5

42 1 0
                                    



Cenk beni kendine çekip sıkıca sarılıyordu. Kollarımı Cenkin geniş , kaslı sırtına sardım ve beni şefkatli, geniş kaslı kollarıyla sarmasına izin verdim. Birkaç saniye sonra burnuma gelen kan kokusuyla doğruldum. Hemen cenkin göğsüne baktım. Tam kalbinin olduğu tarafta kan vardı. Hızlıca elimi cenkin kanayan yerine koydum.

"ne oldu?" dedim endişeyle.

"önemli bir şey değil"

"nasıl değil?? manyak mısın? bir dakika bunu ben mi kanattım az önce sana vurduğumda..?" sözümü kesti.

"senlik bir şey yok."

"bin arabaya bana gidiyoruz bunu ben yaptım resmen benim yüzümden oldu"

"deniz kendini suçlama"

Cenki kolundan tutup direksyonun tarafına getirdiğimde "bak eğer süremezsen ben sürerim" dedim.

güldü.

"ne gülüyorsun ?"

"sen mi süreceksin?"

"evet ne var bunda?"

"sen araba sürmeyi biliyor musun ki?" dedi hala gülüyordu.

"beni tanımıyorsun" dedim zafer bakışıyla. resmen lafı oturtmuştum.

gülmesi yüzünden gidince" peki tamam sen sür" dedi.

"iyi" deyip direksyon kısmına ben geçtim cenkte yan tarafa oturdu.

arabayı çalıştırıp sürdüm. Ne ? gerçekten sürmeyi biliyordum. Babam Taner Karaman. Görüp görebileceğiniz en kötü, en pislik adamdı. Ve ben onun kızıydım. Babam babalık yapabilecek bir kapasitede olmadığı için çoğu zaman anneannem ve dedemle kalıyordum eskiden. Onlar öğretmişti.

"araba sürmeyi biliyorsun anladık da nasıl öğrendin? merak ettim sonuçta burada tek kalıyorsun öğrencisin ve bildiğim kadarıyla araban yok"

"sen nereden biliyorsun tek kaldığımı ya da arabam..?" sözümü kesti.

"dersime her zaman önceden çalışırım" deyip bana göz kırpmasıyla bir an içimde kelebeklerin uçtuğunu hissettim. Cenk Namsoy beni araştırmıştı? !

Evime geldiğimizde arabayı güzelce park edip yukarı çıktık. Malum apartmanda kalıyordum.

İçeriye girip hemen cenki salona oturttum. "burada bekle ben sargı bezi, temiz su falan alıp geliyorum"

"soyunayım mı?" demesiyle kaşlarımı çattım.

"sakın"

yüzünde eğlenircesine bir bakış oluştu.

malzemeleri alıp salona geldiğimde cenki karşımda üsttüz görmeyi beklemiyordum. Gözlerim vücudunda tura çıkmıştı resmen. Karın kasları, şekilli göğsü iri kolları falan mükemmeldi.

tabi ki yarasını görünce hemen kendime geldim.

"nasıl oldu bu?" diye sormadan edemedim.

"kurşun yarası çokta önemli değil" demesi beni şok etti.

"nasıl önemli değil? polise gittin mi? kim yaptı?"

"deniz bir sakin ol o grupla kavgada oldu işte adamlar şerefsiz çıktı napalım"

"şimdi anladım o çocugun neden cenkin devri bitti dediğini" dedim.

cenk rahatsızca yüzünü ekşitti.

cenkin göğsündeki bezi çıkarıp yarayı iyice temizledim. Sargı bezini yaranın üstüne koyup "tutar mısın?" diye sordum cenke. tam sargı bezini tutarken elimi de tutmasıyla afalladım.

"deniz" dedi.

"efendim?"

gözlerime baktı ve biraz bekledi konuşmadı.

"neden bunu yapıyorsun?"

"sen bana yardım ettin bende sana ediyorum yani ödeştik aramızda alacak verecek kalmadı" dedim aklıma şükürler ederek. aslında bu yüzden yapmamıştım, içimden yapmak geldiği için yapıyordum ama yarın gece cenkle dışarı çıkacak değildim.

"anladım" dedi sadece. sanki hayal kırıklığına uğramış gibi.

sargı bezini göğsüne yapıştırdıktan sonra "tamamdır" dedim.

"çeketini vereyim" dedim ayağa kalktım ve diğer koltuktan cenkin çeketini alıp ona uzattım.

cenkte ayağa kalkıp ceketini giydikten sonra karşımda durdu. Öylece gözlerime baktı ve hiç birşey demeden evimden çıktı gitti.

Derin bir nefes alıp verdim sanki uzun zamandır nefes almıyormuşum gibi.

"bana ne yaptın böyle" diye söylendim kendi kendime.

Cenkle aramda sanki bir bağ var gibiydi. Kendimi ona çekiliyor gibi hissediyordum.

Komedinin üzerinde duran cenkin kanlı tşörtünü elime aldım. cenk kokuyordu. tam burnuma getirip koklanacaktım ki kendimi durdurup lavabayo gittim ve tşörtü yıkamaya başladım. iyice yıkayıp kandan arındırdıktan sonra diğer odada olan askıya astım ve odama geçtim. Saat gecenin 1 iydi ve yarın sabahın köründe okulum vardı. Bunu düşünerekten hemen üzerimi değişip yatağa gömüldüm.

Siyah Beyaz AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin