İntikam -14-

619 27 8
                                    

Pekala... Bunu yapabilirim. Evet, bunu yapabilirim...

Yatağımdan kalkıp hemen banyoya ilerledim. İşlerimi hallettikten sonra aldığımız okul formalarını gıyındım saçımı taradım ve çabucak aşağı indim. Bu da ne böyle? Bertuğ salonun tam ortasında pantolonunu giyinmeye çalışıyordu... Ağzında gazete elinde de diş fırçası vardı. Beni gördüğünde gazetesini yere attı ve giyinmeyi bıraktı.

"Bu. Gün. Okulun. İlk. Günü. Hazır. Mısın. Abla?" Tamam artık yardım edebilirdim... Yanına gittip elinden diş fırçasını aldım. Pantolonunu giyince okul formasının üstünü verdim ve giyinmesine yardım ettim. Diş fırçasını gözünün önünde sallayarak 'banyoya koy' işareti yaptım. Artık hazırdık. Kahvaltı yaptık ve tekrar bi banyoya ziyaretten sonra kapının önüne gelen servise doğru koştuk. Biraz... Sadece biraz, hızlı değil miydik?

Servise bindiğimizde bazı çocukların gözleri bize çevrildi. Sanki her adımımız izleniyor gibi. Kötü bir his... Gözlerim boş yer araken Bertuğ bir çocuğun yanına oturmuştu bile. Arkadan bir kız bana eliyle 'Gel' işareti yaptığında gülümsedim ve oraya doğru gittim. Gülümseyerek yanına oturduğumda ona bakışlarımla 'Teşekkür ederim' dedim.

"Merhaba. Ben Cansu... Yeni geldiniz galiba?" Tekrar başımı ona çevirdim ve gülerek:

"Ben de Duygu. Evet... Yeni geldik." elini uzattığında gülümseyerek sıktım.

"Tanıştığımıza memnun oldum Duygu... Umarım çabuk alışırsın. Hangi sınıftasın?" Murat abi bana 12/D Bertuğ'a da 11/C dediğini hatırlayarak

"12/D sanırım..."

"İnanamıyorum, aynı sınfıtayız. Ayrıca okulun tüm popülerleri ile aynı sınıftasın... Çok şanslıyız." Bu kız fazla hayat dolu(!)  Aynı sınıftayız... Pekala bir kaç arkadaş edinmenin zararı olmaz. Değil mi?

"Çok sevindim. Ama seninle aynı sınıfta olduğuma... Popülerlik falan hiç ilgilenmiyorum." Gözleri birden daha da belirginleşti. Ne? Sevinmişmiydi?

"Bu... Bu harika birşey. Benim de onlarla bir ilgim yok. Ama bu okula gelen kızlar biraz... Ne bileyim popülerliğe düşkün oluyor ve onlara gıcık kapıyorum. Senin de onlardan olmadığına sevindim. Sınavı geçtin artık en iyi arkadaşımsın." diyerek bana sarıldı. Neler oluyor burada böyle?

Kısa süre sonra o kocaman binaya gelmiştik. Kalkıp Bertuğ'a baktığımda yanındaki çocuk ile birşeyler konuşup gülüyordu. Arkadaş edinme konusunda ondan yardım alsam iyi olur... Yani herkes gelip 'Artık en iyi arkadaşımsın' diyip sarılacak değildi ya...

Dışarı çıktığımızda Cansu koluma girdi hemen. Bertuğ bana sorar gözlerle baktığında kafamı 'Bişey yok...' dercesine salladım. Bertuğ'un yanındaki çocuk Bertuğ'dan biraz daha uzundu. Espirili bir tipe benziyordu. Kolunu Bertuğ'un omzuna attı ve tekrar konuşmaya başladı.

"O... Kardeşim Mert." Cansu'ya döndüm.  Anlamadığımı fark edince tekrar konuşmaya başladı.

"2 saattir baktığın çocuk, o benim kardeşim. Adı Mert benden bir yaş küçük... Yanındaki çocuk senle birlikte binmişti servise. Sevgilin mi?" dediğinde gülmemek için dudaklarımı bastırdım. Ne yaptığımı fark edince omzuma yumruk attı.

"Acıttı(!)" dedim gülerek...

"Neden gülüyorsun? Sevgilin değil mi?" dediğinde başımı 'Hayır' anlamında salladım.

"O benim kardeşim... Ve umarım allah onun sevgilisi olacak canlıya yardım eder."  Güldü. Bu gerçekten benim çoğunlukla Bertuğ'da gördüğüm o içten gülümsemeler gibiydi. 

"Abla ben sınıfa gidiyorum. Görüşürüz..." Bertuğ'a döndüm ve el salladım. Arkasını döndüğünde Cansu kolumu çekiştirdi ve yürümeye başladı.

"Mert bana hiç abla demez biliyor musun?"  Bu kız herşeye böyle gülüyormu?

"Neden ki?"

"Bilmem... Hep kavga ederiz. Çok gıcık bir kişiliği var(!)" dediğinde güldüm. Bu kardeşleri hiç bir zaman anlayamayacağım galiba... Biz hiç kavga etmeyiz. Düşündüm de belki bu birbirimizden başka kimsemiz olmadığı içindir. 

Sınıfa gelene kadar birsürü koridor ve meraklı gözleri geride bırakmıştık. Ne? Okula hiç yeni öğrenciler gelmiyor mu? Sınıfa girdiğimde Melek tahtanın önünde bir konuşma yapıyordu. Girdiğimizde bizi fark edip hemen yanımıza geldi. Güler yüzü Cansu'yu gördüğünde aniden dondu kaldı.

"Duygu? Hoşgeldin..."diyerek Cansu'yu itip bana sarıldı. Ne yapacağımı bilmediğimde ben de ona sarıldım. Bir kaç saniye sonra onu ittirmeyi başarabilmiştim.

"Cansu... Günaydın." dedi Cansu'ya bakarken. Gözlerindeki o şey de neydi? İğrenir gibi bir ifade vardı. Bu yanlış...

"Sana da Melek." Cansu Melek'in aksine gülüsüyordu. Ne olmuş olabilir ki aralarında? 

"İstediğin yere oturabilirsin Baha ve Batu birazdan gelir." Melek geldiği tahtanın önüne tekrar döndü ve konuşmaya kaldığı yerden devam etmeye çalıştı.

"Vay canına... Melek'i tanıyorsun. Baha ve Batu'yu da..." Cansu hafif kıkırdayarak beni bir sıraya doğru çekiştirdi. Galiba onun sırasıydı ve yanyana oturacaktık. Bana uyar... Bilgiden zarar gelmez.

"Evet. Baha çocukluk arkadaşım... Batu'yla ve Melek ile yeni tanıştım. Söylesene aranızda ne oldu?" gülümsemesi yüzünde dondu kaldı. Ne dedim ki?

"Baha ile çocukluk arkadaşımısın?" Ne? Garip miydi? 'Evet' anlamında başımı salladım. Ağzı 'O' şeklini alırken ben de ne olduğunu anlamadım ifadesini takınıyordum.

"Baha ile kimse arkadaş olmaz. Sınıfın en korkulan çocuğu... Hatta okulun. Okulun çetelerinden birinin başkanı. Batu ile araları iyi de değil... Nasıl oldu da o ortama düştün sen?" 

"Hiç sorma..." Biri omzuma dokununca arkama döndüm. Baha dik dik bana bakıyordu. Gözlerinden resmen ateşler fışkırıyordu... NE OLUYOR BU CEHENNEMDE?

"Be- Ben... Ben gidiyim? siz konuşun...." Cansu hemen kalktı ve yanımızdan ayrıldı. Tabi ayrılırken kulağıma 'Birşey Olursa Bağır Hemen gelirim' demeyi ihmal etmemişti. 

Baha'ya gülerek baktım.

"Yine ne yaptın?" 

"Neden ona arkadaş olduğumuzu söyledin?!" Neden bu kadar sinirlendi ki?

"Aslına bakarsan Melek Cansu yanımızdayken 'Baha ve Batu birazdan gelir' dediğinden..." Baha tam gidecek gibi olduğunda kolunu tuttum. Ne oluyor ki?

"Bırak!" diye bağırdı sertçe. Ne oluyor buna böyle?

"Dur. Gel... Konuşalım. Ne oluyor?" diye sessizce onu sakinleştirmeye çalıştım. Bunları dedikten sonra biraz daha sakinleşmişti...

"Okuldan sonra... Ama şimdilik Melek ile çok konuşma ve görülme... Benden bahsetme Batu'ya yaklaşma. Arkadaş edin çevren olsun ve insanlar sana güvensin. Sonra herşeyi halledicem."

İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin