üç kumalı sitem (tamamlandı)

BÖLÜM 26🌹

Multimedya (barış ader)

Yaşadıklarım benim sınavımdı..
Kader konuşunca insan susramış..

İnsan susarmis ben sustum ben çok sustum kabul ettim amenna ama çok ağırdı yaşım 25 olmuştu yasadiklarim zaten binlerce 25 ederdi...

Bedirhan beni yasatiyordu büyütmedi yaşattı..

Konağa geldim sultan hanımı aradım terasta bedirhanin fotoğrafini almış ağlıyor ağıtlar yakıyordu yanına geldim fotoğrafı aldım elinden gözlerime baktı gözlerimde sorular vardı bana
"Nedir bu halın hem neredeydin sen"
"Halimi bırak nerdeydim desen ader konağında "
"Ne diye gittin ha delirdin "
"Oğlumu istedim ader kadından "
"Oda güldü halına değil seni dinlemedi değil axx axx sitem "
"Ben anayım anladın ben ana gittim yavrumu istedim"
"He kızım oda zaten altın tepside eline verdi değil kızım "
"Ana barış kim devran iti niye karsinini öldürdü anlat"
"Kim anlattı bunları sitem "
"Ana anlat dedim Firuz ağa anlatır yoksa"
"Ana dersin hanıma noldu "
"Konuyu değiştirme dedim analık edersin derdime ortaksin halimi anlar benim acımı paylaşırsın tamam ana şimdi barış kimdir nedir "
"Akillisin sitem haklısın adeleti seversin haklı haksizi ayirirsin sana guvenir anlatırım kızım sende dinle emi"
"Dinliyorum "

Anama baktım acı gözleri vardı ne anlatacakti yada aderler niye bu kadar bizimkileri ilgilendiriyordu açıkçası merak ediyordum yalnız içim de umut vardı biliyordum Bedirhana yaklaştım bir adım daha

"Yıllar önce rojdanin ablası vardı yani büyük kızım Havin seni rojdaya benzetiler ama hayır havine benziyordun yani devran ve ben ona benzetiyorduk yani ben benzetiyorsam devranda benzetir"

"Uzatma ana anlat benziyormusum sırf benzerlik yüzünden hayatım naf oldu hem noldu havine nerde rojdanin ablası mi var"

"Öldü evet vardı... Havin ve devran iki büyük sevdaliydi aderler ve şahtiyatlar izin vermedi bu sevdaya lanet ettiler iki büyük ağa Mirza bey ve devranin babası harun birbirini sevmiyordu Mirza beyin babası harun beyin büyük oğlunu vurdu kan davası ordan başladı havine ne kadar anlatsam da olmadı devran geldi tek başına istemeye havinim çok güzeldi boyluydu endami göz doyuran kızımdı benim devrana silah çekti rojhilat toydu o zaman Mirza bey durdurdu onu devrana size kız yok dedi devran sulh olur kan durur desede Mirza bey inat etti devran çıktı gitti evimize kadar gelen birine silah çekmek kahpelik olurdu.
Havin babasına bavo ben senin ayağına kadar getirdim sen olmaz dedin suçlusu ben değilim anlamamistik gece yarısı kaçmıştılar iki aşiret birbirine girdi ortalık kan gölü oldu en son Firuz ağa berdel olacak dedi oldu devranin gozbebegi olan zilşan behrama gelin gelecekti devran zilsani çok seviyordu evlendiği gün daha çok sevdi çünkü bacısı hem hayatını kurtardı hem onun için kendi hayatindan vazgeçti gelin geldi konağa havinde oraya gitti Behram kabul etti sevgi yoktu ama saygı çoktu aralarında Havin hamileydi doğum yaptı barışı dünyaya getirdi adını barış koydu ki bu çocuk bizi barıştırır diye sonra ben bütün aşiret zilşanin üzerine gittik kısır diye hamile kal diye behrama kuma al diye baskı yaptık Behram olmaz dedi kuma alırsam severek aşık olarak alırım dedi rojhilat ağabeyi gibi yaptı seni o yüzden aldı. Neyse zilşan artık dayanamadı odasına girdi sabah akşama kadar çıkmadı en son behrama git karını çağır dedim Behram kapıyı açtı ve ana diye bağırdı gittim zilşan kendini aşmış ve mosmor olmuştu..."

"Ana bu doğru mu niye ana neden yazık değildi "

"Çok yazikti zilşan kızın ruhu ve laneti hala konakta o yüzden mutlu olmaz konak acı icindeyim kızım durduk yerde canına kıydı Behram çok ağladı babasına töreye karşı geldi biz kısır dedik diyince bize o kısır değildi ben ona hiç dokunmadım ve ona birbirimizi sevene kadar dokunmam dedim oda kabul etti beni ataşa atmamak icin kendini yaktı zilşan bana resmen oğlumu tekrar bağışladı tabi önce Allah'ın emriyle töre behrami sürgün etti eger dedi gitmezsen ölürsün çünkü kadın onun yüzünden öldü bunu duyan aderler geldi ader kadın feryat figan ah ve beddua etti konağa yüreği yangın di devran geldi zilsani öyle görünce kendi evine gitti cinnet geçirip havini av silahıyla vurdu kanını aldı sandı ama canı gitti onunda Havin beynin yarısi dökülmüştü ortalığa bir günde iki konakta iki suçsuz iki masum hayat kayıp gitti devran 3 yıl ruh sağlığı hastanesinde kaldı ancak toparlandı barışı vermediler göstermediler yani sitem gelin barış ölse yine canımız olur ha barış değil başka ader olsun dersen imkansız en küçükten başlanır çünkü "!