İntikam -7-

1K 49 5
                                    

--Sedef--

Bu çocuğun derdi neydi böyle?  Yattığıma da inanmıştı... Tamam birdaha onunla sarhoşken konuşmayacağım. Tabii ki yatmıyordum. Herkes yatıyordu -kastım kardeşim- ama ben plan  yapmaya mahmumkum... Hem bizim okula gel ne demek? Ama aslında iyi bir fikirdi böylece onlara yaklaşabilirdim. Hatta sonra Batu denen piçle de arkadaş olup bana güvenmesini sağlayabilirdim babasına zarar vereceğimi unutmasını sağlardım. Nerden öğrendiğini bulmalıyım... Ah! Başım. Yine ağrıyor...

Sanırım -bunu dediğime inanamıyorum- bbiraz dinlenmeliyim. Sonuçta baş ağrısından ölürsem başlarının çarelerine bakamazlar. Muhtemelen  Bertuğ delirirdi... Murat abi intihar bile edebilirdi ama Baha ne yapardı bilmiyorum. Baha nerden geldi şimdi? Of! Gerçekten uyumalıyım... 

Telefonumun mesaj sesi ile yerimden kıpırdadım ve elime telefonumu aldım. Şu mesaj sesini değiştirmeliyim... Gelen mesaj Baha'dandı. Galiba yeni bir hat almış... 

"Pencereni aç." 

Bu da ne demek? Bak dostum uyumaya karar verdim(!)

"Hayır."

Tabii ki açmayacağım... Bunları düşünürken penceremde bir kıpırtı duydum. Ne? Gelmişmiydi... Boş bulunup hemen pencereyi açtım. Gülerek içeri girdi.

"Hani açmayacaktın?"

"Boş bulundum şimdi çık dışarı?"

"Hey! Hey! Hey! Dur bakalım...  Şu okul konusunu konuşalım." Zamanımıydı? Şimdi? Ha?

"Ayıldığında gel dememişmiydim?"

"Sarhoşum şu anda don giydim mi onu bile hatırlamıyorum güzellik." Dediğinde yüzümü buruşturdum ve onu itmeye başladım.

"Tamam... Yarın konuşalım lütfen." Lütfen mi dedim ben? Ne oluyor bana? 

Güldü ve bana sarıldı. Offf bunların hepsi bu kadar ağır mı böyle? Benim birsürü işim var nefes almaya bile ayıracak zamanım yok(!) Onu ittirmeye çalışırken yatağa düştü.

"Baha... Git burdan."

"Uykum var..." 

"Kalk şurdan." diyip onu ittirmeye başladım. Birden bileğimden tutup beni de yatağa çekti. Ne olurdu ki bende özel güçler olsaydı... Ben kalkmaya çalışırken Baha kolunu boğazıma dayamıştı ve yüzüstü yatıyordu.

"Baha! Kalk! Ev yanıyor!" dediğimde sesimde gerçekci bir telaş vardı. İnanmasını umud ederek kalkmaya çalıştım. Kolunu boğazımdan hemen çekerek kalktı ve belimden tutup arkasına çekti. Hop hop hop... 

"Baha hadi git..."

"Uyumama izin verecekmisin?"

"Evinde tabii"

"Ben burada uyumak istiyorum."

"Git. Yatağında. Uyu. Bertuğ. Uyanacak."

"Tamam... ama bir şart ile..."

"Ne var..."

"Biziim okula geleceksiniz." Ah! Başım...

"Tamam hadi uykum var sonra konuşuruz." dedim ve pencereyi açtım. Gülümseyerek pencereden çıktı ve:

"İyi geceler Cici Kız" 

"Sana da..." dediğimde o çoktan aşağı inmişti. Başım... Çok ağrıyor hemen uyusam iyi olur.

--

Gün ışığının odamdaki renkleri aydınlattığında uyanmam gerektiğini anladım. Yatarken  odamda biraz göz gezdirdim...  Güneş ışığı odamdaki Turuncu ve Sarı renkleri daha da canlı gösteriyordu... Şu okul meselesini düşünmem gerekiyor... Hemen kalkıp banyoya doğru ilerledim. İşlerimi hallettikden sonra aynaya baktım. Cidden dinlenmem gerekiyor...

Aşağı indiğimde Bertuğ yine masada oturmuş gazete okuyordu.

"Günaydın... Yine gazetedeyiz. Haber başlığı 'Gizemli Yangın: 2 Ölü' " dediğinde adımlarımı hızlılaştırdım ve masaya doğru gelip oturdum. Saate baktığımda tam 12:00'dı bu iyi...

"Günaydın tatlım...Ben de seni çok seviyorum." diyerek alay ettim ve uzanıp yanağını öptüm.

"Bertuğ?"

"Efendim abla." dediğinde neşesi yerine gelmişti.

"Okula gitmek... Okula gitmek istermisin?" dediğimde ağzı 'o' şeklini almıştı ama sonra gülmeye başladı. Bu komik miydi?

"Elbette isterim. Ama... Neden soruyorsun ki?"

"Şey görev için okula gitmemiz gerekebilir de... Baha'ların okuluna." diyerek ağzıma bir peynir attım.

"Görev için mi?" dediğinde yüzünde çok büyük bir hayal kırıklığı vardı. Onu üzmek istemiyorum. O hep normal bir hayat istemişti ama bizim için normal diye birşey yoktu... Sözlüğümüzde o kelimenin anlamı yoktu. Hayat neredeyse bize kurulmuş bir komplo iken biz normal olamazdık...

"Ama yine güzel olacak... Sen 11. sınıf ben de 12. sınıf olarak okuyacağız... Belki arkadaşların olur." dediğimde kendi söylediklerime ben bile inanmıyordum... Bu yolda arkadaş diye birşey yok. Biz yalnızız biz bizeyiz... KEndimizden başka güveneceğimiz kimse olamaz bizim...

"Bu söylediğine inanıyormusun? Arkadaşım olabilir mi?"

"Hayır." dedim soğukca...

"Tamam... O zaman karşında 11. sınıf öğrencisi var tatlım." Kabul etti mi? Bu çocuk sandığımdan daha da güçlü...

"Tamam o zaman birkaç gün sonra başlıyoruz."

"Tamam." dedi ve yemeğine geri döndü.

Her ne kadar anormal olsak bile sana normal bir hayat vermeye çalışacağım... Ama başarabileceğimi söylemedim. Sadece İYİ BİR SONUÇ İSTİYORUM...

-- Merhaba. Umarım güzel bir kitap olur aklımda hiç öyle yüzlerce okuyucu falan yok... Ama ben yazmaya devam edeceğim çünkü gerçekten hoşuma gidiyor. Eğer görüşlerinizi bildirirseniz... Çok memnun kalırım. Bu ilk okuyucularımdan olan 'meydey333' yani Merve'ye gelsin. Seviliyorsun ve her ne kadar yeme desen de ben seni yirim --

İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin