Ufkun üzerinden kafasını uzatan parlak ışıklar odasını biraz olsun aydınlatırken, duvar saatine baktı; saat sabahın 6.30'uydu. Sol eliyle başını okşarken ağrıyan başına lanetler okuyordu içinden, alfa. Uyuyamamıştı bir türlü.
Sonunda oflayarak yataktan kalktı. Sağa sola dönmekten dağılmış saçlarını eliyle düzeltirken banyoya ilerledi. Önce yüzünü yıkadı, daha sonra içindeki sıkıntıyı atmak için pencereden dışarı göz attı ama sessizlik ve koca gökyüzünden başka hiçbir şey bulamadı. Dışarıya bomboş baktığı birkaç dakikadan sonra kendini şövalesinin üzerinde yarım kalmış resmin önünde buldu. Tamamlanmamış ve belki de asla tamamlanmayacak bir manzara resmiydi. Sonunu bir türlü getiremiyordu. Ne zaman tuvalin başına geçse çizmek istediği tek şey vardı, mavi gözlü omega.
Yarım kalan tuvali indirdi ve yerine boş olan bir tanesini koydu. Önündeki tabureye oturarak bir dakika kadar boş tuvale dikti gözlerini. O'nu çizecekti, rüyalarına sızan ufak omegayı. Fırçayı boyaya daldırdı ve çizmeye başladı. Her bir ayrıntısını atlamadan, rüyasında gördüğü her halini çizmişti şu ana dek. Taş köprü üzerinde papatyaları koklarkenki halini, nehir kenarına uzanmış gökyüzünü seyrederken gözlerinden düşen inci tanelerini, mavi gözlerini, ellerini, hepsini... Geçtiğimiz iki yılda alfa, hep ufak omegayı çizmişti.
"Oo, erkencisin. Bu sabahki keşif gezisi için bu kadar heyecanlı olacağını tahmin etmemiştim."
Kim olduğuna dönüp bakmadı alfa, bilhassa kokusundan beta Taemin'in geldiğini anlamıştı. Bir dakika durdu, elindeki boya fırçasını elleri arasında sıktı.
"Bu gece onu görmedim."
Taemin duyduğu şeye şaşırmıştı. Kollarını göğsünde birleştirdi ve kapı pervazına yaslanıp gözlerini yere indirdi. Bir şeyleri tartıyor gibiydi. Alfa son iki yıldır her gece aynı rüyayı, daha doğrusu aynı adamı görüyordu. Tekrar eden rüyalar hakkında kitaplar okumuştu ama bu ondan çok çok farklı bir şeydi. Alfa, o adamı her rüyasında görüyordu. Bilge Kyung bile şaşkındı bu olay karşısında. Fakat asıl şok edici olay: alfa, rüyalarında gördüğü adama mühürlenmişti. Tanrı aşkına! Rüyada görülen birine mühürlenmek mi?!
O gece Bilge Kyung, alfanın o adama mühürlendiğini anlatırken neredeyse dilini yutacaktı Taemin.
Kafasını kaldırdı. Çizimine devam eden alfanın yanına ilerledi ve tam yanında durdu.
"Dün akşam Yoona ile konuştuk. Bir kasa dalya yaprağı getirmiş, en sevdiğinden. "Bir süre bekledi beta, alfa çizmekte olduğu adamdan gözlerini ayırmamıştı. Derin bir nefes aldı konuşmaya başlamadan önce. " Bugünkü keşif gezisi Barkowski bölgesine çok yakın. Yoona'nın dediğine göre Barkowski bölgesinde yaşlı bir bilge varmış. " Alfa, yarım saattir uğraştığı çiziminden ilk kez başını kaldırdı.
"O bölgeye giriş iznimiz olmadığını biliyorsun. Bizden pek haz etmiyorlar. " Dedi henüz tamamlamış olduğu tuvalin başından kalkarken.
"Eveeet, bizi sevdiklerini söyleyemem ama Yoona'yı seviyorlar. Eğer kabul edersen birkaç saatlik konuşma izni alabileceğini söyledi. Yoona'yı bilirsin, bu işlerde iyidir."
Pencere önündeki mermere dayadı boyalı ellerini alfa. Sokaktaki kalabalığı izledi. Güneş doğmuştu. Gözlerini bir anlığına kapattı, derin bir hava soludu ve tekrar gözlerini açmadan önce söyledi.
" Tamam. Keşif gezisinden hemen sonraya alabiliyorsa alsın. "
~~~~~
"Sol tarafta anormal bir şey yok gibi."
Bir dakika kadar duraksadı. "Peki ya sağ taraf?"Uzun ve siyah saçları olan bir beta, iki veya üç kişinin bulunduğu gruptan ileri atıldı.
"Biri bölgemize izinsiz girmiş. Ormanın sağında yoğun bir şekilde kokusunu algıladım. Ve galiba yaralı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Je Suis Seul Ce Soir
FantastikOnu görmediği kısacık bir zaman yıllar gibi geliyordu. Ona dokunamıyordu, sesini duyamıyordu, kokusunu bilmiyordu ama izleyebiliyordu; gözlerini uykuya her kapattığında. Blackwell sürüsünün alfası Park Chanyeol, son iki yıldır rüyalarına sızan bir a...