansam, acılar içinde kıvransam bile hayallerimin arkasından koşacağım . Dışarıdan bakıldığında çok mutlu görüniyorum, ama sürekli mutlu olmam imkansız. Çünkü ben bir insanım . -"?"-:Sen zaten benim ruhumsum... Gitme. Beni b...