Aslında çok büyük olmayan Astrahan kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen güçlü bir kentti. Atalarının topraklarını hiçbir zaman tamamen düşman kontrolüne kaptırmayan Tatarların toprakları. İçeride 9000 kişinin yaşadığını biliyorduk. Binbaşı olarak emir vermem gerektiğini de biliyordum fakat şöyle bir gerçek vardı. Oraya girmeme hem aklım hem kalbim karşı çıkıyordu. İçeride ne ile karşılaşıcağımızı biliyorduk aslında. Çünkü onlar çocukları ve kadınları ile birlikte tamamen kahramanlardı. Tüm hazırlıklarımızı tamamlayıp Yüzbaşı Nicola ile planları hazırlamaya başladık. Yüzbaşı Nicola Boğdan'da Türklere karşı büyük zaferler kazanmış gerçekten iyi bir askerdi. Planlarımıza göre geçitleri zırhlı birliklerle ele geçirip okçularımızla koruma altına alacaktık. Daha sonrası ise tüm Tatarların cayır cayır yanmasından ibaret olacaktı. Yüzbaşı sabaha karşı taarruza geçersek onları gafil avlayabileceğimizi söylemişti. Dediği gibi yaptık. Hücum borusu gün ağarırken çalındı ve askerler planlarımıza göre hareket ettiler. Başarıyla ilerliyorduk. Geçitler elimizdeydi fakat şöyle bir problem vardı. Etrafa baktığımda hiç bir Tatar göremiyordum. Acaba bu bir oyunmuydu. Astrahan önlerinde geldiğimizde olayı anlamıştık. Yoldan geçen Ermeni asıllı bir Rus bize, onların bu mevsimde Astrahan'ın doğusundakı dağlara çekildiğini ve talim yaptıklarını,şu dönemde kale içinin boş olduğunu anlattı. Askerlerimi yağma aşkıyla buralara kadar getirebilmiştim. İçeri girmemiz gerekirmiydi. Askerlerimin bir şeyler bularak bana inanmalarını istiyordum. Bunun için kararımı kale içine giriş yönünde kullandım. Girdiğimizde Tatar yatağanları, kaplar, giysiler vb. şeyler bulmuştuk. En azından yağma planımız altüst olmamıştı. Dönüş yolunda kimsenin bana karşı bir tavır almayacağını düşünmüştüm ama öyle olmadı. Bana karşı her zaman bir güvensizliğini hissettiğim Yüzbaşı Nicola planlar yapmaktaydı. Yazdığı mektuplar elime ulaşınca güven denilen şey bana uğramaz olmuştu. Çar'a yazılan mektuplarda benim Tatarlara haber gönderip kaçmalarını söylediğim onlara destek çıktığım vardı. Haklı gözükmesini sağlayacak delilleri de yok değildi. Çünkü babam bir Tatardı...