İntikam -9-

768 51 2
                                    

Neler oluyor burada?

"Neden buradasın?" dedim yerimde sakince durmaya çalışıp.

"Konuşmaya geldim... Merak etme, öldürmem." silahını çekti ve kalkıp başka bir koltuğa oturdu. Murat abiye başımla 'git' işareti yaptım ve Batu'nun karşısındaki koltuğa oturdum.

"Ne konuşacaksın?" dedim bunalmış bir şekilde... Gerçekten canımı sıkıyor bu çocuk. Yarın bir de evlerine gidicem. Zaten bendeki şans da...

"Ne yani? Birşeyler ikram etmeyecekmisiniz?" dediğinde 'Zıkkım iç!' dememek için dudaklarımıbirbirine bastırdım ve gülümsemeye çalışarak Bertuğ'a seslendim.

"Kardeşim  2 tane nescafe yaparmısın?" 

"Tamam.Abla." diyerek kapının önünden ayrılıp mutfağa doğru yürümeye başladı Bertuğ. Kafamı kapıdan ayırıp Batu'ya çevirdiğimde yüzünde anlam veremediğim bir gülümseme vardı ama acı çektiğini anlayabiliyordum... Biri bunu dövmüş olmalı. Hoşuma gitmedi desem yalan olurdu...

"Seni dinliyorum Duygu... Yoksa Sedef mi demeliyim." dediğinde düşüncelerimden arınıp ona baktım.

"Ne söylememi bekliyorsun?"

"Aklında birkaç soru var gibi..." güldüm.

"Evet. Mesela... Kim seni dövdü?" dediğimde gülümsemesi yüzünde dondu sonra daha da şeytani bir gülümsemeye döndü. Neler düşünüyor bu böyle. Ben dalmış olmalıyım ki biri beni omzumdan tutup sallıyarak konuşmaya çalışıyordu. Kimin salladığına bakmak için döndüğümde elinde nescafe bardağı ile bekleyen Bertuğ'u gördüm. Gözlerindeki korku biraz olsun hafiflemişti. Elinden bardağı aldım ve gülümsedim o da tebessüm ettikten sonra birşey demeden gitti.

"Bence biliyorsun." dediğinde kafamı kapıdan Batu'ya doğru çevirdim. Ne demeye çalışıyordu bu? Gerçi Baha'yı kastediyor olabilirdi... Evet sanırım Baha yaptı. Nasıl  düşünemedim?

"Pekala... Niye buradasın?" dediğimde parmaklarını bardağım üst tarafında gezdirip bir yudum aldıktan sonra gülümsedi.

"Zevkin güzelmiş... Ben de hep bundan alırım." 

"Teşekkür ederim. Konu caydırmaların bittiyse anlamlı bir cevap almak isterim." dedim ben de bir yudum aldıktan sonra. Yerinde biraz doğruldu ve tam gözlerimin içine baktı. Gözlerinden biri mavi diğeri kahverengiydi... Böyle insanlar tanıyordum ama hiç yakından görmemiştim açıkçası... İtiraf etmek gerekirse... Hoşuma gitmişti.

"Çok fazla düşünüyorsun. Gözlerinden okunuyor..." dediğinde gözlerimi kaçırdım ve bardağa doğru baktım... Gerçekten bu kadar kolay anlaşılıyormuydu? Bir yudum alıp ona yavaşca baktım.

"Neden. Buradasın. Cevap. İstiyorum." dedim tüm kelimelerin üzerine basa basa. Güldü. Gülünce gözleri kısılıyor ve hafiften de gamzesi çıkıyordu ve lanet olsun ki bu çok hoştu.

"Biliyorsun... Yarın bizimle akşam yemeğine davetlisin. Ve ben yarına kadar bekleyemedim çok özledim seni arkadaşım." dedi ve bir yudum daha alıp arkasına yaslandı. Bu da ne demek oluyor?

"Bak bunlara ayıracak vaktim yok. Sadede gel ve sonra da defolup git!" dedim yerimde doğurularak.

"Hey. Sakin ol... Arkadaşca sohbet ediyoruz burada." Ne? Abimin kafasına silah dayadın(!) Bu mu senin arkadaşca sohbetin?

"Ne yaparsan yap... Sakın babamın seni sevmesine izin verme." dediğinde ne demek istediğini anladım. Babası beni severse benimle daha çok ilgilenirdi. Akşam yemekleri... Okul görüşmeleri... Hah! Bir de okul meselesi vardı değil mi?

"Ne demek istediğini anlamıyorum." diyerek ufak bir yalan söyledim.

"Bence anladın... Ve. Partideki şovunuz çok güzeldi. Senin yüzünden 2 adamımı kaybettim. Bunun bedelini ödiyeceksin. Ayrıca malesef babamı çok etkilemişsin... Adam seni sorup duruyor(!) Sürekli senden bahsediyor... Yeni tanıştınız ama bana seni övüp duruyor. Buna bir son ver!" Bedelini ödeyecekmişim... Çok beklersin. Bu adamın beni sevmesi daha iyiydi ona daha çok yaklaşırdım. Daha kolay öldürürdüm...

"Nasıl son veririm bilmiyorum... Neticede ben hedefleri harika olan ve seninle aynı sınıfta okıyan bir örnek öğrenciyim." tekrar güldü.

"Bizim okula mı gelmeyi düşünüyorsun?" dediğinde çok alaycı bir ifade kullanmıştı. Cidiyetini gizlemek için kullanmıştı bu ifadeyi bunu anlayabiliyorum.

"Düşünmüyorum.... Geleceğim bunu biliyorum." dediğimde bizi dinleyen Murat abinin yüzünü merak etmedim değil ama... Yapmak zorundaydım. Tekrar güldü bardaktan bir yudum daha aldı.

"Bu... Bu güzel. Umarım sınıfa çabuk alışırsın. SINIF ARKADAŞIM(!)" dediğinde sesinde büyük bir öfke vardı. Anlaşılan bir dengesizle daha uğraşacaktım. Ne kadar da harika(!) Ayağa kalktığında ben de kalktım. 

"Elinize sağlık. Çok güzeldi... Birdaha gelmek isterim." dediğinde Bertuğ gelipelimizdeki bardakları aldı. Resmen hizmetçilik yapıyordu... Batu kendi bardağını götürebilirdi(!)

"Teşekkür ederiz. Çok hoşsohbet bir insansınız... Birdaha gelmenizi iple çekiyor olacağım." dedim ve kulağına eğilip.

"Birdaha gelme yoksa bu son dayak yiyişin olmaz." dedim ve gülümseyerek:

"Kapıya kadar eşlik edeyim." dedim. 

Kapıya geldiğimizde kulağıma eğilip:

"Cesur ve iddialısın... Bunu sevdim. Seninle çok işimiz var..." dedi ve göz kırpıp kapıdan çıkıp gitti. Arkama döndüğümde bana merakla bakan 2 çift göz gördüm. Bertuğ çok şaşırmasa da Murat abi...

"Sonra anlatırım..." dedim ve içeri doğru yürüdüm. Murat abi salonun kapısında beni durdurdu ve hiö tahmin etmeyeceğim o hareketi yaptı...  Bana Sarıldı.

-- Merhaba. Yine ben...  Lütfen bölümler hakkındaki görüşlerinizi yorum yaparak bildiriniz. Ve oy vermeyi unutmayınız... Çok teşekkür ederim.--

İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin