Ali, koşarak uzaklaştı ve gözden kayboldu. Selvi Hemşire, gülümsedi. Ali'nin tavrı masumane bir şekilde komikti. Ferman da şaşırarak tebessüm etti.
Ali, Ferman'ı görünce hıçkırığa da tutulduğuna göre artık her şeyden emindi. Ferman'ın onun aklında Nazlı'dan farkı yoktu. Adil Hoca haklı olmayabilirdi. Aklından "Bunu Adil Hoca'ya söylesem iyi olur." diye geçirdi.
Asistan odasında oturdu. Fazlasıyla düşünceliydi.
"Suç bende. Ali'yi markete ben gönderdim. Ayça Hanım'ın üstüne de ben saldım. Ameliyata ikna etmesi için elinden ne geliyorsa yapmasını söyledim. Ali Bey geldiğinden beri kaç kişinin hayatını kurtardı ama niye kimse bunlardan bahsetmiyor? Üstüne gelinecek biri varsa o kişi benim, Ali değil. Girmemiz gereken ciddi bir ameliyat var. Bilmenizi isterim ki Ali'siz yapamam."
Aklından Ferman Hoca'nın geçmişte onun hakkında söylediği sözler çıkmıyordu. Her seferinde bunu yaşarken buluyordu kendini. Bunların hepsi yanlış mıydı? Sadece yanılıyor muydu? Fakat bütün fiziksel belirtileri taşıyordu ve de bu gayet de ortadaydı. Kafeteryaya gitmeye karar verdi.
Ali, kafeteryaya gitti ve Adil Hoca'nın yanına oturdu. Adil Hoca, "Oo, sen mi geldin çocuk? Nasıl gidiyor?" dedi. Aliyse "Ne? Kim gidiyor? Hayır, gitmesin!" diye karşılık verdi. Adil Hoca, gülerek "Hayır çocuk, kimsenin gittiği yok. Halini hatrını soruyorum." dedi. Ali, "Düşünceliyim," diye cevap verdi, "Siz bana erkeklerin birbirine aşık olamayacağını söylemiştiniz. Ama bence bu olabilir, birbirlerine aşık olmamaları için hiçbir sebep bulamadım."
Adil Hoca, Ali'nin bu çıkışına şaşırmıştı. Bunu ona nasıl anlatacağından emin değildi. "Çocuk, bunu sana nasıl anlatırım bilmiyorum. Biraz sonra açıklayayım sana." diyerek biraz zaman istedi. Ali kabul etti. Bir şeyler söylediler ve sohbet etmeye başladılar. "Çocuk, bazen çok ilginç şeyler soruyorsun. Cevaplamakta zorlanıyorum." dedi Adil Hoca,
"Toplumun bazı konularda, kabul ettiği bazı kurallar vardır. Bu aslında çok tartışmalı bir konu. Kafanı çok karıştırmak istemiyorum. Toplumumuzda, iki erkeğin birbirinden hoşlanmasının normal görülmediğini, yani doğru olmadığını bilmen yeterli. Tamam mı çocuk? Böyle şeyleri düşünme sen, sen zaten Nazlı'yı sevmiyor musun? Boş ver başka şeyi." diye de ekledi.
Ali çok zor anlar yaşıyordu. Hem iki kişiden, hem de Ferman Hoca'dan hoşlanıyor olması fikrinin kabul görmediği gerçeği onu çok üzgün hissettirdi. Ne yapacaktı? Hislerine nasıl engel olabilirdi ki? "Teşekkür ederim Adil Hocam, ben gitsem iyi olacak." dedi ve gitti.
"Ben yanıldım Ali, aramıza tekrar hoş geldin."
Ferman Hoca'nın sözleri tam da o anda aklına geldi. Tam da hislerinin yanlış olduğunu öğrendiği o anda. Ne yapacağı hakkında hiçbir fikri olmadığı gerçeği başından aşağı kaynar sular döküyordu. Ne olacaktı şimdi? Ferman Hoca'ya olan hislerinin önüne mi geçmeliydi? Bu konuda ya ona bir şey sorulursa? Yalan söyleyemezdi ki.
Son bir kez düşünmeye karar verdi. Gözlerini kapadı, hayal etti. Ferman Hoca elini omzuna koyduğunda irkilmesini tutmamış olduğunu düşündü. Bunu düşünmenin, hislerinden emin olabilmesine hiçbir faydası yoktu galiba. Ferman Hoca'nın, zor anında kendisine yardımcı olmadığını düşündü. Bununla da herhangi bir yere varamamıştı. Galiba Ali aşk nedir hala öğrenememişti. Böylece bunu kesinleştirmiş oldu.
**Devamı Bölüm 5'te**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkımın Ferman'ı (Mucize Doktor FerAli)
RomanceFerman Ali'yi seviyor. İlk FerAli ship hikayesi 😋.