♣️ 4 ♣️

36 6 18
                                    

Poyraz'dan devam...

Gözümü babamla açtım. Onun kahramanlıklarıyla büyüdüm. Hayatım boyunca sadece bir şey istedim. O da babamı gururlandırmak...

Saçma sapan bir kağıt parçasını alamadığım gibi eğlence derdim yüzünden elimdeki tek şansı da kaybetmek üzereyim.

Kısaca hakim beyin -yani babamın- ağzından çıkacak şartlı ceza indirimini bekliyorum. Kravatımla(!)

Neyse konuyu dağıtmayalım. Babam odadan çıktıktan sonra peşinden koşup yetişmiştim ancak o konuşmak yerine  emniyetin arkasında kalan banklara ilerlediğinden bende susup onu takip etmiştim.  Son 15 dakikadan beride karşıdaki duvarı izliyordu.

Canım babam...Hele bıyıklarına kurban! Ne de güzel boş boş bakıyor.
Annemi de böyle tavladı herhalde.

" Poyraz sen ne yapıyorsun oğlum?"

Dediğine göre benim bir kez daha yemin dolu özürlerimden etmem gerekiyordu.

"Baba valla bilmi-" sözümü kesip bana döndü. Artık gözümün içine bakıyordu.

"Poyraz sen artık çocuk değilsin. Bu kadar düşüncesiz davranamazsın! O kız sana minnet duyuyor. Bütün yaptığın saçmalıklara göz yumuyor. Geçmişi silip şu kapıdan giriyor dahası var mı? Yaptığın ufak bir hata sizi hapse sokabilirdi. O zaman ne hesap verecektin Heves'e?"

Haklıydı!  Lânet olsun ki çok haklıydı!
Tamam düşüncesiz davranmıştım ama izin vermezdim onun hapse girmesine. Tüm suçu üstüme alırdım yine de onu o zindana sokmazdım.

"Biraz eğlensin, mutlu olsun istedim... Sırf o gülsün diye kılıktan kılığa giriyorum. Birazcık mutlu edebilmek için. O benim kardeşim. Onun başına bir şey gelmesine asla izin vermem."
Derin bir iç çekip ensemden kavrayıp kendine çekti. Sıkıca sarıldı. Gülümseyip bende sarıldım. Sanırım Heves'i benden çok seviyorlar.

" O senin kardeşinse benim de kızım.  Ayağına taş değse senin kafanı kırarım. Bir daha da böyle bir hata yapmıyorsun. Emniyeti geç eve sokmam seni!"  Gülümseyip ayağa kalktım. Büyük reisten izin çıkmıştı. Şimdi küçük reise gidip sonra ki planımı anlatmalıydım. Eminim çok mutlu olacak...

Heves'den devam...

Sinirle kapıyı çarpıp anahtarımı portmantoya attım.

Eğilip ayakkabılarımı çıkarıyordum ki arkadan gelen sesle yerimden sıçramam bir oldu.

" Heves!" Baş parmağımla damağımı ittim.

"Babaanne aklımı aldın." Ellerini beline koydu.

"Asıl sen benim aklımı aldın. O nasıl kapı örtmek!" Ayağıma terliklerimi geçirip babaannemin koluna girdim.

"Bir anlık sinirle şey oldu ya. Neyse sen onu bunu boşver de sana bir şey diyeceğim." Salona girip onuda peşimden sürükledim. Bir yandan da Fatma ablaya sesleniyordum.

"Fatma abla! Huzur içeren harika haberlerim var. Çabuk gel!"

Seslenmemle birlikte içeri gelmiş ellerini önlüğüne silerek karşıdaki koltuğa oturmuştu.

"Ne oldu deli kız? Ne haberiymiş bu?" Ikiside beklentiyle bana dönmüşlerdi.

"Bir haftalık İzmir turuna çıkıyorsunuz!" Kulaklarıma varana kadar gülümseyip inandırıcı olmaya çalışıyordum.

Fatma abla merakla sordu.
"Ne tatili kızım bu böyle hafta ortası?"
Gülümsemeye devam ettim.

"Tatilin hafta ortası mı olur Fatma abla? Hem sende çok yoruldun. Babaannem desen koca şirketi yönetmek kolay mı? Fena mı az rahatlarsınız. Haşmet beyinde bina görmekten içi şişti zaten.  Gidin de bir güneşin alnında yanıp gelin."
Fatma abla tam olarak anlayamasada onaylayan bakışlar atıyordu.

Tabi benim ultra zeki babaannem 'yemedim ama yutmuş gibi yapacağım' bakışlarıyla tek kaşı havada devam etmemi bekliyordu.

"Yani ben biletleri aldım. Bu gece saat 21.30 da. Hem gider gitmez uyursunuz sabahta erken kalkıp sahile inersiniz."
Bu aceleci tavrım onları düşündüğümden. Yoksa yanlış anlaşılmasın.

Şimdiye kadar bakışlarıyla konuşan babaannem sonunda dili olduğunu farketmişti.

"Fatma sen yukarı çıkıp bavulları hazırla ben geliyorum." Fatma abla cevap vermeden salondan çıkıp gitti.

Valide hanım gözlerini kısmış yüzümü inceliyordu.

"Ee Heves bizi buradan yollayıp yapmayı planladığın şeyi öğrenebilir miyim?" Zeki insana yalan söylemek bile zor yahu!

"Yani özel bir şey planlamıyorum ama arkadaşları çağırırım eve herhalde. Yalın, Poyraz falan eğleniriz." Kafasını sallayıp ayağa kalktı.

"Bir hafta...Bir hafta sonra döneceğim ve mümkünse evimi ve seni hasar almış halde görmek istemiyorum." Öyle bir şey olmayacak der gibi baksamda ağır adımlarla merdivenleri tırmandı.

Babaannem hanım biraz hatta baya akıllı ve şu hayatta tek alt edemediğim insandı. Imkansıza oynuyordum ama hadi neyse. Bunu da atlattık.  Telefonumu çıkarıp Poyraz'a kısa bir özet geçtim.

Kendince dahiyane planının yürürlüğe girdiğine baya sevinmişti.
Hatta bunu kutlamak için gece yarısı bize geleceğini de söylemişti.

Bazen Poyraz ile neden arkadaş olduğumu sorguladığım oluyor.
Sağolsun kendisi sayesinde profösyonel yalancı oldum.

'Seninde içinde varmış' diyen iç sesimle birlikte sinirle ayağa kalktım.
Bu böyle olmayacak gidip uyuyayım biraz. Kendi kendini kötüleyen iç ses mi olur.

Merdivenleri koşarak çıkmıştım resmen. Odama vardığımda yorganı dahi açmadan kendimi yatağın üstüne bıraktım.

...

Zambak MevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin