Laz kızı : Korkak Doktor (2)
Elimde zoraki tuttuğum çantayı eve ilk adımımı atmamla bir yana yollamıştım. İlk önce ceketimi omuzlarımdan indirmiş ve omuzlarımda ki yükü bir nebze de olsa hafifletmiştim. Daha sonra biraz daha rahat olma amacıyla saçımda ki tokaları bir bir çıkardım.
Saçımla işim bittiğinde ise oturma odasında bulunan kanepelerimin başına gelmiştim. Televizyonun karşısında olan kanepeye boylu boyunca yattığımda gözlerimin hedef noktası bembeyaz tavandı.
Aklımda dolanıp duran şey ise araba çarpan köpekti. Tabii onun yanı sıra iş görüşmemde oralarda dolanıp duruyordu. İçimdekileri başka birine aktarmam gerektiğini hissetmemle kanepeden hızlıca kalkarak arka cebimde ezilmiş olan telefonumu elime aldım.
Rehberde hızlıca bir tur attığımda bir kaç isim arayabileceklerim listesinin başını çekiyordu. Bunlardan ilki canım sevgilim Evren'di. İkincisi üniversite yıllarımın güzel geçmesine sebep olan Efecan ve diğer arkadaşım Sema idi. Diğerleri ise ayda yılda bir (!) hatrımı soran olağanüstü lise anılarımın geçmesine yardımcı olan dostlarımdı.
Parmaklarım ekranın üzerinde benden izinsiz hareket ederken Evren'i aramış bulundum. Telefonumu kulağıma dayadığımda bir kaç çalıştan sonra onun sesini duydum.
"Efendim Laz kızım?" Sesi uykuluydu. Daha şimdi kalkmıştı besbelli.
"Yeni mi uyandın? Kapatabilirim!?" Sesime yansıyan duygularıma karşıt Evren'den bir erkeksi kıkırtı bana başhedilmişti.
"Geceye kadar dosyalarla uğraştım, şimdi de masa başında uyuya kalmışım. Konuş sen, kırk yılda bir arıyorsun zaten." ilk cümlesi normal olsa da son cümlesi besbelli sitem içeriyordu.
"Aşk olsun Evren, üç gün önce 'nasılsın?' yazdım ya!"
"İki gün sonra da benim yazdığıma cevap verdin, hemde iyi geceler diyerek! Ben ne yazmıştım? A-Ah hatırladım 'Seni özledim ne zaman buraya geri döneceksin?'"
"Evren, meşgul olduğumu biliyorsun!"
"Ne ile meşgulsun, taşınma işlemleriyle ben ilgilenecektim?" soru gibi çıkan sesine karşıt sesimde ki huzursuzlukla yanıt verdim.
"Ben burada kalacağım." Sesi kesildi. Telefonun diğer ucundan hiç ses gelmiyordu. "Evren ben özür dilerim." Neden özür dilediğimi dahi bilmiyordum. Lakin yapmam gerekiyor gibi hissediyorum. "Ben ilk kez buraya adım attığım anda hissettim. Buraya ait olduğumu. Şimdi buraları bırakıp yabancı olduğum o şehire geri dönmek istemiyorum."
"Ben oraya gelebilirim?" sesi keskindi. Sormuyor, istiyor gibiydi.
"Hayır, hayır! Senin orada hayatın var, benim için bırakıp gelemezsin..."
"Evrim bunlar telefonda konuşulacak şeyler değil."
"Ya ziyarete gel, işin düşer gel! Ama her şeyi, herkesi bırakarak yanıma gelemezsin! Senin orada hayatın kurulu hem."
"Benim hayatım orada ama!" bir anda bağırması ile sesim bir yerlere kaçmıştı. Evren cevap vermeyeceğimi anlamış olmalı ki aramayı kapatmıştı, beni de yüzüstü telefonun bir ucunda bırakmıştı.
İçimde dizginlenemeyen öfke ile birlikte derin nefesler almaya çalışsamda başarılı olamamıştım. Elimde tuttuğum telefonu arka cebime yerleştirerek ayağa kalktım.
Trabzon'un soğuk havasına meydan okuyarak üzerime mont bile almadan daireden dışarı çıktım. Merdivenleri inerken bile acelem varmış gibi hızlıydım. Demir kapıyı gürültülü bir şekilde açtığımda ise Trabzon'un rüzgarı beni kıskıvrak yakalamıştı. Umursamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laz kızı : korkak doktor!
HumorLAZ KIZI KOLEJDE'nin ikinci kitabı LAZ KIZI : KORKAK DOKTOR yayımda! Başlangıç tarihi : 11.01.2020 Ailesinden, arkadaşlarından uzak Karadeniz'in en güzel şehirlerinden birinde, Trabzon'da, beş sene boyunca annesinin isteği üzerine okuduğu mesleği y...