ᚑBölüm 32ᚑ

7K 578 148
                                    

Sınıfta kendisi hakkında, orada olduğunu umursamadan dedikodusunu yapan insanlardan bıkınca çareyi kütüphaneye kaçmakta bulmuştu. Elinde gerekli test kitaplarıyla sakin bir şekilde koridorda yürürken bir yandan da oradan almayı planladığı kitabın yerini hatırlamaya çalışıyordu.

Merdiven olayından sonra ağzı olan Taehyung ve onun dedikodusunu yapmaya başlamıştı. Herkes öncesinde aralarında bir şeylerin geçtiğinden zaten emindi, bu da üzerine tuz biber olmuştu. İnsanlar şimdi de hâlâ birbirlerini unutamadıklarını düşünüyordu ve Jungkook bu durumdan çok rahatsızdı. Kendisini sevmeyen birine aşık olduğu için zaten canı yeteri kadar acıyordu, bir de neden deşeleyip yarasıyla oynuyorlardı ki?

Sessizce açtığı kütüphane kapısını arkasından geri kapatarak etrafında göz gezdirdi. En azından böyle sessiz bir yerde dedikodusunu yapamazlardı.

Boş bulduğu bir masaya ilerleyip yavaşça elindeki kitapları bıraktı ve ihtiyacı olan kitabı aramak için rafların arasında gezinmeye başladı.

Bunca olayın ardından başkanı olduğu kulüpten bile ayrılmak zorunda kalmıştı. O kadar çok üzerine geliyorlardı ki kendisinin yerinde başka biri olsa şimdiye intihar edeceğinden emindi. Ne ailesi tarafından sevilmişti bunca zaman, ne de çevresindeki insanlar tarafından. Şu an onunla konuşmaya devam eden bir Heena vardı, o da abisinin kendisini sevmediğini bilmiyormuş gibi ikisinin çok yakıştığından bahsedip duruyordu.

Doğru raflara geldiğini fark edince durdu ve gözleriyle dikkatle taradı. Uzun bakınmanın ardından kitabı üst raflardan birinde görmüştü.

Boyu uzun olabilirdi ama raflar da öyleydi. Parmaklarının ucunda yükselerek istediği kitaba ulaşmaya çalıştı. Eli değiyordu fakat tam anlamıyla tutamıyor ya da çekemiyordu. Alt raflardan birine tutunup daha da yükselmeye çalıştı. En azından yerinden oynatıp düşmesini sağlayabileceğini dünüşüyordu ve bunun için uzun bir uğraş vermişti.

Kütüphaneye sonradan girip herkesin korkudan yerine sinmesine neden olan Taehyung ise bebek gibi kütüphaneye kaçan ve bu şekilde kurtulabileceğini sanan aptallar yüzünden homurdanmakla meşguldü. Aradığı kişiyi bulmak için etrafına bakınarak gezerken ileride küçük olanın çabasını fark etmişti.

Sinirinin mucizevi bir şekilde yavaş yavaş kaybolduğunu hissetti. Karşısındaki manzara o kadar tatlı gelmişti ki, gülümsemeden edememişti. Alfa gibi davranmıyorsun, diye sitem edip durduğu çocuğun bu omega gibi tavırlarına eriyordu aslında, sadece itiraf edecek kadar cesur değildi.

Yeri delecek kadar sert adımları, bir bulutun üzerinde yürüyormuş gibi yumuşarken sakince yanına gitti ve onu bile fark edemeyecek kadar çabaladığı işe odaklanan çocuğun uzanmaya çalıştığı kitabı aldı.

Jungkook yerinden korkuyla sıçramış, anında arkasına dönmüştü. Bu hareketi sarışın alfayla yüz yüze gelmesine neden oldu.

Merdivenlerde olanlardan sonra görmediği alfayı birden karşısında bulmak onu şoka uğratmıştı. Bu yüzden ne hareket edebilmişti ne de bir şey söyleyebilmişti. Yalnızca burnunun dibindeki yüzü izleyebiliyordu. Nereden çıktığını bile düşünecek durumda değildi.

Birkaç kişinin fısıldaşarak yaklaştığını hisseden Taehyung, kendisine bakakalan Jungkook'u kolundan tuttuğu gibi köşeye çekmiş; bir kolunu duvara, diğerini ise raflara yaslayarak küçüğünün gizlenmesini sağlamıştı. Aklı olan kimsenin kendisini orada, yüzü belli olmayan biriyle o kadar yakında gördükten sonra yanına yaklaşma cesaretinde bulunmayacağının farkındaydı.

Şok üstüne şok yaşayan Jungkook'un büyümüş gözlerine bakarken birkaç santim uzağındaki küçük dudaklara daha fazla yaklaşmamak için kendini zor tutuyor, böyle bir şey düşündüğü için ise suçlu hissediyordu. Uzaklaşmaya çalışırken daha çok yaklaşıyor, daha çok yaklaşıyordu ve sonra ikisinin de canı çok yanıyordu. Taehyung yapmak için değil, yıkmak için yaratılmıştı. O yuva kuramazdı, istemeden daha çok bozardı. Bu yüzdendi kaçmasının nedeni. Ama karşı da koyamıyordu işte.

Küçüğünün saçlarına elini yavaşça çıkardı ve parmaklarıyla tarayarak yüzünün daha çok gizlenmesini sağladı. Uzun saç telleri yüzünden gözlerini sıkı sıkı kapatmıştı Jungkook. Sarışın olan bunu fırsat bilerek tuttuğu nefesini bırakıp derin bir soluk aldı ve kokusunu ciğerlerine hapsetti.

Tehlikenin uzaklaştığını hissedebiliyordu. Buna rağmen biraz daha o şekilde durdu ve sadece bakarak doymaya çalıştı küçüğüne. Ne kadar yetmeyeceğini bilse de yetinmek zorundaydı.

Jungkook etrafındaki feromonların farkındaydı. Ayrıca o kadar sıcaklamıştı ki, nefesleri sıklaşmıştı. Göğsü hızlı hızlı inip kalkıyor, ona dokunmamak için kendisini parçalıyordu.

En sonunda sarışın olan geri çekilip kitabı ellerine tutuşturduğunda gerçekliğe dönebilmiş, arkasına bakmadan giderken öylece onu izlemişti...

ᚔ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Bunny 🐰

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Bunny 🐰

Errorist≒TaeKook [Completed]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin