<11>

15 4 2
                                    


     Çok şükür trafik vardı . Sanırım bugün şanslı günümdeydim . Telefonumla oynamaya başladım.

    Mi-Sae hâla bir şeye kızgındı . Neden bilmiyordum .

-"Ha-Eun": Mi-Sae neyin var ? Bir şey canını mı sıkıyor ?
-"Mi-Sae": Bir şeyim yok korkma . Biri bizi dikizlemeyi bırakırsa .

     Bizi dikizlemek mi ? Kim peki ? Sormadım . İnstagram'a girdim . Ama Seo-Jun giderek arabanın hızını azalttı .

     Sanırım gelmiştik . Ve ben arabadan inmek istemiyordum . İnmek zorunda olmadığımı düşünüyordum .

-"Sun-Hi": Hadi ya in arabadan .
-"Mi-Sae": Ben senin için o kadar dayandım . Sen benim acı çekişimi gördün belki ama sonuç olarak ben buna dayanamam.
-"Min-Jung": Lütfen .

     İstemiyordum . Kollarımı bağladım oturmaya devam ettim . Min-Jung arabayı kilitlettirdi ve içeri girdiler .

    Biraz böyle oturdum . Sonra binadan Seo-Jun geri çıktı . Arabayı açtı ve yanıma oturdu .

-"Seo-Jun": Gelmeyecek misin ?
-"Ha-Eun": Gelmek istemiyorum . Buraya gelirken kimse benim fikrimi sormadı . Benim içinse eğer benim istediğim daha hazır hissettiğim zamanda gelmeliydik .
-"Seo-Jun": Şimdi hazır hissetmemenin sebebi ne ?
-"Ha-Eun": Bilmiyorum .
-"Seo-Jun": Sonra belki hiçtir . Bunu bilemeyiz . Gelmişken denememiz gerekir .
-"Ha-Eun": Ama şimdi olmaz . N-napıyon lan !

     Emniyet kemerimi çözüp beni kucağına aldı . Sırtına vuruyordum ama bırakmıyordu .

-"Seo-Jun": Güvenlik kapıyı kilitleyin .
-"Güvenlik": Tamam efendim .

      Ona vurmaya devam ediyordum . O sırada bir silah sesi duydum . Bu buraya göre normaldi ama yine de travmam vardı . Sesi duyduğumda ona refleks olarak sıkıca sarıldım .

      Atış odasına girdik . Herkes bize bakıyordu. Beni yere indirdi . Ama ayaklarım beni çıkış kapısına götürmek istiyordu .

     Elime bir silah tutuşturdular . Ne yapıcam ben bununla ? Acaba kolay yolu mu seçsem ? Alnıma dayayıp kurtulsam mı ?

      Bu imkansızdı o cesaret bende yoktu . ÖİB-Jung silahına mermi dolduruyordu .

-"Ha-Eun": Oppa . Al senin olsun . Bana gerek yok . Hem bak sıfır .
-"Min-Jung": Esprini sevdim . Ama geliş anacımız sebebiyle buradaki kimseye veremezsin .

     Bana inat mı yapıyorlardı bu lanet olası  bitcheslar ? Kendi atış alanıma gittim . Sanki cidden atıcakmışım gibi hedef alıyordum . Herkes silahına mermi dolduruyordu .

     Benimki ben gelmeden önce kaçmaya fırsat bulmayayım diye doldurulmuştu . Sonra şerefsiz Min-Jung silahını ateşledi ve korkudan ben de bir yere ateş ettim .

      Silahı yere attım . Sesi kulağımda yankılanıyordu . Diğerleri yanıma geldi . Bir şeyim olmadığını gördüler . Diğerleri ben atış yapana kadar atışlarını susturucu ile atacaktı .

       Seo-Jun'un yanına gittim . Çok güzel atış yapıyordu . Daha önce Kore olimpiyatlarında 2. ödülü vardı .

       Onu görünce aslında kolaymış gibi geldi . Kendi alanıma geri döndüm . O sırada biri sol elini sol omzuma koydu ve kendine doğru çekti . Diğer eli ile de sağ elimle tuttuğum silahı benim elimin üstünden tuttu .

        Ona bakıyordum . O ise hedefle bakıyordu .

-"Seo-Jun": Bana bakma hedefe ve silaha odaklan . Sesinden dolayı ürkme istersen susturucu takarız ama sen zaten sesinden korkmuyorsun . Tetiği çektikten sonra belki biraz geriye tepebilir . Ama sıkı tutarsan bir şey olmaz . Kendini kasma . Şimdi senin korkunu bununla öldüreceğiz . Hazır mısın?

     Evet anlamında kafamı salladım . Cevabımdan memnun gözüküyordu .

-"Ha-Eun": Hazırım ama sen tetiğe bas .
-"Seo-Jun": Tamam ama sadece ilk sefer için .

    Yavaşça tetiğe dokundu ve çekmeye başladı . Ve sesi geldi . Bu sefer ben yapacaktım . Tetiğe dokundum ve bastım .

     Makinenin düğmesine basarak hedefi yakına getirdik . 3 delik vardı . Biri tam ortada biri onun yanına ve diğeri de 10'da falandı.

-"Seo-Jun": Görevli . Biz 2 atış yaptık . Neden burada 3 delik var ?
-"Görevli": Bilmiyorum efendim . Hemen kamera kayıtlarına bakıp geliyorum .

     Kenarda diğerlerinin atışlarını izliyordum . Artık korkmuyordum . Seo-Jun güvenlik odasına girdi . Sonra diğerlerine gelmelerini işaret etti . Ve de en son beni .

     Hepsi gülüyordu . Anlamamıştım . Bilgisayarı açtılar . Kaydı izledim . Lanet olsun . Korktuğun anda attığım atış 12 den vurmuş .

-"Ha-Eun": Lanet olsun . Hayatımdaki tüm şansı buna kullandım şimdi ya .

      Başımı umutsuzlukla Mi-Sae'nin omzuna koydum . Sonra bana sarıldı .

-"Mi-Sae": Boşver kanka ya . Ben sana benim şansımı veririm .
-"Min-Jung": O değil de burada atış sesinden çok karnımın guruldama sesi var . Açım ben.
-"Sun-Hi": Oha daha yeni görevlilerle yemek yedin .
-"Seo-Jun": Neyse boş verin . Yemeğe gidelim . Zaten travması da geçti .
-"Min-Jung": Olur .

     Min-Jung bunu dedikten sonra ben de dahil odada ki herkes güldü .

Arabaya bindik . Seo-Jun bildiği güzel bir restoranın olduğunu söyledi . Oraya gittiğimizde Min-Jung bizden ölüp ölmediğini kontrol etmemizi istedi . Ama haklıydı .

Masaya oturduk . Karşımda Seo-Jun onun yanında Min-Jung ; benim yanımda Mi-Sae ve masanın başında da Sun-Hi oturuyordu .

Menü geldi . Hepimiz aynı şeyi söyledik . Siparişimiz aşırı hızlı gelmişti .

-"Ha-Eun": Unnie ? Bana yemeğindeki yumurtalarından verebilir misin ?
-"Mi-Sae": Çok sevdiğini biliyorum ama uzun zamandır yemiyorum . Sonra versem ?
-"Ha-Eun": Tamam fark etmez . Sun-Hi sen verir misin ?
-"Sun-Hi": Olmaz . Benim [aegyolu bir şekilde]
-"Ha-Eun":Tamam Min-Jung ? Oha yavaş lan ayı ! İstemedim unut bunu ! Su iç !

Vermemek için hepsini aynı anda ağzına attı . O sırada Sun-Hi ile Min-Jung'a gülüyordum . Yemeye başlayacağım sırada tabağımda fazladan yumurta vardı . Sonra anladım .

-"Ha-Eun": Teşekkürler SeoJun-ah .

Bu hitap şeklini ilk kez kullanıyordum. Sanırım onun da ilk kez duyduğu belliydi . Kızarmıştı . Yemeğimizi yedik .

Arabaya bindiğimizde benzin bitiyordu . Benzin istasyonunda durduk . Biz sohbet ediyorduk . Seo-Jun ve Min-Jung markete girdiler .

-"Sun-Hi": Bu ne lan ? Min-Jung ?
-"Min-Jung": Ne var ya ? İlk defa bu kadar arkadaşımla bir aradayım.
-"Seo-Jun ": Haklıydı . Bu yüzden karşı çıkamadım . Ama bu kadar fazla şişe soju alacağını bilemezdim !

Seo-Jun'un evine gelmiştik . Saat 20:48'di . Bir film açtık ve izlemeye başladık . Sonra Min-Jung dayanamadı ve şişeleri alıp geldi .

Mi-Sae'ye az içmesi gerektiğini söyledim . Ve ben de içtim . Kim - Kiminle - Nerede - Ne yapıyor oynamaya başladık . Sonra sıkılınca DC 'ye (doğruluk mu cesaret mi ?) başladık .

Sabah Min-Jung'un koltuğun tepesinden düşerken çıkardığı ses ile uyandık . Ben, Sun-Hi ve Seo-Jun sehpanın etrafında yerde uyuya kalmıştık .

Hiç bir şey hatırlamıyordum . Mi -Sae bana ,bir şey olmuş  gibi davranıyordu . Sebebini anlamamıştım .

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 11, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

[𝕙𝕚𝕞 & 𝕚 - ~] ♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin