"Nişanında yüzüklerin olduğu tepsiyi ben tuttum. Ev eşyaları damatlığı alınırken hep ben vardım yanından. Evini yerleştirirken ben yardım ettim. Kına gecesinin olacağı gün bana dedi ki ben kuaförden geç çıkarım sen eve git annemle misafirleri karşıla. Ben "Kuaföre benimle gel" demesini beklerken "Eve git" dedi. Dedim "Neyse sus çocuğun en mutlu günü bir laf edip kırma şimdi" . Ki ben o gün işten geç çıktığım için kuaföre gidemedim eve gidip misafir karşıladım. Tüm kına gecesi boyu misafirlere ikram yaptım çay getirdim börek götürdüm. Ben boş tabakları toplarken bir baktım kına yakılacak kızlar taçları takmışlar kınayı çıkarıyorlar. Benim orada olmadığım farkedilmemiş bile. Hatta bilin bakalım ne olmuş bana taç kalmamış. Kına yakılırken annesinden çok ben ağladım. Düğününden sonra arayıp sormayı kesti. Kesti demeyeyim de her gün arayan insan ayda bir aramaya başladı. Ben aradığımda nasılsın iyi misinden öteye giden sohbet etmedi. Bu süreçte sadece bir defa sitem ettim. "Hastayım" dedim sana nasıl oldun diye sormadın, "Mutsuzum" dedim sormadın, iş değiştirdim "Yeni işin nasıl memnun musun?" demedin. Kirishima da bana hak verdi hatta. "İhmal ediyorsun"dedi. "Sarılmalar , seni seviyorum, özür dilerim, hiç farkında değilim, daha dikkatli olacağım, telafi edeceğim" demeler.. Sonra ne oldu, tabi ki eski tas eski hamam, yine aramadı.""Mina, bak açıklayab--"
"Önce sevgili yapınca sevgilisinden fırsat bulamayıp görüşme/konuşma sıklığımız azaldı, ulan daha üç beş gün önce her günümüz beraber geçiyordu motoru bozsak haberimiz oluyordu 3 günde ne ara sattın lan pezevenk diye içimden geçirdim, (ama sevgilisinin kankalarıyla vakit geçirmek için her zaman vakti vardı) sonra işler ciddiye binince bizim aramalarımıza dahi geri dönmedi ki zaten onun arama ihtimalinden işi düşmedikçe zaten vazgeçmiştim.
Ama noolur? Gün gelir devran döner, horoz domalır tavuk gömer, işi düştüğünde 'Kankaaaa ben çok kötüyüüaağm', 'Kankaaa gecelere mi aksak', 'Ya kanki sen niye hiç arayıp sormuyosun aşk olsun sattın mı beni' diye götümüzde dolanmaya başlar.
Yapılması gereken, o göte sağlamından bir tekme de bizim basmamız.
Akıllansın pezevenk. İnsanların işine gelince "Kanka" işi bitince "Ya boşver şu salağı" olmadığını anlasın.Kimse demiyor, eski samimiyet kalsın, 24 saati beraber geçirelim falan. Ama yani hal hatır sormak, arada bir kahve falan içmeye çıkmak bu kadar zor olmasa gerek. Sıçmaya da sevgilinle gitmeyiver amk! "
"Burada olduğumun farkında mısın Sero? "
"Sorun arayıp sormaması değil. Keşke komple arayıp sormasalar, selam sabah kesilse, herkes yoluna giderken onlar da güzel birer anı olarak arada aklımıza gelseler. Oysa ki, evlenen arkadaş o arkadaşlığı bir güzel piç eder. Sıkıntı burada başlar.
Arayıp sorar, yılda bir iki kere. Sizi ve yedi diğer evli çifti de davet ettiği bir toplantıya çağırmak için. Önce arkadaşınızın sizin samimi bile olmadığınız evlilerin harika hayatları konseptli bir toplantıdan çok hoşnut olmayacak bir bekar olmanızı düşünmemesi, bunu düşünüecek kadar bir yerinizin olmadığını fark etmeniz koyar. Sonra düşünürsünüz, zaten nişanlılıklarından beri hemen hemen her buluşmanıza kocasını ve hatta kocasının çevresini de dahil etmiştir. Yani sizi, kocalandıktan beri hep "Araya sıkıştırmıştır". "Eh madem, ben de gitmeyeyim" demelisiniz değil mi? Yok, öyle, kolay bırakmazlar insanı bu networking çağında. O arkadaşlık bütün samimiyetsizliğiyle sürdürülecek. Çünkü ilişiği keserseniz, başkalarının mutluluğunu kaldıramayan, asosyal, hayırsız vs vs, bir "Cadı" ilan edileceksinizdir. Bütün bunlarla uğraşmayı göze alamayınca da, öyle yılda bir iki kere, onun evli sizinse bekar olduğunuzun altına çizen, kalabalık ve konuşma sırasının asla size gelmediği performanslarda arkadaşınızın evlilik halini seyredersiniz. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
×ᴘsʏᴄʜᴏʟᴏɢɪᴄᴀʟ sᴜᴘᴘᴏʀᴛ ʟɪɴᴇ×
Non-Fiction❝ Kirishima Eijirou × Bakugou Katsuki ❞ ☼ Bakugou Katsuki'de bu Destek Hattının paralı çalışanlarından birisidir. Borçlarını ödeyebilmek için, insanları dinledikten sonra, anlattıkları şeyleri unutup, akşam evine geri dönmektedi...