4 Beyaz Duvar

98 4 0
                                    

Beatrice'in ağızından
"...vücudumun gevşediğini hissettim."
Başım dönüyor ve sanki 2 dakika sonra ölecekmişim gibi hissediyordum. Belki de öyle olur ha?
Etrafımda 4 tane bembeyaz duvar var, kapı yok. Yukarıda floresan, güçlü bir lamba var. Beyaz bir yatak ve yemek tepsisi ilgimi çekiyor. Tepside bir not var, " Akşama kadar bununla idare et, bitirince bırak ve uyu. Aksi halde kötü şeyler olacak." . Bu ne demekti?
Yemek olarak soğuk bir çorba, çeyrek ekmek ve makarnalı donmuş et. Yiyebildiğim kadarını çiğnemeden yuttum. Yatağa yatınca çok sert olduğunu fark ettim.
' Evan nerede? Tris ya da Jack? Yaşıyorlar mıydı yoksa göçüp gitmişler miydi? Bana ne yapacaklardı? 'Diye düşünürken gözlerim kapandı ve derin bir uykuya daldım.
Uyandığımda, yemeğim yatağın yanında yerde duruyordu. Üzerinde yine bir not vardı. "Saat 8:00. 2'de öğlen yemeğin, 8'de de akşam yemeğin gelecek. " diyordu. Bu seferki menüde ise, çeyrek ekmek, zeytin ve çilek reçeli vardı. Hepsini yedikten sonra beklemeye başladım... Kapı neredeydi? Yine ben uyurken mi geleceklerdi? Niye kimse yoktu? Sonra aklıma dank etti, karnım. Karnıma birşey saplanmıştı. Baktığımda üstümde beyaz kıyafetler vardı karnımı ise sarmışlardı. Zamanım böyle akıp gitmişti.
Saat 2 olduğunda tavan açıldı ve simsiyah bir yerden tepsi indi. Ayağa kalktığım anda tavan kapandı ve ben yine beni deli eden oda ile baş başa kaldım. Menüde, çeyrek ekmek, şeftali ve su vardı. Su 2 litre kadardı. Notta ise ' 2 günde bir su verilecek. 1 hafta sonra buradan çıkacaksın, akşamda bir kitap gelecek. Keyfine bak, Beatrice." diyordu. Keyfine bak mı? NEYİN KEYFİNE BAKACAKTIM? Sonra aklıma geldi... Bugün doğum günümdü! 13 yaşına giriyordum ve onu bu oda da mı geçirecektim? Hayır, lütfen hayır! Bari Tris ve diğerlerinin yanında geçirseydim?
Tris'in ağızından
O gün gelip çatmıştı, doğumgünüm bugündü. Gece 23.59'da 13 yaşına girecektim. Beatrice nerede? Onu çok özlemiştim... Aman Tanrı'm! Telefonum! Telefonum cebimdeydi! Hemen açıp mesajlara girdim. Rehberden Bea'yı aradım ve yazmaya başladım:
'Sevgili Beatrice,
Neredesin? Ne yaptılar sana? Bugün doğumgünümüz, hatırlıyorsun değil mi? Seni o kadar özledim ki! Bizi bir yer altı zindanında tutuyorlar sanırım. Üçümüzde buradayız, ama sen yoksun. Nolur en kısa zamanda cevap yaz. Seni seviyoruz,
Tris, Jack, Evan <3'
Yolladıktan sonra bir de aradım. Çalıyordu... Çalıyordu... Ama cevap yoktu.. "Alo?" Diye bir ses geldi karşı taraftan, "Be-Beatrice?? Sen misin?" Dedim.
"Tris! Aman Tanrı'm! Yaşıyorsun, gerçekten yaşıyorsun! Seni çok özledim, o kadar endişelendim ki bilemezsin! Neredesin, birşey yaptılar mı sana??" Diye sordu heyecan ile.
"Asıl ben o kadar özledim ki... Ben Evan ve Jack ile birlikteyim, yeraltı zindanına kapattılar bizi! Biz şu anlık iyiyiz. Senden ne haber?!" Diye sordum endişeli sesim yükselirken.
"Bilmiyorum, heryeri görebilmek için ağaca tırmanacakken biri beni vurdu ve yere düştüm. Sonra... Sonra kendimi beyaz kıyafetlerin içinde bembeyaz bir odada buldum. Delireceğim, not bırakıp duruyorlar. Neredeyse 2 gün boyunca insan yüzü göremedim.. " dedim.
İkimiz aynı anda, " Bugün doğum günümüz." dedik.
"Ne yapacağız? Ben doğum günümü bu odada kimsesiz geçiremem Tris! Bana 1 hafta sonra çıkacaksın dediler! Ben dayamamam ki, delireceğim! Beyaz, her yer beyaz! Tris, ne yapacağız?!" Dedim yüzümü buruşturarak.
"Bilmiyorum. Bugün buradan kurtulacağım, geleceğim yanına Bea. Söz veriyorum." dedi.
"Ya sana zarar gelirse? Ya birşey olursa size? Nolur dikkatli olun, sizi seviyorum." dedim hüzünle. "Merak etme. Görüşürüz." dedikten sonra kapadı.
Ne olacaktı? Nasıl kurtulacaktı o yerden?

•Biz Farklıyız•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin