Masmavi yatağın içinde sanki bulutların üzerindeymiş gibi hissediyordu en son ne zaman bu kadar güzel bir uyku aldığını bilmiyordu bir anda gözleri açıldı eli cebindeki telefonuna gitti saate baktı öglen ikiyi gösteriyordu telefondaki dijital saat hızla yataktan kalktı ve hazırlanmaya başladı günlük kıyafetlerini giydi fakat görüşmeye üstündeki kıyafetlerle gitmeyecekti odasından telaşla çıktı çantasını arıyordu evde kimse yok gibiydi hemen oturma odasına yöneldi en son oraya bıraktığını hatırlıyordu evet oradaydi tek kolu kırık olan çekyatta duruyordu çantasını kaptığı gibi dışarı çıkması bir oldu. Yokuş bir mevkide bulunan ev onun koşmasın zorlaştırıyordu en sonunda ulaştığı arabasının kapısını anahtarı ile açarak içine bindi çantasını yan koltuğa koydu ve anahtarı kontağa sokarak gideceği mevkiye yani büyük evine yöneldi. Seulde trafik sıkışıktı o ise sıcaktan bunalmış bir halde intikam planından vaz geçmeyi düşünüyordu alnındaki teri sildi ileriye doğru bakarken yanından geçen ambulansın sesi ile dikkatini toplayarak ambulansın peşinden ilerlemeye başladı sonunda oto yoldan çıkıp evine varabilimişti. Torpidoyu açıp içindeki otomatik garaj anahtarıyla garajın kapısını açtı. Arabayı park edip evinin içine girdiği gibi odasına çıktı kıyafet dolabına bakarken programın İnternet sitesine girip namjoon un kriterlerine bakmaya başladı " sevimli ve sexy evet biraz garip bir ikili ama ben hem sevimli hem sexy olan bir kadınla evlenmek isterim... Kitap okumayı sevmeli ki akşamlarımız şömine karşısında kitap okurken geçmeli... Zeki bir kadın olmalı ki bazı konuları tartışabilmeliyiz şayet böyle bir kadın varsa tanışabilmeyi çok isterim " sinsice gülümseyip kendi kendine" evet öyle bir kadın var ama sana çok çektirecek " dedi ve beyaz bir sıfır kollu ve mavi kot pantolon giydi üzerine de gri uzun bir hırka geçirip direk çantasını kaptı tam odadan çıkacaktı ki odasında bulunan makyaj masasındaki aynada yansımasını gördü ve makyaj yapmamış olduğu aklına geldi anında gözleri büyüdü
Makyaj masasına doğru ilerliyip kendisinin doğal görünmesini sağlayan bir makyaj yaptı. Aynadaki yansımasına bakıp gülümsedi elini saçlarına doğru kaldırdı yavaşça saç lastiğini çekti saçlarını özgürlüğe kavuşturdu. Zaten güzel bir kadın olan hye min şimdi bir model gibi duruyordu telefonuna gelen mesaj ile kendi yansımasına bakmayı kesti hala cebinde olan telefonunu çıkartıp gelen mesaja baktı mesaj programın sitesindendi buluşmaya sadece 20 dakika kalmıştı elindeki telefonu çantasına atıp hızlıca odadan çıktı dış kapıyı açıp dışarı çıktı hızlıca kapıyı kilitleyip telefonunda bulunan taksi uygulamasından taksi çağırdı. Bu gece fena şeyler olacaktı planını yavaş yavaş işleme sokmaya çalışıyordu kim namjoon dan bütün kadınların intikamını alacaktı yani o öyle düşünüyordu fakat işin sonunda neler olacağını kimse tahmin edemeyecekti aradan beş dakika geçtikten sonra taksisi geldi. Onu bekleyen araca binip Cafenin yerini söyledi taksiyi süren şoför bu kadının güzelliğine hayran kalmıştı sürekli aynadan ona bakıp bakıp duruyordu ama kadın bunun farkında bile değildi aklında kurduğu planı daha da kusursuzlaştırmaya çalışıyordu on dakika içerisinde cafenin önündeydi artık kalbi hızla atıyor nefesi kesiliyormuş gibi zor nefes alıyordu. Taksiciye parasını verip taksiden hızla indi küçük klasik bir cafeydi burası cam içeriyi gösteren kapıyi açarak içeriye adımını attı ortamı inceledi kahverengi masalar kahverengi sandalyeler vardı üzerinde kenarları ayrı ayrı motifli masa örtüleri vardı sanki sıcacık bir ev ortamındaymış gibiydi. Namjoon u hemen fark etti ama o hala onu fark etmemişti hızla onun masasına ilerledi aynı zamanda onu inceliyordu kahverengi ve gri bir kazak gri bir kot pantolon giymişti bu her ne kadar kabul etmek istemese de hye min' e göre onu yakışıklı göstermişti. Masaya oturup gülümseyerek " merhaba ben kim hye min" dedi namjoon etrafı inceleyen bakışlarını hye min 'e çevirdi onu baştan ayağa süzdü hafif bir tebessüm ederek "merhaba ben kim nam joon büyük ihtimalle zaten beni tanıyorsun" dedi hafif kibirli bir sesle bu hye min' i biraz çıldırtmıştı fakat sesine sakın bir tını vererek " peki nam joon ne iş yapıyorsun?" diye sordu karşındaki adamda soğuk bir sesle cevap verdi işinin sorulmasını sevmezdi " ben bir chaebol' um kendime ait 6 şirketi var aileme ait ama benim adıma kayıtlı 4 şirketim daha var" dedi yine kibirle hye min telefonunu çıkartıp ses kaydı düğmesine bastı sanki mesajlara bakıyormuş gibi yaparak sonra telefonun kapatma tuşuna bastı ve masaya koydu telefonu tekrar gülümsedi "ben de bir webtoon şirketinde genel müdürüm" dedi her cümlesinin sonunda büyük bir gülümseme oturuyordu dudaklarına nam joon bir kahkaha patlattı alay edercesine "Webtoon mu?" nam joon bu kadını sevmişti "peki ne mezunusun?" diye bir soru yöneltti. Derken konu konuyu açtı yuvarlak masada oturan bu iki kişinin arasındaki çekim çok fark edilir cinstendi o cafede kahve içtiler ve aynı zamanda akşam yemeyini de yediler birbirlerine bakıp sürekli gülümsüyorlardi ama bu gülümseme gerçek bir gülümsemeyi ne yapmacık nede geçiciydi o gülümseme onlarla sonsuza dek kalıcaktı orada. Garson sinirle hesabı önlerine koydu dişlerini sıkarak "kapatıyoruz artık kalkın ve hesabı ödeyin" dedi zaman ne hızlı akıp gitmişti ne zaman akşam olmuştu ikisi de bilmiyordu. Nam joon kalktı ve hesaba göz attı cüzdanında parayı çıkartıp koydu hye min e dönüp " hadi seni eve bırakıyım" dedi o ise istekli görünmemek için "hayır cidden gerek yok taksiyle giderim ben" dedi nam joon onun çantasını aldı ve" hadi gidiyoruz " dedi hye min şaşkınlıkla masadaki telefonunu alıp onun peşinden gitti dışarıda yağmur yağıyordu nam joon arabaya binmiş onu bekliyordu hye min hızlı bir şekilde arabaya bindi ve nam joon a döndü nam joon da ona bakıyordu bir süre bakıştılar birbirlerine doğru yaklaştılar hye min bir anda planını aklına getirdi böyle olmamalıydı bu adamı üzmek için gelmişti ona aşık olmak için değil o kadar yaklaşmıştılar ki dudakları neredeyse birbirine değecekti nam joon un gözleri kapandı hye min onu durduran kişi oldu elini onun dudaklarının üzerine koyup bütün büyüyü bozdu. Nam joon kendi kendine kızarak anahtarı kontağa taktı hye min e evini sordu ve onlar evin önüne gelene kadar kimse konuşmadı. Hye min sessizliği bozan taraf oldu "işte evim burada" dedi nam joon a sarılmak için eğildiğinde saatindeki keskin ve dışta kalan bir kışın nam joonun elinin kesilmesini sağladı sanki bütün evren onların birlikte kalmalarını ve hiç ayrılmamalarını istiyordu. Hye min "ah iyimisin hemen eve gidelim pansuman malzemeleri vardı bu eski bir saat yani enfeksiyon kapabilirsin" hızlı hızlı konuşuyordu çok endişelenmişti planını unutmustu hızlıca arabadan indiler o evin kapısını açarken nam joon arabanın kapısını kilitliyordu senkronize hareket ediyorlardı farkında olmadan evden içeri girdiler hye min arkasını döndü amacı kapıyı kilitlemekti ama ne olduğunu anlamadan kendisini kapı ile namjoon un arasında buldu nam joon artık kendini tutamiyordu tek hamlede hye min in dudaklarına yapıştı ikisi aralarındaki uyum ve bağ o kadar güçlüydü ki ayrılmak istemiyorlardı nefes nefese geri çekildiler hye min nam joonun elinden tutup onu yatak odasına çıkardı ikisi de ayrı kalmaya dayanamıyordu işte o gece tek vücut oldular hye min in aklına ne plan gelmişti ne de korunmak...Yeni bir bölümle karşınızdayım umarım keyifle okursunuz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bts fanfic
Hayran KurguHayalperest bir yazarım ve arkadaşlarımın zoru ile sürekli bts e fic yazıyordum birlikte olduğumuz zamanımız bize yetmemeye başlayınca wattpad de yazmaya başladım umarım beğenirsiniz...